Enver SEZGİN
Türkiye’nin değişik cezaevlerinde kalan çocuk mahpuslara yönelik insanlık dışı davranış haberlerini gazetelerden sıkça okuyoruz. Pozantı, Sincan, Maltepe ve diğer hapishanelerdeki çocuklara sistematik ve ağır işkenceler yapıldığı gerçeği uluslararası kuruluşların raporlarında da yer almaya başladı. Devletin koruması altında olması gereken çocuk mahkûmlar, ne yazık ki cezaevi yöneticilerinin ve gardiyanların insafına terkedilmiş durumdadır.
İki bine yakın “çocuk mahpus” çok kötü koşullarda yaşam savaşı veriyorlar.
İşkence görüyor, cinsel tacize uğruyorlar...
Türkiye’nin tüm cezaevlerinde görülen, insan hakları ihlalleri en çok çocuklara zarar vermektedir. Ancak bu “kötü muamele” çocuklarla sınırlı değildir. Pek çok mahkûm gayri insani davranışlara tabi tutulmakta ve bu davranışlar karşısında savunmasız durumda kalmaktadırlar.
İnsan Hakları Derneği (İHD)’nin 19 Aralık 2013 raporunu incelediğimiz zaman bu acı gerçeği tüm çıplaklığı ile görebiliyoruz.
Birleşmiş Milletler tarafından 1966 yılında yürürlüğe konulan ve Türkiye’nin de altında imzası bulunan,Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin onuncu maddesi şöyle diyor: “Özgürlüklerden yoksun bırakılan herkes insani muamele ve insanın doğuştan sahip olduğu insanlık onuruna saygı görme hakkına sahiptir.”
Bu temel norm “hukuk ve güvenliği” sağlamakla görevli devlete, gözetmesi gereken hakları açık bir biçimde hatırlatmaktadır.
Bugün Türkiye’de 328’i kapalı olmak üzere 377 cezaevi vardır. Bu cezaevlerinde yatan 140 binin üzerindeki hükümlü ve tutuklu “insanca muamele görmeyi” hak etmektedir.
İHD’nin raporun göre cezaevlerinden gelen en önemli şikâyet konusu işkence ve kötü muameledir.
Hoşgeldin dayakları, hazırol duruşu, mahpusların tekme tokat dövülmesi, hücrelerde dayak atma, küfürler...
Bütün bunlar adeta günlük uygulamalar hâline gelmiştir.
Bir örnek: Abdurrahman Candemir, Kırıklar 2 no’lu F tipi cezaevinde yatan, oğlu Yusuf Candemir’i ziyarete gider. Ziyaret sırasında oğlunun dayak yediğini öğrenir. Gardiyanlar Yusuf ve iki arkadaşını ellerinden ve ayaklarından kelepçeleyerek işkenceye tabi tutarlar.
Mahpusların karşılaştığı en önemli sorunlardan biri ise, vicdanları sızlatan “hasta mahpusların” içinde bulundukları trajik durumdur.
Yapılan araştırmalara göre, 2013 yılında on dört kişi rapor beklerken yaşamını yitirmiştir. Öte yandan 460 başvurudan 417’sine ret cevabı verilmiştir. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre ise,2010 yılında 252, 2011 yılında 268, 2012 yılında ise 260 mahpus hapishanelerde yaşamını yitirmiştir.
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden biri de zorunlu sevklerdir.
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi yayınladığı bir raporda şu ifadelere yer vermektedir: “Mahpuslar mümkün olduğu ölçüde ailelerinin ya da yakın akrabalarının bulunduğu yerlerin yakınında bulunan cezaevlerine yerleştirilmelidir.” Bizdeki uygulama ise bunun tam tersidir.
Nihat Yürek’in üç çocuğu cezaevindedir.
Kıt kanaat geçinen bir insan için farklı cezaevlerinde yatan üç çocuğunu rutin bir biçimde ziyaret etmek kolay değildir. Onun isteği tüm çocuklarının aynı cezaevinde biraraya gelmesidir. Bunun için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunur.
Tam tersi bir işlemle karşılaşır. Oğlu Veysel Yürek Batman Cezaevi’nden Tekirdağ’a, bir diğer oğluMazlum Yürek ise Siirt’ten Bandırma’ya sürgün edilir.
Nihat Yürek pes etmez.
Bir kez daha çocuklarının yakın cezaevlerine nakledilmeleri için Adalet Bakanlığı’nın kapısını çalar. Başvurusu bir kez daha reddedilir.
Ceza sorumluluğunun şahsiliği gözönüne alındığında ailelerin de bedel ödemek zorunda bırakıldığı gerçeğiyle karşılaşıyoruz.
Uzun tutukluluğun “ceza infaz” yöntemi hâline geldiği Türkiye cezaevlerinde sık sık insan hakları ihlalleri ile karşılaşmaktayız.
Mahkûmlar insan onuruna yakışmayan davranışlara maruz kalmaktadırlar.
Kötü muamele, dayak, sürgünler, ölüm...
Yazarlar
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015