Enver SEZGİN
Son otuz yıldır hiçbir problem bizi Kürt meselesi kadar meşgul etmedi. Hiçbir konu bu kadar uzun süre gündemin ilk sıralarında yer almadı. Başka hiçbir sorun toplumun tüm kesimlerini bu derece derinden etkilemedi.
Ve artık gündemden düşürmek, kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırmak mümkün gözükmüyor.
Üstünü örtemezsiniz; isteseniz bile “çözümü” daha fazla öteleyemezsiniz.
“Barış ve çözüm süreci”, bir toplumsal talebin ürünüdür.
Bu talebi gözardı edemezsiniz.
28 Aralık 2012 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan bir televizyon programında, Kürt sorununun çözümü için hükümetin İmralı’da yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmelere başladığını duyurmasının ardından iki yıl geçti. Tam iki yıldır “barış ve çözüm süreci” yolunda yürüyoruz. İki yıldır devlet yetkilileri ile Abdullah Öcalan arasında “çözüm için” görüşmeler yapılmaktadır. Şimdi ise geniş çaplı müzakerelere geçiş için hazırlıklar yapıldığı söyleniyor. Tüm olumsuz gelişmelere rağmen bu bir kazanım olarak değerlendirilmelidir.
Ancak, çözüm geciktikçe, bir yandan da yıkıcı sonuçlara yol açan olaylarla karşılaşmamız kaçınılmaz hâle geliyor.
7- 8 Ekim hadiselerini ele alalım: O günlerde meydana gelen olayların acı sonuçlarının bedelini tüm toplum olarak ödedik, ödüyoruz. İşyerleri, evler kundaklandı. İnsanlar canlarını yitirdiler; evlere ateş düştü. Bir iç savaşın kıyısından döndük. En büyük tahribat ise “duygularda” meydana geldi. Büyük kırılmalar yaşandı. Bu kırılmaları onarmak o kadar kolay olmayacak.
Başbakan ve bazı bakanlardan “çözüme ulaşmak için kamu güvenliğinden feragat edilmeyecek” yönlü açıklamalar yapıldı. Görüşmelerin devam etmesi için, “kamu güvenliğini sağlanması” ilk şart olarak ileri sürüldü.
Ancak, Halkların Demokratik Partisi (HDP)’ye ve bu partinin Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş’a baskı yaparak “güvenliği” tesis edemezsiniz. Talimatlarla “kamu güvenliği” sağlanamaz.
Güvenliği, adım atarak, müzakereleri sürdürerek ve diyalog kanallarını artırarak gerçekleştirebilirsiniz. Hükümet, biraz olsun bu gerçeği kavramış olmalı ki, görüşmelere yeniden ağırlık vermeye başladı.
Geçen çarşamba günü İmralı’da, Öcalan ile görüşen HDP heyeti şu açıklamalarda bulundu: “Bu toplantının sonunda kamuoyuyla paylaşmak isteriz ki, bu süreçte İmralı’da Sayın Öcalan ile devlet heyeti arasında yoğun görüşme trafiğinin yaşandığı; yapılan toplantılar neticesinde anlamlı, derin müzakerelere geçme konusunda herhangi bir engel olmadığı heyetimize anlatılmıştır.” İnatla ve ısrarlı bir şekilde sürdürülen görüşmelerin sonucunda bir ilerleme kaydedildiği anlaşılmıştır.
Nitekim Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle de Diyarbakır’da düzenlenen bir toplantıda yaptığı bir konuşmada, Öcalan’ın şu ifadelerine yer vermiştir: “Beş- altı senedir burada sürdürdüğümüz diyalog bugün bir müzakere taslağı üzerinde anlaşmaya ulaştırılabilmiş durumdadır. Hükümetle, devlet heyetleri ile sürdürülen görüşmelerle bugün belki de iki yüz yıldır bu topraklarda çok acılar yaşatan Kürt sorunu ve diğer bütün sorunların çözümü yönünde tarihî adımlar atabilmenin arifesindeyiz.”
Bu açıklamalar çok önemlidir. Önemlidir, çünkü daha kısa bir süre önce ilişkiler kopma noktasına gelmiş, sürecin başarısızlıkla sonuçlanması tehlikesi doğmuştu. Bugün ise, uzlaşmayı ve bir kez daha çözüm noktasında müzakereyi konuşur duruma geldiğimizi görüyoruz.
HDP heyetinin yakın zamanda Kandil’e gideceği açıklaması yapıldı. Önemli bir krizin geride kaldığı anlaşılıyor. Barış ve çözüm için “yeni ve önemli” bir zemin oluşuyor.
Lakin zaman “çözüm yanlıları” için daralıyor.
Çözümsüzlük başka “çözümleri(!)” devreye sokabilir.
Artık adım atma zamanı.
Çok geç olmadan…
Yazarlar
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015