Enver SEZGİN
Akşamın karanlığında kente girdiğimizde, gözümüze çarpan ilk şey yolların bir hayli tenha olmasıydı. Sağlı sollu dizilmiş dükkânlar, restoranlar ve hattâ büyük alışveriş merkezleri kapalıydı. Merkeze vardığımızda benzer bir manzara ile karşılaştık. Şehre tam bir gerginlik hâkimdi. O saatte ve böyle bir ortamda dışarıda yapabileceğimiz pek bir şey yoktu. Erken sayılabilecek bir saatte evdeyiz.
Art arda patlayan kurşun sesleriyle uyandım. Saat gece yarısını biraz geçmişti. Zar zor uyudum. Sabaha karşı bu kez top sesleriyle uyandım. Artık uyumak ne mümkün.
Sabah, kenti dolaşmaya başlıyorum. O eski canlılık yok. Sokaklar, caddeler neredeyse bomboş. Yanımdan geçen bir kadının telefon konuşmasına tanıklık ediyorum. Kadın, telefonun öteki ucundaki bir yakınından, iki oğlunun eğitimlerine bir başka kentte devam etmeleri için yardım talep etmekteydi. Bu konuşma bile insanların nasıl bir ruh hâli içinde olduklarını anlamaya yeterdi. Sokakta, gergin ve bir o kadar da hüzünlü bir hava var. İnsanlar olup biteni anlamaya çalışıyorlar. Yorgun ve kızgınlar.
Ekonomik hayat durma noktasına gelmiş. Oteller bomboş. Bu turistik ilde tek bir turiste bile rastlamak mümkün değil. Daha şimdiden binlerce esnaf iflas etmiş durumda.
Akşam geç olmayan bir saatte restorana oturup karnımızı doyurmanın telaşı içindeyiz. Burada birazdan neler olabileceğini kestirmek oldukça güç.
Dışarıda tam bir sessizlik var. Birden sessizliği bir araç konvoyunun yarattığı gürültü bozuyor. Çok sayıda askerî araç önümüzden geçiyor. “Bunlar savaş bölgesine gidiyor. Bu gece sabaha kadar şiddetli çatışmalar olacak.” Bu sözler masada oturan arkadaşlardan birine ait.
Yine aynı evdeyiz. Yatak odasının penceresinden dışarı bakıp olup biteni anlamaya çalışıyorum. Biraz ötede dumanlar yükseliyor.
Gece yarısından hemen sonra top atışları daha da artıyor. Saatlerce sürüyor bu iş. Bu gece kimbilir kaç kişi hayatını kaybedecek. Kaç çocuk bu dünyadan çok erken yaşta göçmüş olacak. Sabahı zor ediyoruz.
Burası Diyarbakır. Bir milyon nüfuslu bu kadim yerleşim birimi, hayalet şehir hâline gelmiş.
Şehrin kalbi sayılan Sur ilçesi ise ateş altında. Burada günlerdir sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Burada yaşayan insanlar tam bir aydır cehennem hayatı yaşıyorlar.
Çok sayıda aile göç etmiş durumda. Gidemeyenler/ gitmeyenler ise savaşın tam ortasında hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Su ve elektrik kesik. Çöpler toplanamıyor. Binlerce insan abluka altındaki evlerinde hapsolmuş durumda. Tank ve top atışlarında yakınlarını kaybediyorlar. Kayıplarını gömemiyor, yaralılarını hastaneye götüremiyorlar.
Burada tam anlamıyla bir “iç savaş” yaşanıyor.
Üstelik PKK, savaşı sürdürmek suretiyle daha çok insanı kazanarak “halk savaşını yükseltmek” ve böylelikle amacına ulaşmak istiyor. Devlet ise operasyonlarla ve ablukayı sürdürerek, burada yaşayan halkın, PKK’ye “tepki göstermesini” bekliyor. Eziyeti ise burada yaşayan insanlar çekiyor. Sonu belirsiz bir savaş bu.
Burada kiminle konuşursanız konuşun “Bu savaşın kazananının olamayacağını” söylüyorlar. Savaş tırmandıkça tahribat artıyor.
Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık bir açıklamasında şuna dikkat çekiyor: “Ne hendeklerle, ne de ablukalarla bir son olur. Ellerinde bir yastık, bir yorgan kaçıyor insanlar. Bu bir iç savaş değil, bir iç kanama.” Durum tam da böyle.
Ve ne yazı ki bu “iç kanama” toplumsal bir yıkıma dönüşüyor.
Çok geç olmadan, bu yıkımı durduralım. Bu savaşa son verelim.
Barışa yeni bir şans tanıyalım.
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015