Halil BERKTAY
[3 Temmuz 2014] Gene toplumun ve güncelliğin çok gerisinde kaldım. İşler yığıldı; dersler, yaz okulları, misafir hocalar, yurtdışından gelen öğrenciler derken, başımı kaldıramaz oldum. İki küsur hafta geçti; bir ilk çıkış denemesi yapayım dedim (27 Haziran). Olmadı. Oysa yazmak, bir müzisyenin her gün çalışması, ya da bir sporcunun her gün antrenman yapması gibi bir şey. Kendi alışkanlığını yaratıyor; bazen isteksizleşseniz bile sizi rutin ayakta tutuyor. Tersten söylersek, arayı biraz uzattığınızda, adım adım gevşeyip düşüşe geçiyorsunuz. En kötüsü, düşünüş tarzınız köreliyor (en azından bana öyle geliyor). Yazmaya göre düşünmek, başka bir şey. Yazmayacağımı bilirsem, etrafıma, yakın ve uzak dünyalara daha rastgele bakıyorum. Yazmaya niyet ve hevesim varsa her şey değişiyor. Sırf o tedirginlik, daha keskin gözlemlemeye ve bir fikri bir yığın alt-aşaması boyunca sonuna — acıttığı ve daha fazla acıttığı ve artık çok acıttığı yere kadar götürmeye yol açıyor.
Türkiye’nin Kürt sorunu için bir metafor olarak yeryüzünün bütün millî boğazlaşmaları. Türkiye’nin Kürt sorunu için bir metafor olarak apartheid ve çöküşü (Serbestiyet, 6, 7, 9, 12 Aralık 2013; yarım kaldı). Türkiye’nin Kürt sorunu için bir metafor olarak İrlanda Bağımsızlık Savaşı ve Michael Collins (Serbestiyet, 12, 15, 20, 21 Şubat 2014; yarım kaldı). Türkiye’nin Kürt sorunu için bir metafor olarak Filistin sorunu.
Ve nihayet Filistin sorunu ve sadece Filistin sorunu ve kendi başına Filistin sorunu. Yeryüzünün en büyük kanayan, kapanmayan yarası. Mazlum ve mağdurlardan sürekli zalim ve katiller üreten bir cehennem. Bir yanda, anti-semitizme tepkiden, Siyonizmden, Nazilerin Yahudi soykırımından türeyip, 1948’de nakba denen masif bir etnik temizlik ve toprak müsaderesiyle vücut bulan yerleşimci-kolonyal (settler colony) İsrail devleti. Diğer yanda, o devlet zulmü ve terörünün hem ezdiği, hem ifsâd ettiği Filistinliler; yeniden hayat verdiği anti-semitizm; her aşamada, âdetâ kendisinin aynadaki aksi gibi hortlattığı karşı-fanatizm; (Şii) Hizbullah ve (Sünni) Hamas gibi şiddet ve terör örgütleri.
İşte bu vahşet sarmalının son tırmanışı. Şeria nehrinin işgal altındaki Batı Yakası’nda, bütün barış sözleri ve süreçlerine göre izin verilmemesi gereken, ama ikinci (veya bitmeyen) bir nakba gibi, habire izin verilen yeni Yahudi yerleşimleri. Sertleşmesi ve yeni yeni çatışmalara bahane sunması kaçınılmaz bir sürtüşme ortamının, kör kör parmağım gözüne yaratılması. Nitekim bundan üç hafta kadar önce Hamas tarafından kaçırılan,Eyal Yifrach, Naftali Fraenkel ve Gilad Şaer adlarındaki ilâhiyat öğrencisi üç İsrailli gencin, 30 Haziran, yani geçtiğimiz Pazartesi günü Hebron kenti yakınlarında ölü bulunması. Derken, bu sefer Filistinli bir gencin, 17 yaşındaki Muhammed Ebu Hudayr’ın, Batı Şeria’daki Şufat’ta bilinmeyen kişilerce zorla bir arabaya sokulup kaçırıldıktan sonra, kısmen yanmış cesedinin bulunması. Ve hemen, derhal, kestirmeden tırmanış – Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın Gazze Şeridi’nden İsrail’in güneyindeki Sderot kentine roket ve havan ateşi açması; buna karşılık İsrail’in Gazze’yi havadan bombalaması.
Ardından, tipik bir yorum ve demeçler ıskalası, İsrail’in ılımlılarından şahinlerine, oradan Filistin örgütlerine uzanan. Hepsinin Türkiye’deki karşılıklarını bulmak zor değil kuşkusuz. Son Lice olaylarına bakmak yeter. BBC’den aktarıyorum. (a) Yüksek tirajlıYediot Aharonot’un yazarı Ben-Dror Yemini: “Yahudilerin büyük çoğunluğu, Şufatlı gencin katillerinin Yahudi çıkmamasını umuyor, bunun için dua ediyor… ama havada, hepimizin gerçekleri inkâr içinde olduğumuz… aslında ırkçı bir sağın artık içimizde yuvalanmış olduğu korkusu var.”
(b) Netanyahu yanlısı Yisrael Hayom yazarı Dan Margalit: “Elbette her namuslu İsrailli, Eyal Yifrach, Naftali Fraenkel ve Gilad Şaer’in katillerinden kurtulmak isteyecektir. Onları katleden iki Filistinliden alacağımız bir kan borcu söz konusu… [Ama] onların peşine düşmesi gereken İsrail ordusu ile Şabak’tır, yoksa kamusal hayatın dışında faaliyet gösteren başıbozuk gruplar değil.” [Bizdeki şehitlerimiz edebiyatının muadili. Özetle, kan dâvâsı diyor, intikam diyor, öldüreceğiz diyor; rövanşist milliyetçiliğe çanak tutuyor, okşuyor, sırtlarını sıvazlıyor; ama son anda, siviller öldürmesin istiyor.]
(c) El Fetih yanlısı günlük El Kuds gazetesi: “Bir kere daha, şiddetin, fanatizmin ve gerilimin önünün alınmasına giden yolun barıştan geçtiğini söylüyoruz.” [Tersi de geçerli değil mi acaba; yani barışa giden yolun şiddetin ve fanatizmin önünün alınmasından geçtiği?]
(d) Hamas’ın Gazze’de yayınlanan Filastin’inde, Dr İsam Şavir’in yazısı: “İşgalcilerin tehditleri beş para etmez ve Hamas’ı korkutamaz, hele hele Gazze Şeridi’nde.” [Tercümesi: savaşa devam; sürsün bu kan banyosu, haklılık ve kahramanlık adına.]
Hayat ve sanat üzerinden; Omar [Ömer] filminin aynı adı taşıyan baş kişisi ve Muhammed Ebu Hudayr üzerinden devam edeceğim.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024