Mahmut ÖVÜR
Şu sıralarda koalisyon ihtimalleri kadar Çözüm Süreci de konuşuluyor. Daha çok da HDP konuşuyor.
HDP'nin işi kolay değil çünkü seçim sürecinde muhatap seçtiği CHP ve MHP umut vermediği gibi AK Parti'yi de kendileri düşmanlaştırdı.
Şimdi, sanki seçim sürecinde çözüm iradesini ortaya koyan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AK Parti'ye karşı bir "düşmanlaştırma" siyaseti izlememiş gibi davranmaları inandırıcı değil.
Bu noktaya da -bazı hatalarına rağmençözüm sürecini başlatarak siyasetin önünü açmak isteyen AK Parti değil tam aksine "pozisyon değiştiren" HDP getirdi.
HDP, bunu da silahlı güçlerin devreden çıkmasını İzleme Komitesi seviyesine indirip, Kobani üzerinden AK Parti'yi "yalanlarla düşmanlaştırma" kampanyası yürüterek yaptı.
O kampanyayı da, üçüncü göz olmak isteyen ABD'den ulusalcılara, Paralel Yapı'dan Doğan medyasına AK Parti karşıtlarıyla aynı safta durarak ve onlardan büyük destek alarak gerçekleştirdi.
Daha da ilginç olanı, seçim sonrasında da bu siyasetinden vazgeçmedi. HDP'li aktörler her fırsatta, CHP'nin ısrarla istediği CHPMHP- HDP koalisyonuna tam destek verdi.
Yani seçim tablosuna rağmen, HDP'liler kendilerini dışlayan, Meclis'te flu gören, çözüm sürecini "ihanet süreci" olarak niteleyen MHP ile bile bir araya gelmeyi içlerine sindirdi ama çözüm sürecini başlatan, hükümet kararına dönüştüren AK Parti'ye karşı "düşman" siyaseti izlemekten vazgeçmedi.
Şimdi aynı HDP Çözüm sürecinin devam etmesini istiyor. Bunu da AK Parti'yi düşmanlaştırdıkları için kimi muhatap alacağını bilmeden yapıyor. İşte siyaset mühendisliğinin sonucu bu... Bazen oy almak, konjonktürel başarıyı yakalamak yetmiyor önemli olan siyaset üretmek ve geleceği görmek.
HDP tam da bu nedenle deyim yerindeyse derin bir paradoks içinde. Bir yanda bölgedeki konjonktürel gelişmeler ve kimlik siyasetinin sunduğu fırsat var, öte yanda ise oy aldığı Kürt sosyolojisinin çözüm beklentisi ve Türkiyelileşme sözü var.
Kaos olmasın, çözüm süreci sürsün ve siyasetin önü açılsın diyerek HDP'ye oy veren milyonlar seçim sonrası HDP'den daha "ılımlı" ve sorun çözücü yeni bir siyaset bekliyor. Ama buna yönelik bir ipucu olmadığı gibi HDP hala, iktidara en yakın duran AK Parti'ye karşı sert ve düşmanlaştırma siyaseti izliyor. Sonra da kalkıp muhatap arıyor. .
HDP ve Kandil'in seçimlerde izlediği bu çelişkili siyaset, ilginç bir şekilde çözüm sürecinde öne çıkan ve "meşrulaşan" Öcalan'ı da devre dışı bıraktı.
Bir anlamda Öcalan'ın muhataplığı da boşa çıktı.
Artık, şu tablo sorgulanır oldu. Bugüne kadar Öcalan ne önerdi ve ne kadarı gerçekleşti? Şimdi Öcalan'ın 2013 Newroz'unda söylediği şu sözlerin bir hükmü var mı?
"Artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir."
Aynı şeyleri 2014 ve 2015'te de söyledi. Ne oldu?
Kandil, her defasında bir gerekçe bularak bu talepleri yerine getirmedi. Dahası seçim sonrası Kandil'den daha net bir tavır geldi:
"Silahları bırakma kararını sadece biz veririz"
Bu Öcalan'ın inandırıcılığına son darbeydi. HDP ve Kandil, siyaset mühendislikleriyle süreci kilitleyerek, içinden çıkılmaz bir noktaya getirdi. Suriye'deki gelişmeler bu projenin daha da derinleşeceğini gösteriyor. Peki, buradan çıkılacak?
Öcalan'ın yeniden devreye girmesi mümkün mü ve bir anlamı var mı? Ve bunu kim sağlayacak? Devlet mi HDP mi? Yarın devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019