Mahmut ÖVÜR
Siyasetin doğal akışıyla değil de siyaset mühendisliğiyle bir yerlere geliyorsanız, o yeri hak etmediğiniz gibi hakkını da veremezsiniz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumu tam da böyle. Partisini bir adım ileri götüremediği gibi giderek irtifa kaybettiriyor. CHP'nin 6 yıldır yaşadığı bu.
Tabii bunun ceremesini sadece CHP'liler değil tüm Türkiye çekiyor. Daha da çekecek gibi çünkü CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerinden sonra başka bir ruh hali içinde ve tam bir dibe vuruş yaşıyor. Ankara'da, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu'ndaki şu konuşmaya bakın:
"Darbe hukukuyla beraber ele alacaksak Anayasa'yı değiştirelim. Darbe hukuku kalsın, biz bu Anayasa'yı değiştirelim; ne için? 'Başkanlık sistemini getireceğiz.' Bir kişi konuşacak,Türkiye susacak. Bir kişi konuşacak, hâkim ona göre karar verecek. Bir kişi konuşacak, ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz. Açık ve net."
Bu sağlıklı bir siyasi aklın ürünü olamaz. Bir partinin "başkanlık" önerisini beğenmeyebilirsiniz. Ama şu denebilir mi: "Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz."
Ayrıca kimse referandumsuz, seçimsiz bir sistem değişikliğinden söz etmiyor. Kararverecek olan da toplum. Peki, nasıl oluyor da, bu zeminde Kılıçdaroğlu'nun aklına "kan dökmeden" sözü gelebiliyor.
Kılıçdaroğlu darbe mi yaptıracak yoksa iç savaş mı çıkartacak? Sağlıklı bir aklın ürünü değil bu yaklaşım. Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerini rahmetli Necmettin Erbakan'ın 90'ların ortasında söylediği ve yanlış yorumlanan o sözleriyle de kıyaslamamak gerekiyor.
Çünkü Erbakan'ın kapalı bir grup toplantısında söylediği "Türkiye, muhakkak bir geçiş süreci yaşayacak. Bu kanlı mı olacak yumuşak mı olacak? Buna, bu millet karar verecek" sözü "vesayet rejimi"nin tavrına ilişkindi.
Aslında Kılıçdaroğlu'nun bugün söylediği de onu doğruluyor. O sözü, dönemin ANAP Başkanı Mesut Yılmaz Refah Partisi'nin iktidara gelişiyle ilgili "Kanlı mı, kansız mı olacak?" gibi sunmuş öyle de akıllarda kalmıştı. Dahası o söz Refah Partisi'nin en önemli kapatılma nedeni olmuştu.
Kılıçdaroğlu'nun sözü yasal bir soruşturma nedeni olur mu bilemem ama siyasi açıdan bir bitişi işaret ettiği çok net. Bu durum, Türkiye'deki muhalefet probleminin de ne kadar derinleştiğini gösteriyor.
Başta CHP olmak üzere ne yazık ki muhalefet büyük oranda eskiyi yani statükoyu korumaya çalıştığı için yeni bir şey üretemiyor.
Başkanlık sistemi karşısındaki öfkeleri de bundan.
Dedikleri tek şey "Seni başkan yaptırmayacağız" veya "Sen başkan olamazsın" negatif siyaseti. Türkiye toplumu, çok eskiden beri bu "yaptırmayacağız, sattırmayacağız" siyasetini tanıyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, da bu siyasetçi tipinin son örneği ve derin bir çaresizlik içinde. Geldiği yeri dolduramadığı gibi öfkeleniyor, şikâyet ediyor, vatandaşa kızıyor, cumhurbaşkanına hakaret ediyor ve işin içinden çıkamayınca da son yaptığı gibi "kan dökmek"ten söz ediyor.
Türkiye'ye ve CHP'ye bundan daha fazla kötülük ne olabilir ki...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019