Mahmut ÖVÜR
Bugün ABD ile, AB'nin kurucu babası Almanya dahil dünyanın birçok önemli ve gelişmekte olan ülkesi siyasi ve ticari gerginlik yaşıyor.
Türkiye ise bu gerginliği çok daha derin yaşayan ülkelerin başında geliyor.
Sadece son 5 yılda darbe girişimi dahil ABD'nin arka planda olduğu onlarca saldırıyla karşılaştık. İlginçtir, bu sürece AB ülkeleri de her türlü desteği verdi. Sanki Türkiye'yi test ettiler.
Bunun Trump'ın başkan olmasıyla da bir ilişkisi yok. Hatta onun olmadığı bir ABD'nin daha agresif olacağını söylemek hiç de yanlış olmaz.
Örneğin Clinton seçilseydi ABD, Türkiye'ye karşı çok daha sert bir siyaset izleyecekti. Başkan Erdoğan özellikle son 3 yılda realist davranarak, bütün bu dış saldırıları atlatmayı başardı ve bugün çok yönlü dış politikayla yeni bir dönemin kapısını araladı. Almanya gezisi bu açıdan yeni bir sayfanın açılacağına işaret ediyor.
Dünyanın en güçlü sanayi ülkesi Almanya da, Türkiye'den vazgeçip Ürdün üzerinden bölgede etkili bir siyaset yürütemeyeceğini, sürekli Türkiye karşıtı bir siyasetle bir yere gidilemeyeceğini gördü. Ama daha önemlisi Almanya'nın, ABD'nin siyasi ve ticari sıkıştırması karşısında güçlü ve siyaset üreten müttefiklere ihtiyaç duymasıydı.
Aslında bu, AB'nin de ihtiyacıydı.
Çünkü son 50 yılda insanlığın ortak değeri olarak üretilen, "demokrasi, insanhakları ve evrensel hukuk"la cazibe merkezi olan AB, bugün İngiltere'nin ayrılması ve ırkçı eğilimlerin yükselmesiyle o cazibesini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu da hem Almanya'nın hem de AB'nin yeni bir hikâyeye ihtiyacıolduğunu gösteriyor.
İşin doğrusu Türkiye'nin de benzer bir hikâyeye ihtiyacı var.
Çevresini saran vekalet savaşlarından, terörden, dış kuşatmalardan, göç tehdidinden, ekonomik saldırılardan hatta iç siyasi kutuplaşmadan çıkış için Türkiye'nin yeni bir hikâye ihtiyacı tartışılmaz.
Başkan Erdoğan, uzun süredir bunun ipuçlarını veriyordu. Üç yıl sonra AB Reform Grubu'nun toplanması, AB'ye yönelik sıcak mesajların verilmesi ve en son BM'de "adaletli bir dünya" talebi Türkiye'nin bu yeni hikâye arayışının bir sonucuydu.
Türkiye bu arayışa cevap verecek önerilere açık olduğunu sayısız kez gösterdi.
Sorun Türkiye'den çok, AB'den ve Almanya'nın tavrından kaynaklanıyordu.
Bırakın medya üzerinden yürütülen negatif algıyı, sadece 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe girişimine imza atan FETÖ'cülere AB ülkelerinin kucak açması bile yeter.
Bu durum, bir süredir Alman yetkililerin verdiği mesajlarla değişecek gibi görünüyor.
Başkan Erdoğan'ın Almanya gezisi, iki ülke arasında buzların çözüleceği yeni bir başlangıç olacak. Siyasi ve ticari ilişkilerde hava değişse de iş FETÖ ve PKK'ya gelince zaman alacak gibi. O alanda da önce siyaset dilinde bir değişim, sonra da sürprizler görebiliriz.
İlk adım atılacak ama asıl önemli olan AB'nin de Türkiye'nin de ihtiyacı olan yeni bir hikâyenin yazılması...
Hayal gibi görünse de demokratik- laik- hukuk devleti MüslümanTürkiye'nin AB üyesi olması, sadece Türkiye'yi değil, aynı zamanda AB'yi de sıkışmışlıktan, ırkçılık ve ötekileştirme tehlikesinden kurtarır ve yeniden dünyanın cazibe merkezi yapar. Ve bu adım Türkiye-Rusya ilişkilerini de olumlu etkiler. Tersi olursa AB irtifa kaybeder, Türkiye de çok yönlü yoluna devam eder.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019