Mehmet TIRAŞ
Lice olaylarında askerlerle çatışmada ölen iki kişinin defin işleminden sonra çıkan olaylarda göstericilerden birinin Diyarbakır Askeri 2.Hava kuvvetler Komutanlığının ait garnizon duvarını ve tel örgüsünün aşarak Türk bayrağını indirmesi, başta muhalif partilerimiz CHP’nin öncülük edip MHP ve AKP olmak üzere HDP-BDP hariç tam bir kıyamet kopardılar.
Ülkenin dört bir yanında insanlar sokaklara döküldü,HDP binin parti örgütlerine saldırdılar.
Neymiş o bayrak nasıl inerde asker buna seyirci kalır, ya o bayrak inmeyecekti ya da indireni indirecekti asker veya anlının çatından vuracaktı gibi insanı insan yerine koymayan bir vahşiliği yaşatıyor bizlere siyasilerimiz.
Hal bu ki hiçbir şey insan yaşamından daha değerli değildir.
Bir bayrağın indirilmesi için ülkenin gündemini belirleyip yeri yerinden oynatanlar, Soma’da 301 işçi ilkel şartlarda çalıştırılarak göz göre ölüme gönderdiler ama 81 ilden üç beş ilin dışında toplumun hiçbir kesimin kılı kıpırdamadı,vatanperver siyasilerimiz parti teşkilatlarını harekete geçirmedi.
Ya vatan için ölüme gidenler bayrak için ortalığı yakıp yıkanlar meydanlarda bağırıp çığıranlar, nara atanlar Musul’da Türk konsolosluğunu basan IŞİD,İslamcı terör örgütü 49 çalışanı 30 Tır şoförlerini rehin aldı, IŞİD terör örgütüne karşı niye sokaklara dökülmediler.Musul Konsolosluğunda bayarak indirilmedi mi,nerede bu sahtekar vatanperverler?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Orta Doğu da Müslüman kanı akıyor demişti,insan kanı demiyor dikkat edin!.Bizim iktidar için ölen Müslüman ve Sünni ise şehit veya kahraman olur ,başka bir inanç veya mezhepten ise adı terörist olur annesi meydanlarda yuhalatılır.
Diyarbakır’da bayrağı indiren genci niye vurmadın anlının çatından diye haykıranlar,ya o bayrağı indireni niye indirmedin diye ortalığı velveleye veren Başbakan, peki Musul Konsolosluğunu basan IŞİD terör örgütüne karşı donanımlı konsolosluk görevlisi silahlı güçler için, bir mermi atmanda teslim oldukları konusunda niye konuşmuyorlar?
İçeride aslan kesilip güvenlik güçlerine savunmasız insanları vur, anlının çatından vurup albayrağın sapını dik diyenler,IŞİD’e silah doğrultmayan profesyonel silahlı güçleri tehlikeyi görünce topuklamaları karşısında dut yermiş bülbül oldular.
“Hani Türkiye’nin kimse gücünü test etmeye kalkışmasın deniliyordu?”
“Hani Türkiye bölgesinde bir yıldız ve güçtü?”
Peh peh kiziroğlu Mustafa.
Bir ülkenin büyüklüğünün değişmez kriteri o ülkenin dış politikadaki ağırlığından gelir.
Türkiye dünya kamuoyunda bir ilgi görüyorsa bu uluslararası siyasal ve ekonomik gücünden değil tamamen stratejik coğrafi konumundan ilgi görmektedir.
Başbakan içe dönük büyük ülke nidalarıyla bağırıyor ama başı derde düştü mü,NATO’dan yardım istiyor NATO’yu acil Türkiye için toplantıya çağırıyor..Sıkıntıyı atlattı mı, ABD’ye AB’ligi ülkelerine atıp tutuyor.
Başbakan ve Davutoğlunun büyük beylik laf etmeleri veya hayallerini dış politikaya uyarlamaya kalkmalarının sonucunu yaşıyoruz Orta Doğu’da.
Irak’taki iç savaşı hesaba katmadan, Suriye’de Esad’ın üç beş ay içinde gidecek diye ömür biçmenin yanında birde öngörüsüzlükte bulunmanın sonunda; din ve mezhep siyasetine yönelip Sünni ittifak yapması ,980 kilo metre kara sınırımız olan Suriye’de geldiğimiz şuan ki durum Esed’i arar duruma geldik.Bölgemiz tam bir belirsizlik ve kan revan içinde,nerede duracağını da kimse bilmiyor.
Tam bir mezhep savaşı veriliyor Irak ve Suriye’de..Mezhep savaşları sınır savaşları benzemez,çevre kirliliği gibi herkesi etkiler zaman içinde.
IŞİD terör örgütü Esed’e rahmet okutuyor.
Irak’ı ABD’nin işgaliyle Irak’ta ciddi bir otoriter boşluğu doğdu bu siyasi boşluk iç savaşa dönüşürken,bu iç çatışmaların Şii-Sünni çatışmasını getireceğini bilmek için kain olmaya gerek var mı?
Suriye’de çıkan iç savaşın böyle gitmeyeceği başından belliydi Esad güçlerinin çekilmesiyle oluşan siyasi otoriter boşluğunu İslamcı terör örgütleri doldurmaya başladı, hem de silahlanarak en büyük maddi ve manevi desteği Türkiye’den gördüğü.
Başbakan Erdoğan’ın Sünni-Şii Suriye politikası;Esad’a kim düşmansa o benim dostum diyen bir anlayışın sonucunu yaşıyoruz bugün bölgemizde.
Sıfır sorunsuz komşu politikamızın geldiği yer değerli yalnızlığa dönüştü..
Selam vereceğimiz komşu kalmadığı gibi şimdi de AB üyesi ülkeler bizim Başbakan’ın ülkelerine gelmelerini istemiyor..Almanya’nın çıkışına şimdi de Avusturya dışişleri bakanı da Başbakan Erdoğan’ın konuşmaları ülkemizde yaşayan Türklerle bizler arasında bir entegre oluşturmadığı gibi bir uyumsuzluk yaşatıyor diye tepki gösteriyor.Medyaya yansıdığı kadarıyla AKP’nin Erdoğan’ın katılımıyla düzenleyeceği toplantı için istedikleri hiçbir kapalı salon toplantısını vermediklerini öğreniyoruz.
Biz sadece komşularımızla değil,uluslararası içinde yer aldığımız NATO ve içinde yer almak için yarım asırdır uğraştığımız AB’liği gibi ülkelerle sıkıntılar yaşamaya başladık.
AB’ye üye olup,NATO içerisinde mi kalacağız yoksa Şanghay beşlisine mi gireceğiz?
Bir Rus ata sözü var,”iki tavşanın peşine birden düşerseniz,ikisini de yakalayamazsınız” der.İki şeyi aynı anda yapmak,ikisini de yapamamaktır.
Gidişatımız hayra alamet değil.
Muhalefeti düşman gören bir zihniyet iç barışı nasıl sağlar,komşularına nasıl örnek olur?
Ama bizim Başbakan hala açılış yaptığı illerde yaptıkları konuşmalara bakar mısınız, kutuplaştırıcı,çatıştırmacı ve bölücü, yaralayıcı bir dili kullanmaktan hiç sakınmıyor,muhalif olan her kesime hakaret etmeye iftira atmaya devam ediyor.
Bu dil, bu tavır ülke birliğini ve bütünlüğünü nasıl sağlayacak?
Yüzde 53’ü düşman gören bir anlayışla,Allah aşkına siz nasıl 76 milyonun başbakanıyım diyorsunuz?
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025