Mehmet TIRAŞ
Geçen bir hafta içerisinde öne çıkan gündemi kısa hatırlatma babında bir özetleyelim, arkasından da meramımızı anlatamaya çalışayım
Erdoğan’ın Davutoğlu’na yaptığı darbeden sonra;22 Mayıs 2016 Tarihinde yapılan AKP’nin Olağan Üstü Genel Kurulunun yapılması ve Binali Yıldırım’ın Genel başkanlığa seçilmesi ve ardından jet hızıyla Erdoğan’ın 65.Hükümeti kurmak için Binali Yıldırıma görev vermesi çok sürpriz olmayan ve beklenen bir sonuç olduğu için toplumda bir heyecan yaratmadı.
Binali Yıldırım Beş tepe de oturan kaçak Saray’ın sahibinin belirlediği Bakanlar kurulunu kamuoyuna açıkladı ve hükümet programını da TBMM’de okudu. Hükümet programı Kaçak Sarayın sahibi tarafından Binali Yıldırımın eline tutturulmuştu,oku bana yasini misali.
Hükümet programını okuyan Binali Yıldırım Erdoğan’a olan bağlılığını ve başkanlık için ne gerekiyorsa onu yapacaklarını söyledi.
Dikkat çeken tartışmasız bir şey vardı o da;Binali Yıldırım’ın Başbakanlık adı altında Tayyip Erdoğan’ın başkanlık görevine nasıl geçileceği konusunda, kaçak Saray’ın sahibi tarafından Binali Yıldırım ‘DİSTRİBÜTÖR’ olarak görevlendirilmesiydi.
Hükümet programında belki düşünülmüş diye acaba iş kazaları altında uygulanan cinayet ekonomisiyle ilgili bir şeyler söylenir mi diye bekledik ama boş bir hayalmiş.Anadolu da bir deyim vardır gönül meret erciyesten kar ister.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik,işsizlik,medya üzerideki baskılar ve düşünce özgürlüğü,hak gaspı gibi konulardan, vatandaş olarak talep etmek artık lükse girmiş.
Hükümet programından çok kabine de bakanlar arasında kimin nereye bakan olduğu çok önemli değildi ama bizim dikkatimizi Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) gözümüz takıldı.
AKP’nin 14 yıllık iktidarında tartışmasız en başarısız olduğu alan ‘eğitim politikası’ dersek yanılmamış oluruz.
Hükümette en dikkat çeken ve AKP’nin eğitim de ne kadar başarısı olduğunun işaretini veren Nabi Avcı’nın üç yıldır yaptığı MEB’ dan başka bir bakanlığa kaydırılmasıydı.
AKP’nin 14 yılık iktidarında MEB’ lığına getirilen İsmet Yılmaz 6. Bakan olarak göreve getirilirken aynı zamanda İsmet Yılmaz Cumhuriyet tarihinin 74. MEB’nı olarak koltuğa oturuyordu.
AKP’nin 14 yıllık iktidarında hiçbir bakanlıkta bu kadar ortalama iki yıldan fazla görev değişimi olan başka bir bakanlık olmamış.
AKP’nin eğitim politikasında ders kitaplarının bedava verilmesinin ve okul sayısının buna üniversite de dahildir artırılmasının dışında, nitelik diye bir kavramın ve göze çarpan hiçbir başarı gözükmemektedir.
Hatta AKP’nin müfredattan felsefeyi çıkartıp yasaklaması ve din ağırlıklı bir eğitime yönelmesi, imam hatip okullarının sayısı ve İmam Hatip okullarına giden öğrenci sayısına baktığınızda her şeyi görebilir siniz.
Cumhuriyet tarihinde tek parti dahil bütün hükümetlerde 73 Milli Eğitim Bakanı(MEB) görev yapmış, en fazla bakanlık yapan efsane bakan Hasan Ali Yücel olmuş ve tam 18 yıl bu görevde bulunmuş.Diğer MEB’lığında bulunanların CHP,DP,AP ,ANAP ve AKP olmak üzere bu partilerin iktidarlarında da ortalama MEB’lığı yapanların görev süresi iki yılı geçmiyor.
Bizde verilen öğrenciye eğitimin ana menüsü ; okur-yazar olması, devleti kutsaması,soran ve sorgulayan değil,birey olmayı kabullenmeyen, yer yüzüne kapalı itaat eden bir devlet kulu olması yetiyor.
Geçen haftanın en önemli başka bir gelişmesi de yargı bağımsızlığı açısından; Erdoğan’ın yüksek yargı başkanlarıyla geziye çıkması ve Rize de çay toplaması,Kırşehir de Yüksek Yargı başkanlarının Ahilik festivalinde Erdoğan ile aynı karede gözükmesi ve yargı mensuplarının Erdoğan’ın her konuşmasını alkışlaması kamuoyunda çok büyük tepkiyle karşılandı.Bu konu aynı zamanda benim açımdan başlı başına bir yazı konusu olacak.
Gelelim Türkiye’yi yakından ilgilendiren dış basında yankı yapan, manşet olan öne çıkan,sosyal medyada dolaşıma sokulan ama bizde görülmeyen ve verilmeyen sansürlenen Rıza Zarrab haberlerden geçilmiyor..
Rıza Zarrab’ın Beşiktaş kulübüne 1 milyon 200 bin dolar yardım yaptığını ABD savcısına açıklaması;ABD ve Batı medyası Zarrab’ın Beşiktaş kulübü üzerinden kara para akladığı haber ve yorumlar gırla gidiyor.
En çarpıcı haberlerden biri Cumhurbaşkanı Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu Togem-Der’e Zarrab’ın avukatları tarafından ABD savcısına kefalet için verilen 22 sayfalık rüşvet dosyasıydı.Bu vakfa verilen dolarların ve meblağları dudak uçuklatan cinsten.İşte tarihleri ve rakamlarıyla vakıfa verilen dilekçede belirtilen rakamlar:10 Ekim 2013 yılında 850 bin dolar,2014 yılında 1.5 milyon dolar,2016 yılında 2 milyon 300 bin olmak üzere bu vakfa toplam 4 milyon 650 bin ABD doları bağışta bulunuyor Zarrab.Zarrab’ın Türkiye’de hayır sever bir saygın işadamı olduğu anlatılıyor.
Ayrıca yine Zarrab’ın eski bakanlardan Egemen Bağış,Zafer Çağlayan ve Muammer Güler olmak üzere üç bakana 16 milyon ABD doları ve 32 milyon Euro rüşvet verdiği haberleri havada uçuşuyor ama; Erdoğan’dan, Akp çevresinden ve yandaş medyadan bu haberleri yalanlama gibi bir ses çıkmıyor.
Sosyal medya olmasa bizler bu haberleri öğrenemeyeceğiz ve yandaş medyada ne güzel inkar edecekti.Erdoğan boşuna demiyor bu Allah’ın baş belası sosyal medya toplumların başına bela oldu,diye.
Ankara’yı çileden çıkartan başka bir haber;Erdoğan terör örgütü ilan ede dursun ABD’de yayın yapan CNN televizyonu,PYD’ye bağlı silahlı YPG’li güçleri ABD’li komutanların eğittiğinin görüntülerini yayınlıyordu.Bu haberler karşısında yine dut yemiş bülbül olmuştu Erdoğan ve yandaş medyası.
Erdoğan bir konuşmasında demiş ki;Batı bizim yollarımızı,barajlarımızı ve metromuzu kıskanıyor diye coşmuş;karşısında dinleyenlerde muhtar olunca ayakta alkışlanmış olmalı ki esip gürlemiş.
Ya Erdoğan’ın danışmanları bilgilendirmiyor veya Erdoğan burası Türkiye deyip bu toplum yutar diyor.
Bir seçim çevresinde sağ bir siyasetçinin toplanan kalabalığa;size yeni bir şey söyleyeceğim İsmet paşanın asker kaçağı olduğunu biliyor muydunuz der, topluluk çılgınca alkışlar ;yanında buluna birisi dürtmüş siyasetçiye hem paşa diyorsun hem de asker kaçağı bu nasıl oluyor deyince;siyasetçi boş ver sen bunları bu millet yutar ve işte alkışlıyorlar ona bak der.Erdoğan’ın batı bizi kıskanıyor sözünü okuyunca bu hikayeyi hatırladım.
Batı da ilk metro İngiltere de yapılmış ve hizmete girdiği tarih 1863 yılı.
Metro Paris’te 1900,Berlin’de 1902,Tokyo’da 1927,Moskova’da 1935 hizmete girer.
Türkiye de ise Metro 1993 yılında Ankara’da hizmete girmiş.
Biz metroyla tam 133 yıl sonra tanışmışız.
Batılılar bizim makam araba sayımızı kıskanmış olmasınlar, ne dersiniz?
Batı ile bizde olan makam araba sayısını verelim:
Fransa’da Makam Araç sayısı 9 bin,
Japonya’da 10 bin,
Almanya’da 11 bin,bu üç ülkenin toplam makam araç sayısı 30 bin.
Türkiye’de ise inanılacak gibi değil ama maalesef gerçek makam araç sayısı tam 125 bin,bu üç ülkenin makam araba sayısının tam dört katından fazla..
Erdoğan’ın Batı bizi niye kıskanıyor sözünü şimdi anladınız mı?
Batılı ülkeleri birde bunu da kıskanmış olabilirler;hiç bir batı ülkesinde buna ABD,Japonya’da dahil,Başkan ve Cumhurbaşkanları Bin 150 odalı bir sarayda yaşamıyorlar,binlerce koruma ordusuyla da dolaşmıyorlar.
İşte Batı ile Türkiye’nin farkı ve saltanatı bu olsa gerek.
Erdoğan’a bunlar yetmiyor ille tek adam olacak, kendinden habersiz yaprak kıpırdamayacak,ot bitmeyecek,muhalefetsiz ve hukuksuz ülkeyi yönetecek ve tarihe de seçilmiş 37.Padişah olarak geçecek.
Tek adam olmak için Davutoğlu’na darbe yapıp Binali’yi DİSTRİBÜTÖR olarak atadı.
Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler demiş atalarımız yaşayıp göreceğiz.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025