Mehmet TIRAŞ
Bir ülke demokrasiyi, hukuku ve kuvvetler ayrılığını yaşama geçiremediği sürece ne yoksulluğu yenebilir ne de özgürlükleri hayata geçirebilir.
Yoksullukta adaletsizlikte sistemden kaynaklanır,sistem değişmedikçe de hiçbir zaman değişmeyecek.
Yoksulluğu yaratan Kader değil, kendi alın yazısını toplum kendisi yazıyor bu sistemin değişmesinin mücadelesini göze alamayanlar buna kader diyor.
Toplum olarak niye bu kadar siyasete çok meraklıyız ve içinde siyaset geçmeyen bir cümle kuramıyoruz?
Çünkü siyaset zenginlik yaratıyor bizim ülkemizde de ondan.
Yaşadığınız il ve ilçe de siyasi görüşüne bakmaksızın siyasete girip de Milletvekili olmuş,Belediye Başkanlığı yapmış, yoksullaşan bir tane etrafınızda Belediye Başkanı ve Milletvekili var mı?
Yoktur.
Siyasetin bir rant olarak uygulandığı yerde bu değişmeyecektir.
Lider sultasının milletvekillerini belirlediği,seçmenin de onayladığı var olan siyasi partiler kanunu değişmediği sürece,seçim barajının bu kadar yüksek olduğu yerde kaderimiz hiç değişmeyecek.
Çünkü toplum olarak biz demokrasinin çoğulcu, katılımcı ve parti içi demokrasi ayağını savunmuyoruz.
Avrupa’dan veya ABD’den bahsetmiyoruz; Türkiye’nin dışında dünyanın hiçbir ülkesinde iki yıl milletvekilliği yapıp ta emeklilik hakkı kazanan ve ömür boyu 3 bin dolar emekli maaşı alan başka bir ülke siyasetçisi yok.
Neden bu kadar siyasete meraklı olduğumuz ortaya çıkmıyor mu?
Muhalif olanlar var olan sisteme karşı değil, sistemden yararlanmak için nöbet değişimi istiyorlar.
Birazdan geleceğim ekonomik verilere, siyaset nasıl siyasetçiyi zenginleştirirken toplumun azınlık bir kesiminin dışında bütün katmanlarının nasıl yoksullaştığını ve açlıkla boğuştuğunu yorumsuz devlet kurumu TÜİK’in verdiği rakamlar ortaya koyuyor.
Son yedi yıldır Erdoğan’ın tarım,hayvancılık,ekonominin durumu,yoksulluk,gelir dağılımındaki bozukluk, işsizlik ve dibe vurmuş eğitim konusunda hiç ciddi bir konuşmasına rastladınız mı?
Yok.
Konuşamaz Erdoğan ,ekonomik veriler her gün önüne konuluyor, rakamlar olumsuz geldiği için konuşmuyor,olumlu bir gelişme şöyle dursun pozitif bir sinyal gelse anında ekranlarda olur.Yandaşlar kalemlerine sarılır gazeteleri manşetten verir.
TÜİK’in 2015 yılı verileri bunu ortaya koyuyor:
*Aylık geliri 520 TL’den az olan yoksulların toplamı 11 milyon 200 bin kişi.
*Aylık geliri 624 TL’den az olanlar göreli yoksul vatandaş sayısı 16 milyon 700 bin kişi.
Toplam nüfusun üçte birine tekabül eden 27 milyon 900 bin kişi ülkemizde sefilleri oynarken.
Türkiye’de beş kişiden ikisi yardıma muhtaç durumda.
Yoksulluk can yakıyor.
Erdoğan iktidara geldiğinde yoksul insan sayısı 11 milyon kişiydi.
Toplumun böylesi bir yoksulluk ve gelir dağılımdaki adaletsizlik varken..
Siyasete üç ‘Y’ i yok edeceğim diyerek adım atan Erdoğan ‘yoksulluğu,yasakları ve yolsuzluğu’ ortadan kaldıracağım diyerek ortaya çıktı.
Erdoğan,1994 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazanarak profesyonel olarak siyasete girdi..Göreve başlamadan parmağındaki alyansı gazetecilere göstererek benim servetim bu, eğer bir gün Erdoğan zenginleşirse bilin ki Recep Tayyip Erdoğan haram yemiştir diye açıklama yaparak koltuğa oturdu.
Yıl 2015, Erdoğan’ın mal varlığının 1 milyar dolar olduğunu açıkladı ünlü iş adamı Rahmi Koç.
Erdoğan Rahmi Koç’un bu açıklamalarını yalanlamadı,şöyle kısa bir açıklama da bulundu; ‘bizim aile gıda şirketlerimiz var’ diyerek geçiştirdi ama ardından Koç grubunun şirketlerine polis eskortlarıyla vergi operasyonları başlattı.
Erdoğan’ın çocuklarının mal varlığı ise ne kadar olduğu konusunda net bir rakam bilinmemektedir.Bir oğlunun 6 gemisinin olduğunu Erdoğan kendisi söyledi ve her bir geminin 30 milyon dolar değerinde olduğunu, bunlara gemi denmez gemicik denir dedi.
Demokratik hiçbir ülkede bir siyasetçinin böylesi kısa bir sürede, dolar milyarderi olduğuna rastlanmamıştır.
Birde Erdoğan kalkıp; Hz. Muhammed’i örnek göstererek biz üç beş Hurma ile açlığını bastıran Muhammedlin ümmetleriyiz diye kafa yaparcasına, kamuoyuna açıklamada bulunmuyor mu?
Siyasetin nasıl bir zenginlik yarattığının somut rakamlarını Erdoğan’ın mal varlığı bunu ortaya koymuyor mu?
Toplum yoksullaşıyor ama siyasetçi zenginleşmede sınır tanımıyor.
Ya hayvancılık ve Tarımın durumu:
*Hayvan sayısı nüfusun iki katından yarısına inmiş.
*Hayvan sayısı sürekli azalıyor 1980’de 83 milyon hayvan var iken nüfus 45 milyondu, bugün 53 milyon hayvan var nüfus 80 milyon.
*Mera alanları 46 milyon hektardan önce 21’e sonra 14.6’ya indirildi üstelik de belediyelerin kullanım alanına girdi.Büyük şehir statüsüne geçilince.
* Buğday ekim alanları 14 yılda 16 milyon dönüm azaldı.
*Şeker pancarı ekimin de 2000 yılında 408 bin hektar olan pancar üretim alanı,272 bine indi.
Türkiye 2010 yılından itibaren önce canlı hayvan,ardından kırmızı et sonra ise Gürcistan’dan saman ithal etti.Kaynakça:Cumhuriyet Gazetesinden Olcay Büyüktaş 16 Eylül 2016 sayısında detaylandırıyordu tam bir sayfa bu konuyla ilgiliydi.
Böylesi bir ekonomik çöküntünün olduğu,yoksulluğun ve gelir dağılımı uçurumunun yaşandığı tabloyu kim gündeme getirecek ve gündem de tutacak,toplumu haberdar edece,kitleleri yönlendirecek,baskı kuracak olan güçler kimlerdir?
“Muhalefet,sivil toplum örgütleri, medya ve Aydınlar.”
Saray’a tabi olmayan sivil toplum örgütleri abluka altına alınarak sokağa çıkartılmıyor.
Evrensel anlamda mesleğini yapmak isteyen haber peşinde olan, soru soran gazeteciler tutuklanıyor veya işsiz bırakılırken,muhalif gazete,dergi,yayınevi,radyo ve TV’ler yasaklanıp kapatılarak, ekranlar karartılıyor.
Aydınlar ise üniversiteden atılıyor,açlığa mahkum edilmeleri yetmiyormuş gibi bir de hapse mahkum ediliyorlar.
Muhalefet ise içgüveyinden hallice.
Yandaş, havuzdan beslenen tetikçi gazeteci geçinen güruh takımı ise itirafçılık yapıyor, meslektaşlarını ihbar ediyor, şu niye tutuklanmadı bu gazeteci niye işten atılmadı, diye muhbircilik yapıyorlar.
Yandaş gazeteci geçinen esnaf takımı bu arada malı da götürüyorlar her biri otuz kırk bin lira havuzdan maaş alıyorlar.
Siyasete girip de fakirleşene rastlamıyoruz aksine zenginleşenin sürürsüne bereket gırla gidiyor, yoksulluk ise kader olarak kuşaktan kuşa tekabül ediyor.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025