Mücahit BİLİCİ
Önce Batıdaki devletlerin insan hakları vesaire konusunda ahlâken ne kadar yerlerde süründüğüne herkes şahit oldu. Koca devlet başkanları onursuzca (belki inanmadıkları halde) inkâra ve yalana mecbur kaldılar. İnce işleyen kaba bir kuvvetin bu pervasızlığı karşısında, ilericilik oyunu oynamalarına göz yumulmuş üniversite gençliğinin vicdanı daha fazla dayanamadı ve patladı. Sahte bir put adına yapılan bir zulmü meşrulaştırmak için bir yalanı insanlara zorla kabul ettirmek isteyen bir kaba kuvvet, insanları susturdu. Bazısını da propagandaya borazan yaptı. Büyüklerin yalanlarına gençlerin kalp ve vicdanı haklı olarak isyan etti. ‘Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar ve cinayet işliyorlar’ dedi gençler. ‘Vay anasını’ dediler.
Üniversitenin hakikat veya bilim arayışının yürütüldüğü mekan olduğu varsayımı büyük bir sarsıntı geçiriyor. Çünkü, hoca olsun, öğrenci olsun akademisyenlerde görünen müdahalesiz bilim yapıyoruz sanrısı, üniformasını giymeye vakti olmayacak kadar acelesi olan çıplak güç tarafından çadır gibi yırtılıyor. Üniversitelerin sahipliğini yapanlar ve idari olarak hükmedenler, kanayan genç vicdanları kolluk kuvvetiyle söndürmek istiyor. Yeni bir istiladan çok, var olan bir kuşatmanın görünür hale gelmesi söz konusu. Güç, bütün kabalığıyla ve hırsıyla ondan özerk duran genç bir insan kütlesine saldırıyor. Çünkü durum ciddi. İnsan hakları, ifade hürriyeti gibi geçmişte laf ola beri gele kapsamında müsaade edilmiş oyunlara artık izin yok. Amerika’nın temel ilkelerinin ve kurumlarının saygınlığı bir başka devletin yaptığı zulmü meşrulaştırmak için harcanıyor.
Siyasetçisiyle, valisiyle, siyasi ve idari bürokrasi, üniversite yönetimlerine baskı yapıyor. Üniversiteler de gidip hocalara ve öğrencilere baskı yapıyor. Böylece eskiden ekmek ve su gibi görülen ve savunulan ifade hürriyeti, eleştiri, muhalefet gibi temel değerler artık suç kapsamına alınıyor. Bu mesele söz konusu olduğunda bu oyunu oynamanıza müsaade yok deniliyor. Niye diye sorulursa buna bir cevap da yok. Çünkü rasyonel bir açıklaması yok. Tehdit ve korkunun ürettiği bir pozisyon bu.
Üniversite kurum olarak zaten bir süredir aşınma yaşıyordu. Bilgi üretim ve yayma imtiyazı sosyal medya ile elinden alınmış, Covid ile birlikte mekan olarak da kan kaybetmişti. Bu son gelişmeler Amerikan üniversitesini, Amerikan siyasetine hükmeden kaba kuvvetin ayaklar altına aldığı bir kuruma çevirdi. Bir tarafta kendini copla benimsetmek isteyen bir sahte put. Diğer tarafta hakka şahitlik etmek isteyen üniversiteli gençler. Sahte put aynı zamanda ağlak bir Firavun. Vicdanları kurutmak icin saldırdığı gençler ise ayaklar altına alınan insaniyetimizin onurunu temsil ediyor.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025