Mücahit BİLİCİ
Türkiye Cumhuriyeti, ne hakkıyla Türk ne de hakkıyla cumhuriyet idi. Batılılaşma adı altında sureten başarılı, hakikaten başarısız bir kendi kendini sömürgeleştirme teşebbüsü olarak kaldı. Sonuç birbirine yabancı otoriter bir devlet ile Türklük adına zaptedilmek istenen ama devletin istediği biçimi almaya direnen dindar bir toplum oldu.
Devletin tahakküm araçları karşısında toplum, Batılılaşma iddiasının devleti mecbur bıraktığı boşluklardan yürüyerek bir mücadele verdi. Seçimler ve demokratik katılım, toplumun devlete karşı yaptığı hamlelerin aktığı surdaki gedikler idi. Çok parti lüzumu gibi modernleşmenin müspet gerekleri Tek Parti rejimini patlattı. Devlet darbelerle toplumu zapturapt alına alıp kendi istediği kıvamda tutmaya çalıştı ama tarihin akışı toplumdan yanaydı. Bu toplum yeri geldiğinde Menderes’le, hatta bir dönem Demirel’le, hakikaten Özal’la ve nihayet Erdoğan/ AK Parti diye bildiğimiz dev koalisyon ile devleti yendi. Demokratik bir devrim gerçekleşti. Kemalist Cumhuriyet sürdürülemez hâle geldi.
Dindar kitleler, adına bazen Ergenekon denen bastırılmışlık tünelinden iğneyle kuyu kazarak çıktı. Bu yürüyüş ve devrimin sahipleri arasında profesyonel siyaset ile yüz ve yetenek biriktirmiş olan Milli Görüş çizgisi kadar siyasetin dışında kalıp toplumu alttan ve insandan dönüştüren muhtelif cemaatlere kadar değişik aktörler vardı. Keza demokrat kimlikleri ve sembolik sermayelerini bu sürece katan liberal, sol ve laik pek çok insanın da emekleri önemliydi. Kürtler ve PKK baskısı rejimi sürdürülebilir olmaktan çıkardı. Yine belki herkesten önce ve herkesten daha çok devlette bulunmayı önemsemiş olan Gülen Cemaati, kıymeti takdir edilmeyen stratejik bir rol oynadı. Cemaat’in bürokratik makinesi olmadan AK Parti yapabildiklerinin yarısını bile yapamazdı. Tersi de doğru.
Devrim tamamlandı ve tünelden çıkıldı. Dindar Cumhuriyet’e geçildi. Fakat devrimi yapan öncü aktörler arasında savaş çıktı. Kitleler doğal olarak devrimin şoför ve tabelasını esas aldılar. Hatta özgürleşmenin coşkusu ile devrim otobüsünün şoförü bir tür canlı heykel olarak dikildi. Cemaat’in de hâlâ tutunduğu Türklük, hükümetin (Kürtlerin desteğiyle) sahiplendiği Müslümanlık karşısında yenildi. Türk milliyetçiliği geri çekilirken, Müslüman milliyetçiliği bir tür yeni resmî ideoloji hâline gelmeye başladı. Bugün Müslüman milliyetçiliğinin, Türk milliyetçiliği kadar rahatsız edici görünmemesinin sebebi, Türkiye’de Müslümanlığın Türklükten daha kapsayıcı bir kimlik olmasıdır. Zira, milliyetçilik, onun içindekilere batmaz.
Bugün yeni Türkiye diye gördüğümüz yenilik, eski devletin eski toplum karşısında yenilmesidir. Eski devlet niceliksel olarak daha demokratik hâle gelmiştir. Çünkü azınlık cumhuriyetinden çoğunluk cumhuriyetine geçiş yaşanmıştır. Fakat somut bir niteliksel ilerlemeden söz edemeyiz. Zenginleşme ve dindarların hürleşmesini devlet kalitesindeki artış için ölçü alamayız. Demokrasi kurumsallaşma ve özgürlükçü bir anayasa olmadan mümkün değildir. Şu hâlde bir şahs-ı manevi (Leviathan) olarak ortaya çıkan Müslüman ulusun“dindar cumhuriyet”inin dindarların cumhuriyeti kalmaması şarttır. Yine kendi toplumuna karşı savaşan Kemalizmin laik cumhuriyeti gibi olmamanın yolu bizden olmayanı ötekileştirmek, şeytanlaştırmak değildir.
Müslüman ulusun milliyetçilik tehlikesi ve hamaset ile birikimleri heder etme riski ciddidir. Hep geriye bakıp şimdiyi tebrik ve takdis edenlerin aksine biraz ileriye bakıp potansiyel sorunlar üzerine düşünmek gerekir. Ümidim odur ki Ahmet Davutoğlu daha seviyeli bir siyaset ve yönetim anlayışı getirir ve son dönemdeki otoriter şahıs-merkezli rejim ve ideolojik körlük yerini normalleşmeye bırakır.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025