Perihan MAĞDEN
Başbakan Ahmet Altan’a otuz bin liralık “manevi tazminat” davası açmış.
Bana açmış olduğu yedi bin beş yüz’lük davaya girmiyorum bile. Girin okuyun bir kez daha. O yazıya: “Yok artık Sayın Başbakan” yazısına dava açabilmek için insanın yalnızca en yumuşağından, efendisinden eleştirilere dahi tahammülsüz olmasından da öte–
Hayal gücünün çok geniş olması filan gerekiyor. O denli dava konusu edilemeyecek ölçülülükte/ biçililikte bir yazı. Yazıydı.
Ahmet Altan Uludere mevzuundaki “tepkisizliği” yüzünden (ne kadar temkinli takılıyorum, görüyorsunuz) eleştiriyordu Başbakan’ı.
Eleştirinin hiçbir dozuna tahammülü yok.
Medyanın yüzde yetmiş beşi, ona alkış tutmaktan avuç içleri acıyanlardan ibaret.
O hale geldi. Getirildi.
Yine de yetmiyor Başbakan’a.
“Gözünüzün üstünde kaşınız var” düzeyinde bir ifade “özgürlüğü” dahi, canını sıkıyor olsa gerek.
Ânında dayıyor davayı!
“Gözümün üstünde kaşım mı var, alnım mı; bu benim bileceğim iş. Sana mı kaldı?” çizgisi. Süper!
Bu davaların önemi yok.
Başbakan açar, “emir demiri keser” yargı insanları da takır takır kabul ederler.
“Yahu artık BU yazının neresi davalık?” diyecek halleri yok.
Öylesine karaya vurmuş/ her daim kayalıklara oturtulmuş bir hukuk sisteminden söz ediyoruz.
Asıl mühimi Hrant Dink davasının, “Örgüt olduğuna dair kanıt bulunamadı,” kararı ortada.
Bütün o Terörle Mücadele Kanunu adı verilen “yorumlardan yorum çek” sabukluklar nedeniyle içeri atılı atılıverenler ortada.
Tutuklu yargılama iptilası, ortada.
Davaların “Geç gelen adalet, adalet değildir,” sözüyle/ hakikatiyle dalga geçercesine uzaması da uzaması, ortada.
Hakikat şu ki: AKP’ye açılan kapatma davasından başlayarak, demokratikleşme arzusuyla, bu partinin arasına DEVASA bir soğukluk girdi.
Yüzde elli gibi inanılmaz bir oy oranıyla onları işbaşına getiren seçmen kitleleri bir yana–
Bugün bir referandum yapılsa Türkiye’nin yüzde sekseni YENİ ANAYASA İSTİYORUZ! diye oy verir.
Oysa hakikaten inanılmaz bir Sürünceme Limanına demirlendi o mevzu.
İstemiyorlar yeni anayasa çıkartmayı filan. En beter kanunları tesbit edip ayıklayabilirler, mesela bir an önce. Bürokratik vesayet rejiminin insafına (dolayısıyla: insafsızlığına) terk edilmiş maddeleri ânında ayıklayabilirler.
Memlekete az da olsa demokrasi gelir. Demokratikleşme ihtimali gelir.
Kapatma davası açılabilen, halkın oylarıyla hükümet olmuş bir partiye, kapatma davası açabilen bir eksik demokraside–
“Bizi dahi kapatmaya çalışıyorlar. Yuh olsun bu askerî vesayetçi kafaya, Anayasa’ya, onun kurumlarına!” demek yerine–
Kapatma davasından BÜYÜK BİR DERS çıkarmış havasına büründüler.
Evet! Büyük bir ders var çıkarttıkları. “Aman ayağımıza dolanmamaları için NE GEREKİYORSA yapalım! Daha az Avrupa Birliği standardı mı talep ediyorlar? Eksikli bu demokrasiye razı olmamızı mı arzu ediyorlar? Emirleri olur. Mühim olan gemisini kurtaran kaptan!”
Ekonomi gemisini (özellikle kendi refah gemilerini) feci şekilde kurtarmış vaziyetteler ve bundan ötesi de onları alâkadar etmiyor.
Beş yıl boyunca gözümüzün içine baka baka baka bu Hukuksuzluk Devleti’nin Hrant Dink davasını sıfırlamasına müsamaha gösterdiler.
KCK tutuklamalarının epidemik bir hâl almasına müsamaha gösterdiler.
Uludere’de kendi jetlerimizin kendi insanlarımızı bombalamasına da–
Evet, buna da müsamaha göstermek arzusundalar.
“Yuh olsun bu kadarına!” diyenlerin de sesi tamamen kapansın.
Evet! Bu arzuları.
Kapatma Davası’ndan o kadar çok ders çıkardılar ki!
Askerî ve Bürokratik Vesayet Rejimi, hepsi pekiyi bir karne sundu AKP’ye. “Aferin çocuğum; nasıl da alıp dersini, verdin bütün sınavlarını!” diye.
Sınıf birinciliğini, hepsi pekiyi karnelerini hiç kimseye kaptırmaya niyetleri yok.
Taraf çok yalnız.
Taraf bir bağımsız ada.
Geçen gün kızımla Ejderha Dövmeli Kız’ı izledik.
Ordaki İsveçli sanayici bağımsız/ bağlantısız/ müdanasız dergiyi satın alıyordu batmasın diye. “Ben almazsam reklamverene bağımlı olursunuz. En fenası da bu olur,” diyordu.
Türkiye’de Taraf’a akıl vermekle meşgul pozisyon sahipleri.
“Akıl vereceğinize ilan versenize!” diye bağırmak geliyor içimden.
Bu bağımsız, bağlantısız, ödünsüz adaya, Taraf’a destek vermek istedim.
Yazılarımla bari– dedim.
Ama ne desen boş.
Ne yapsan nafile.
İnsanın ülkesinden topyekûn umudunu kesmesi, öyle çekilmez bir bagaj ki.
Bu kadar yükün altına girmek istemezdim. İstemedim.
Hep umudu korumaya gayret ettim. Ama umudu koruma inadının saflık sınırlarını ihlal ettiği bir nokta var.
O noktadayım.
Hayır! Saf olmak bana göre değil. Umutsuzluğu yeğliyorum. Böylesi daha gerçekçi zira.
Ağır. Fakat hakiki.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir” 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
5.02.2016
28.06.2016
21.06.2016
14.06.2016
6.02.2016
31.05.2016
24.05.2016
17.05.2016
26.04.2016