İsmet Berkan
Merkez Bankası, kur korumalı mevduat uygulamasını sona erdirdi. Günlerdir bakıyorum, ben dahil pek çok yorumcu KKM’yi “Denize düşen yılana sarılır” misali çaresizlik içinde yapılmış bir uygulama olarak görüyor.
Yani işte 2021 Eylül ayından itibaren faizleri düşürme kararıyla birlikte para sahipleri dolara kaçmaya başlamıştı. Dolara yükselen talep doların fiyatını nihayet Aralık 2021’de 18 liraya kadar tırmandırınca da Tayyip Erdoğan iktidarı paniğe kapılıp KKM uygulamasına geçmişti.
Faizleri yapay bir biçimde indirmek, bunu da dinin emirlerine bağlamak sadece akıl dışı değil aynı zamanda çılgınca bir uygulamaydı. İktidarın çılgınlık seviyesi bu olduğuna göre, KKM’ye gelene kadar yapılabilecek başka çılgınlıklar vardı.
Örneğin o günlerde (ve ne zaman Türkiye’nin başı sıkışıp döviz fiyatları ansızın yükselse) çok konuşulan, çok korkulan bankalardaki döviz tevdiat hesaplarını zorla TL’ye döndürme seçeneği vardı iktidarın.
İhtiyaç duyulan şey dövizse, nasıl 2018 yılında bir gecede döviz cinsinden yapılan bütün sözleşmeler geçersiz kılınıp Türkiye’nin altı üstüne getirildiyse aynı şey, bankalardaki dolarlara devletin el koyması anlamına gelecek bu uygulamayla yapılabilirdi.
İktidarın çılgınlık seviyesi göz önüne alınınca bu davranış çok da büyük sürpriz olmazdı doğrusu.
O dönem iktidarın bir başka seçeneği dalgalı kur sisteminden çıkmaktı. Bir başka seçenek 32 sayılı kararı kaldırmak, döviz alım satımı serbestisini ortadan kaldırmaktı.
Bütün bu çılgınlıklar yerine iktidar KKM’yi tercih ettiyse, bu bir tesadüf değildi. Kasıtlı olarak bu yapılmıştı, bilinçli tercihti.
Günlerdir bir grup iktisatçı KKM’nin parasal maliyetini hesaplamaya çalışıyor. Son olarak Mahfi Eğilmez’in hesabı yayınlandı dün, oldukça muhafazakar bir hesap olmasına rağmen Eğilmez 58,9 milyar dolar bulmuş.
Bu para nedir ve bu maliyeti hesaplamak neden önemlidir konusunu söylemek lazım: Herkes faiz geliri elde edebilir, KKM’den elde edilen de faiz geliridir sonuçta. Ama bu faizi kimin ödediği önemlidir. KKM’de o faizin bir bölümü doğrudan devlet bütçesinden, esas büyük bölümü ise Merkez Bankası’ndan ödendi. Merkez Bankası o faizi para basarak karşıladı. O basılan karşılıksız paraları hepimiz yıllardır enflasyon olarak ödüyoruz.
Peki bu faizi kim aldı? “Herkes aldı” demeyin, Türkiye’de banka istatistiklerini hepimiz biliyoruz, bankalardaki büyük mevduat sınırlı sayıda insana ait. Benim bankacı arkadaşlarım yuvarlak bir rakam veriyor, “Toplam 1 milyon kişi” diyor.
O zaman şunu rahatça söyleyebiliriz: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, toplam 1 milyon kişiye son 4 yılda 60 milyar dolarlık servet transfer etti.
Bakın bu 1 milyon kişi aynı 60 milyar doları başka yolla da edinmiş olabilirdi ama o zaman bu konu bile olmazdı. Bu para onlara doğrudan devlet tarafından verildi. Üstelik bizim cebimizden alındı verildi. İşte bu yüzden konuşuyoruz zaten KKM’yi.
Ben iddia ediyorum ki bu öyle yanlışlıkla yapılmış veya daha büyük bir resmi düzeltmeye çalışırken kaçınılmaz biçimde br şey değil. Başından beri amaç buydu. KKM kasıtlı bir enstrüman olarak planlandı ve uygulandı. Daha ileri gidip “Bütün nass siyaseti sırf sonunda KKM yoluyla bu servet transferi yapılsın diyeydi” bile diyebilirim.
İbrahim Kahveci'nin yazısı çok önemli. Yazı kadar önemlisi, Kahveci’nin yazısına eşlik eden grafikler.
2002 yılının sonunda iktidara gelen Ak Parti’yi ülkemizde kalıcılaştıran, bu partiye tek başına yüzde 50’ye varan oyu getiren başarıyı oluşturan insan, kabul edelim ki Ali Babacan’dır.
Babacan’ın ekonomiyi yönettiği 2003-2014 döneminde Türkiye’de gelir dağılımı kalabalık kitleler lehine son derece radikal bir değişim geçirdi. Biz bu gelir dağılımı değişimini 2006’dan itibaren izleyebiliyoruz. Orada net biçimde gözüküyor, bu 12 yıllık dönemde Türkiye’nin en yoksul kesimlerinin, nüfusun gelirden en az pay alan yüzde 50’lik kesiminin gelirlerinde çok ciddi bir düzelme olmuş. Bu 12 yıl milli gelirden aldığı pay en çok azalan kesim ise Türkiye’nin en zengin yüzde 5’lik kesimi olmuş.
Bu gelir dağılımı düzeltmesidir bugün dahil Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutan, seçim kazandıran. Ülkenin en fakirleri, Cumhuriyet tarihi boyunca görmedikleri kadar iyi bir dönem geçirdiler 2014 yılına kadar.
Ama bugün durum böyle değil. İbrahim Kahveci’nin yayınladığı bir grafikte çok net gözüküyor, 2021’den itibaren Ali Babacan modeli tamamen terse dönüyor ve yoksul kesimlerin gelirden aldığı pay büyük bir hızla düşerken en zengin yüzde 5’in payı neredeyse dimdik yükselmeye başlıyor.
2006-2014 arası Babacan döneminde milli gelirden aldığı pay yüzde 1,84 azalan en zengin yüzde 5’lik kesim, 2021-24 arası, yani KKM döneminde gelirden aldıkları payı yüzde 1,74 arttırmayı başarıyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar artış çok çarpıcı.
Nüfusun yüzde 5’i dediğinizde ülkeyi 85 milyon kabul etsek 2 milyon 250 bin kişiden söz ediyoruz demektir. Yani işte o 1 milyon KKM hesabı sahibi ve ailelerinden.
Ne bireyler, ne kurumlar ne de devletler şantaja uğramaktan, bu şantaj sebebiyle kendi kararlarını kendileri verememekten memnun kalır. Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın tuhaf faiz politikası nedeniyle 2021’de bankada ciddi miktarda parası olan (tepe noktası 140 milyar dolardı) 1 milyon kişinin şantajına uğradı, Tayyip Erdoğan’ın yarattığı imkanla kendi para birimimizin değerini düşürmeyi başardı bu 1 milyon kişi.
Normalde, devletin bir daha şantaja uğramamak, hele hele milli paranın değerinin manipüle edilebilmesini engellemek için tedbir alması beklenirdi ama bizde tersi yapıldı, bu şantaj daimi kılındı, şantajcılara para verildi.
Dünyanın en dev finans kuruluşları bile olsanız kimse size Amerikan para birimiyle veya Euro ile böyle manipülasyon yapma imkanı vermez. Bu çapta bir şeyi yıllar önce bir sefer George Soros İngiliz sterlinine yaptı ama bir daha yapmasına izin verilmedi.
Oysa Türkiye’de bugün 100 milyar doları bir araya getirdiğinizde canınızın istediğini yapabilir hale geliyorsunuz.
Kimse bana “Yerli milli” ve “Tam bağımsızlık” masalları anlatmasın.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir” 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.08.2025
10.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
31.07.2025
26.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025