Murat BELGE
Türkiye’de “beşeri” bilimlerle şöyle ya da böyle bir alışverişi olan herkes Mete Tunçay’ı bilir, tanır; onu tanıyanların büyük çoğunluğu da nasıl bir titizlikle çalıştığını bilir, emeğine saygı duyarlar. Dolayısıyla nasıl önemli bir tarihçi olduğunu uzun uzun anlatmama gerek yok. Şu kadarını söylemekle yetineyim: Mete altmışlarda “Türkiye’de Sol Akımlar” kitabını yayımlayıncaya kadar Türkiye’de “sol” akademik disiplin içinde incelenmemişti. Bu alanda oluşmuş bir “literatür”den söz edeceksek, kaynaklarımız, polisin ya da dünyaya polis merceğinden bakan “sivil”lerin tarih kitabından çok “iddianame” üslubunda yazılmış metinlerden başka bir şey bulmamızı imkânı pek yoktu. Peki, soldan kimse bu tarihle ilgilenmiyor, yazmıyor muydu? “Vardı” diyebilirim ama bu da “parti disiplini” çerçevesinden pek uzaklaşmayan, “angaje” bir edebiyattı.
Mete’nin bu eseri Türkiye’de bir “sol siyasi çizgi” oluşumunun, siyasi varlığı’nın başından başlar ve benim kuşağımın henüz ortaya çıkmadığı bir dönemde sona erer. Ancak, bu “erken” sol, sonraki yıllarda da temel sorunsallarını terk etmediği için, “sol akımlar’ı okumakla, artık varolmayan bir dünya hakkında bir şeyler okumuş olmayız. Tersine, “sol” diye öğrendiğimiz, tanıdığımız dünyanın nasıl biçimlendiğini doğru düzgün anlatan bir metinle karşılaşmış oluruz.
Mete Tunçay, kendisi bir sosyalistti. “Sosyalizm” olarak benimsediği görüşler yelpazesi her zaman genel kabul gören tesbitlere uymuyordu. Ama yazdığı eser bir “teorik polemik” değildi. İncelemesinin nesnesinin hakkını vermek üzere girişmişti bu işe ama tartışma götürür konuların üstünü örtmek niyetinde değildi, böyle davranmayı onaylamazdı da. Bu dengeyi ömrü boyunca başarıyla devam ettirdi.
Ondan çok şey öğrendik.
Ancak benim gözümde Mete bir “akademik meziyetler toplamı” değildi; daha doğrusu, bundan ibaret değildi. Mete benim arkadaşımdı. Yeri doldurulamayacak bir arkadaş. Aramızda altı yedi yıllık bir yaş farkı vardı ama tabii bu dediğim cinsten bir arkadaşlığa engel değildi.
Bunun ayrıntısına girmek istemiyorum. Aslında Mete üstüne yazmak tuhaf bir şekilde ağırıma gidiyor. Saçma tabii ama “Mete”nin ölümü diye bir şeyler yazdıkça bu ölümü kabulleneceğim, sindireceğim duygusu gelecek sanıyorum.
Gene de söylemeden edemediğim bir şey, Mete’nin “son demleri." Kötü yaşlandı Mete; neden bilmiyorum, galiba öğrenmek de istemiyorum. İçine kapandı, kendisini hayata bağlayan iplikleri teker teker kopardı. Tanıdığım, tanıdığımız Mete’ye hiç benzemeyen biri çıktı karşımıza. Onun için, “Acaba Mete iki kere mi öldü?” diye soruyorum kendi kendime.
Ancak kötü günlerinde gördüğümüz ve alışamadığımız o Mete Tunçay bile artık aramızda değil. Ne yapalım? Ne yapabiliriz, bu ağır psikolojik yükün büyük kısmını kendi sırtına alan sevgili Gönül’e “Başın sağ olsun” demekten başka?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025