Hakan TAHMAZ
Ankara’nın güvenlikçi siyasetten uzaklaşarak, fiili özerklikleri gözeten çoğulcu bir yaklaşım benimsemesi, hem çözüm sürecini rayına oturtacak hem de hızlandıracaktır. Aksi halde Suriye’de yeni bir altüst oluş ve istikrarsızlık riski yükselirken, Türkiye de içeride beklenmedik sorunlarla karşılaşabilir.
Türkiye’de yeni çözüm süreci yeni bir aşamaya girerken, Rojava’dan gelen haberler sürecin seyrini etkileyecek gibi görünüyor. Ankara’nın Meclis’te kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalara başlarken, Suriye’deki siyasi kriz derinleşiyor. Ve başlıkta ki soru aktüel hale geldi, sıkça sorulur oldu.
Türkiye’nin çözüm sürecine odaklandığı dönemde, Rojava’dan kaygı verici haberler geliyor. Dışişleri ve Millî Savunma bakanları, SDG’yi sürecin gereğini yerine getirmemekle suçladı ve açık tehditlerde bulundular.
Fransa’da yapılması planlanan, Suriye hükümeti temsilcileri, SDG lideri Mazloum Abdi, ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın katılacağı toplantı önce ertelendi. Ardından Suriye Geçici Yönetimi (HTŞ), bundan sonraki görüşmelere katılmayacağını duyurdu.
Gerekçe olarak SDG’nin anayasa vurgulu forum düzenlemesi ve 10 Mart 2025’te Şam yönetimiyle imzalanan 10 maddelik mutabakata uyulmaması gösterildi. Mutabakat “idari ve askeri bütünleşme” öngörüyordu. Ancak Şam merkeziyetçi modeli savunurken, Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi âdemi-merkeziyetçi bir sistem talep ediyor.
Ankara’nın da başından beri HTŞ üzerinde merkezi yönetim konusunda baskı yaptığı biliniyor. Buna karşın ABD ve bölge ülkeleri, Türkiye’nin istediği yönde adım atmış değil. Rojava’daki askeri ve idari özerk yapının dağıtılması konusunda net bir yöntem de ortaya koymadılar.
Hafta sonu Washington Post’a konuşan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye temsilcisi Tom Barrack, Suriye için önerdiği yapıyı tanımladı: “Federasyon değil ama ona yakın bir şey; herkes kendi bütünlüğünü, kültürünü, dilini koruyabilir ve İslamcılık tehdidi olmaz.” Önerisinin nasıl karşılanacak ve hayat bulacak beli değil. Ama üzerinde düşünülmesi gereken bir öneri ve arayış.
Seçimler ertelendi
Suriye Geçiş Hükümeti’nin Halk Meclisi Yüksek Seçim Komiserliği, eylülde yapılması planlanan parlamento seçimlerinin, güvenlik gerekçesiyle Siweyda, Hesekê ve Reqa’da yapılmayacağını açıkladı. Karar, hükümetin onayıyla alındı.
Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi ise bu adımı, “eski politikaların devamı ve siyasi meşrulaştırma çabası” olarak değerlendirdi.
Türkiye’de ise gözler yeni çözüm sürecinin bu gelişmelerden nasıl etkileneceğine çevrildi. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Van mitinginde, PKK lideri Abdullah Öcalan ile son bir aydır görüşme yapılmamasını eleştirmesi dikkat çekti. Bu türden sözler bir anlamda endişeyi dile getirmektir.
Yeni çözüm sürecinin başlamasında Rojava’nın önemli bir faktör olduğu net biçimde görülüyor. Ankara, eskisi gibi Rojava’daki Kürtleri ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni yalnızca bir “güvenlik sorunu” olarak görmeye devam edemez.
Uluslararası sistemin önceliği, İsrail’in güvenliğini artırmak, İran’ın etki alanını daraltmak ve vekâlet güçlerini sınırlamak. Türkiye için en kritik başlık ise Rojava ve İran’dan boşalan alanda nasıl konumlanacağı. İsrail’in son iki yıldır bölgeden elde ettiği etkin pozisyonu dikkate aldığında Türkiye için işlerin artık zorlu geçeceği öngörebilir. Hesaba katılmak zorunda.
Şam’ın siyasal ve toplumsal gücü, özerk yönetimin askeri ve idari kapasitesine göre zayıf. Dürziler, Aleviler ve Hristiyan azınlıklar hesaba katıldığında, HTŞ’nin 5 milyon nüfusu yöneten özerk yapıyı tasfiye etmesi gerçekçi görünmüyor.
Doğu ve Kuzey Suriye’yi “güvensiz bölge” ilan etmek çözüm olmayacak. Zira bölge, Suriye’nin diğer yerleşimlerine kıyasla en istikrarlı ve güvenli yapıya sahip durumda.
Çoğulcu yeni bir model
Suriye’de istikrar, eski politikaların tekrar edilmesiyle sağlanamaz. Çoğulcu ve âdemi-merkeziyetçi bir rejim kurulması, farklı toplulukların özgür iradeleriyle katılım sağlayabileceği yeni bir siyasal alanın açılmasıyla mümkün.
Ankara’nın güvenlikçi siyasetten uzaklaşarak, fiili özerklikleri gözeten çoğulcu bir yaklaşım benimsemesi, hem çözüm sürecini rayına oturtacak hem de hızlandıracaktır. Aksi halde Suriye’de yeni bir altüst oluş ve istikrarsızlık riski yükselirken, Türkiye de içeride beklenmedik sorunlarla karşılaşabilir.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
21.05.2025
1.04.2025
20.02.2025