Ümit KARDAŞ
Anlaşılan anayasa yapma sürecinde merkezden bölgelere yetki devri, iktidarın hukukla dengelenmesi ve denetlenmesi, bürokratik kurumların şeffaflığı ve hesap verebilirliği, anadiliyle yaşamak, siyasetin finansmanı gibi çoklu, katılımcı, özgürlükçü, meşru hukuka bağlı bir demokrasinin nasıl inşa edileceğini tartışacağımıza, başkanlık sistemi üzerinden anayasa tartışması yapacağız.
Türk tipi Başkanlık sisteminde kuşkusuz yetkiler aynen merkezde kalacak. Bürokratik kurumlar inanılmaz yetkilerle, kapalı, hukukla denetlenemez bir şekilde başkana bağlı olacak. Başkanlık sisteminde önemli bir yer tutan ikinci meclis olmayacak. Şu anki durumu itibarıyla dahi iktidarın baskısı altına girmiş olan yargı başkana bağlı olup, yürütmeyi denetleyemeyecek. Kolonyal, koyu bir idari vesayet yapılanması, hukuku ayak bağı görme zihniyetiyle donanmış, denetlenemez kapalı bürokratik kurumlar devam edecek ama hakim-i mutlak bir başkanımız olacak.
Türk tipi başkanlık hayali böyle de ABD'de nasıl? 1777'de “ABD Konfederasyonu” kuruldu. 17 Eylül 1787'de de kuzey ve güney devletleri arasındaki anlaşmazlıklar uzlaşmayla sonuçlandırılarak bu sefer yeni bir üst anayasayla federal devlet inşa edildi. Böylece toplum üzerinde iki iktidar oluştu. Biri “federal” ya da “ulusal devlet” olarak tanımlanan devlet iktidarı, diğeri “federe” ya da “üye devlet” denilen devletin iktidarı. Federal devletin yasama, yürütme ve yargı organları olduğu gibi federe devletlerde de aynı organlar öngörüldü.
Başkanlık sistemini kurmanın yönetim sisteminin federal olmasıyla doğrudan ilgisi vardı. Amaç federasyonun siyasi birliğini sağlamaktı. Bunun için eşit koşullar yaratarak güçler ayırımına gittiler. Seçimle gelen başkanı parlamento ile aynı düzeye oturtup, onların karşısına güçlü bir yargı organı koydular. Kongre ve başkan bu birliği güvence altına almıyordu. Merkezi güç, başkan, kongre ve yargı arasında bölünüp zayıflatılarak hem yatay güçler ayrılığı sağlanıyor hem de dikey güç paylaşımıyla federe devletlerin özerkliği korunuyor, girişimcilere tam bir özgürlük sağlanıyordu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ OTORİTER REJİME DÖNÜŞEBİLİR
Federasyon sistemi ile yönetilen Amerika'da her federe devletin kendi anayasası olduğu gibi, bu devletlerle federal devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen üstün bir anayasa bulunmakta. Federe devletlerin başında halk tarafından seçilmiş valiler mevcut… Bu devletlerin de kendi yasama, yürütme ve yargı organları faaliyet gösteriyor. Federal devlette yasama yetkisi iki meclisli olan Kongre tarafından (Senato ve Temsilciler Meclisi) kullanılmakta.
Siyasi sorumluluğu bulunmayan başkanın dış politikayı yürütme, yabancı ülkelere asker gönderme, orduyu komuta etme gibi yetkileri bulunmakta. Başkan yasaların yürütülmesini sağlar. Başkanın dışarıdan belirlediği bakanları Senato onaylar. Bu görevliler başkana karşı sorumludurlar. Başkan federal memurları da Senato'nun onayıyla atar. Onaya gerek duymadan görevden alabilir.
Amerika'da sistem, güçler ayrılığı ilkesine dayanır. Başkan kongre üyesi olmadığı gibi, kongre çalışmalarına da katılamaz. Kongre, başkanı istifaya zorlayamaz. Başkan da kongreyi feshedemez. Başkan, yasaları veto eder, Temsilciler Meclisi 2/3 çoğunlukla tekrar kabul ederse, itirazla birlikte Senato'ya gönderilir. Senato da tasarıyı 2/3 çoğunlukla kabul ederse tasarı yasa haline gelir. Federal düzende yargı yetkisi, Federal Yüksek Mahkeme'ye aittir. Bu mahkeme, yasaların anayasaya aykırılığını defi yoluyla inceler.
Kongre üyeleri genellikle yürütmeye direnç gösterirler. Bu durumda yürütme, gerekli yasa tasarılarını kongreden geçirmekte zorlanır. Oysa Avrupa çoğunluk sistemlerinde parlamentoların kabul ettikleri yasa tasarılarının tamamına yakın bir kısmı hükümet önerileridir. Amerika'da ise oran yarıdan aşağıya düşer. Yasama ve yürütme birbirlerini frenleyebilirler, ancak hızlandıramazlar. Başkan idari bir teknik yapı içinde, halktan uzak bir kapalılık ortamında uzmanlarla çalışarak karar alır. Oysa Avrupa'daki parlamenter sistemlerde başbakanlar, salt idari bir teknik yapı içinde değil, partinin yönetici kadrosu ve ona bağlı politik bir teknik yapı içinde halkın tepkilerini göz önünde bulundurarak karar alırlar.
Başkanlık sistemine getirilen en önemli eleştiri, sistemin anayasal olarak stabil olmadığı, başkanlık sistemine geçmeye çalışan hemen hemen her ülkede bu sistemin otoriter rejime dönüştüğüdür. Kuvvetler ayrılığı açısından yapılan eleştiri ise başkan ve yasama meclisinin iki paralel yapı şeklinde çalıştığı, bu durumun istenmeyen siyasi çıkmazlara ve başkan ve yasama meclisinin birbirlerini suçlamalarına sebep olacağıdır. Yine bazı siyaset bilimcilere göre başkanlık sistemi, kendisine özgü şartları olan ABD dışında, istikrarlı bir demokrasi yaratmamıştır.
DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ VE HUKUK BİLİNCİ OLMAZSA...
Amerika'da uygulanan başkanlık sistemi, bu ülkenin federal yapısının bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Arjantin, Meksika ve Brezilya başta olmak üzere Güney Amerika'da, Fas ve Etiyopya hariç Afrika ülkelerinde ve İran'da başkanlık sistemi uygulanmakta. Arjantin, Meksika ve Brezilya federal sistemlerdir. Meksika, 31 eyalet ve Mexico City Federal Bölgesi'nden (Distrito Federal) oluşmakta.
1961 Anayasası'nın getirdiği sistem, yasamaya belli bir üstünlük tanıyan parlamenter sistemdi. 1982 Anayasası da 1961 Anayasası'nın çizgisini sürdürerek parlamentonun üstünlüğü ilkesini korumuş; ancak farklı olarak yürütmeyi biraz daha güçlendirmiştir. 1961 Anayasası'nda yürütme salt bir “görev” iken, 1982 Anayasası ile salt bir “görev” değil aynı zamanda bir “yetki” olmuştur. 1961 Anayasası cumhurbaşkanının tarafsızlığına ve siyasi ilişkilerinde bir denge öğesi olmasına büyük önem vermiştir. 1982 Anayasası da cumhurbaşkanının bu özelliğini korumakla birlikte, cumhurbaşkanını güçlendiren ve tek başına kullanacağı yetkileri artıran bir anayasa olmuştur.
Türkiye'de demokrasi ve hukuk eksikliğinin nedeni sistemin parlamenter sistem olması değildir. Bu nedenle başkanlık veya yarı başkanlık sistemi ya da partili cumhurbaşkanlığı modeli bunun çaresi olamaz. Demokrasi kültürünün, demokratik geleneklerin ve hukuk bilincinin oluşmadığı ülkemizde sistemin ne olduğunun önemi bulunmamakta. Yatay güçler ayrılığının ve yerelde karar süreçlerine katılımın sağlandığı, yargı ve hukuk denetiminin güçlendiği, bürokratik kurumların hesap verdiği, tüm kurumların demokratik değer ve gelenek ürettiği bir sistemin parlamenter ya da başkanlık olması önemli değil.
Çoklu, çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü, meşru hukuka bağlı bir demokrasi hedefine nasıl ulaşacağız? Bölgelere yetki dağıtımı yapmadan, kuvvetler ayrılığını gerçekleştirmeden, hukuk devletini ve hukuksal denetimi sağlamadan başkanlık sistemine geçmek büyük bir risk barındırmakta.
Örneklerinde görüldüğü gibi yetkilerin dikey anlamda paylaşıldığı federal bir yönetim sistemini ve güçlü bir yargıyı öngörüyorsanız buyurun başkanlık sistemini tartışalım. Sizce devletin zihniyet kodları bu tartışmayı yapmaya müsait mi?
Zaman
Yazarlar
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025