Ümit KARDAŞ
Türkiye, “unutma/ unutturma” kültürüyle geçmişte yaşanan acıları görmezden gelip inkara yeltendiğinden hatırlama, empati yoluyla acıları ortaklaştırma, kabul etme, özür dileme ve telafi etme aşamalarına geçememekte.
Toplumsal barış, hakikati öğrenmekten korkmaya dayalı inkarcı kültürden adalet duygusunu onarıcı hatırlama kültürüne geçişi inşa etmekle mümkün. Bu kültürün medenileşme sürecinin ve insan onuruna saygının bir gereği olduğunu kabul ederek yola çıkmak başlangıç noktası.
Azınlıklara ya da muhaliflere karşı uygulanan hak ihlalleri, etnik arındırmalar, insanlık suçları, asimilasyoncu şiddet politikaları, sivillere karşı işlenen savaş suçları ve soykırımlar devletlerin sabıkaları arasında. Ancak bütün bu yaşananlar için dilenen resmi özürler insan haklarına saygılı, barışa hizmet eden bir siyasal kültürün oluşmasına katkı sunmakta. Dünya bunun örnekleriyle dolu.
İrlanda’da 1845-1852 arasında yaşanan açlık sırasında ( patates açlığı) bir milyon İrlandalı ölmüş, 2 milyonu da İngiltere ve Kuzey Amerika’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Tony Blair 1997’de İngiltere’nin bu süreçteki politikaları nedeniyle İrlandalılardan özür diledi.
Blair, İrlandalılardan 1960’lı yıllardan başlayarak 30 yıl süren, troubles denilen şiddet dönemindeki uygulamalar nedeniyle de özür diledi. Bu iki özür, IRA şiddetini sona erdiren “Hayırlı Cuma Anlaşması”nın imzalanmasıyla barışın yolunu açmış oldu.
İngiltere ile İrlanda arasındaki gerilim 17. yüzyılda İngiliz ve İskoç nüfusun İrlanda’ya yerleştirilmeleriyle başlamıştı. Mezhepler arasındaki farklılıklarla şiddetlenen etnik kaynaklı gerilimler ve çatışmalar 20. yüzyıla kadar devam ederken bağımsızlık taraftarı hareketler de ortaya çıkmaya başladı.
Kuzey İrlanda’da Ağustos 1971’de protestoları bastırmak üzere ordu desteğiyle yapılan operasyonda çoğunluğu Katolik olan İrlandalı cumhuriyetçilerin 186’sı hayatını kaybederken, 1882 kişi gözaltına alındı.
Hak ve özgürlükler askıya alınmış olmasına rağmen gösteriler devam ediyordu.30 Ocak 1972 Pazar günü ( Kanlı Pazar ) 20 bin kişinin katıldığı protesto yürüyüşüne Britanya Paraşütçü Birliği müdahale etti. Masum insanları ayırmaksızın kitleye açılan ateş sonucu 14 kişi hayatını kaybetti. Olayın soruşturulması engellenirken siyasi otorite Kanlı Pazar olayını suskunluğa ve unutuşa terk etti. Kurbanların aileleri adaletin engellenmesiyle haksızlığa uğradıklarını hissederken toplumsal travmalar da derin yaralara dönüştü.
29 Ocak 1998’de Başbakan Tony Blair Kanlı Pazar’ın soruşturulması için harekete geçti. Lord Saville başkanlığında uluslar arası yargıçlardan oluşan bir mahkeme oluşturuldu. Hakikatleri açığa çıkarmak için yüzlerce tanık dinlenildi. Siyasal iktidar geçmişle yüzleşirken inkar söyleminden vazgeçiyordu.
15 Haziran 2010’da açıklanan raporda askerlerin kitleye ateş etmeden önce uyarıda bulunmadıkları, askerlerin herhangi bir saldırı altında olmadıkları, kimi göstericilerin kaçarken vurulduğu, çoğu askerin yalan söylediği belirtiliyordu.
Başbakan David Cameron parlamentoda Kuzey İrlanda’dan özür dilerken şunları söyledi: ”Silahlı kuvvetlerimizin bazı mensupları yanlış davrandılar. Hükümet silahlı kuvvetlerin hareketinden mutlaka sorumludur ve bu yüzden ,hükümet adına, hatta ülkemiz adına çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. “
Başbakanın açıklamalarına ordunun başında olan General Sir David Richards tam destek verirken insanlar ailelerle birlikte ölenlerin fotoğraflarını taşıyarak olayın gerçekleştiği meydanda toplandılar. Karanlık geçmiş hakikatin ışığıyla aydınlanırken insanların yüreği soğumuş, “bir daha asla” diyebilmenin güveni sağlanmıştı.
Soğuk Savaş döneminden sonra uluslar arası normların gelişmesi siyaseti etkilerken, insan haklarına riayet ve etik davranmak özellikle mağdur kesimleri ikna etme yönünde önemli olmaya başladı. Ülke dışı özürlerden sonra ülke içinde yaşayan kadim halklarla ilgili olarak tarihsel adaletsizliklerin telafisi anlamında geçmişte yaşananların kabulü ve özür süreçleri yaşandı.
ABD, Japon kökenli Amerikalıların İkinci Dünya Savaşı’nda tutuklanmaları nedeniyle 1998’de özür diledi ve tazminat ödedi.
Yerleşimci sömürge devletleri asimilasyon süreçlerinde çok sayıda hak ihlalleri yaptılar. Avustralya, Kanada, Yeni Zelenda’da yerli halklar bakımından temel mesele asimilasyona karşı direnerek kendi kimliklerini korumak oldu.
Avustralya’da 1987’de kurulan Gözaltında Aborjin Ölümleri Hakkında Kraliyet Komisyonu barışma sürecine yol açacak 339 tavsiye içeren bir rapor hazırladı. 1991de 10 yıllığına Aborjinlerle İlgili Yüzleşme Konseyi kuruldu.
1997’de Aborjin Çocukların Ailelerinden Ayrılması Hakkında Ulusal Araştırma Raporu yayınlandı. Raporun adı “Onları Eve Getirmek”( Bringing Them Home ) idi. Raporda sömürgeci siyaseti teşhir edilirken resmi özür ve tazminat önerisinde bulunuldu.
Eyalet parlamentoları, kiliseler ve polis “Çalınmış Kuşaklar” için özür diledi. Ancak Başbakan John Howard’ın muhafazakar federal hükümeti özür dilemeyi reddetti. Seçimleri özür vaadiyle kazanan Kevin Rudd Şubat 2008’de devlet ve hükümet adına Aborjinler ve Torres Boğazı Adaları halkından resmen özür diledi. ( “Bir Daha Asla ! Geçmişle Yüzleşme ve Özür –Y.Hazırlayanlar: Asena Günal- Önder Özengi, Vaka İnc.: Mehmet Sinan Birdal-Derviş Aydın Akkoç –İletişim )
Aborjinlere yönelik adaletsizliğin haklı olarak görülmesinde ırkçı kültürün etkisi vardı. Başbakan konuşmasında geçmişin ırkçı, asimilasyoncu politikalarına nokta koyarken herkesi yeni bir gelecek tasavvurunda birleştiriyordu.
En son resmi özür Mayıs ayı başında Meksika devlet başkanı Andreas Manuel Lopez Obrador'dan geldi. Obrador, özellikle 1847-1901 arasında yaşanan ve yaklaşık 250 bin kişinin yaşamına mal olduğu tahmin edilen “Yukatan Ayaklanması”'nda yaşananlara değindi. BBC Türkçe'de yer alan habere göre Obrador, "Maya halkından, fetih sırasında bireyler, ulusal ve yabancı makamlar, 300 yıl süren sömürge egemenliği ve 200 yıllık bağımsız Meksika döneminde kendilerine karşı işlenen korkunç suçlar için özür diliyoruz" dedi.
Bu özür, ülkede yaşayan kadim halkların İspanya ve Meksika devletleri tarafından defalarca katledilmesinin, kültür ve geleneklerinin neredeyse tamamen silinmesinin resmen kabul edilmesi için yıllardır mücadele veren Maya halkının liderleri açısından çok önemli bir dönüm noktası.
Sosyalist Salvador Allende , 1970’de Şili’de seçimle iktidara geldi. Politikaları ABD’nin bölgesel çıkarlarına aykırı olduğundan “Demokrasi arada bir kanla yıkanmalıdır” sözünün sahibi faşist general Augusto Pinochet tarafından kanlı bir darbeyle devrildi.
“Komünizmin kökünü kazıyacağız” söylemiyle sürek avları sonucu binlerce kişi gözaltına alındı. Ölüm kervanları çöllük bölgelere götürüldü. İnsanlar işkencelerden geçiriliyor, öldürülenler çölde toplu mezarlara gömülüyor, uçaklara doldurulan insanlar denize atılıyordu. Şili Ulusal Stadyumu açık bir toplama kampına dönüşmüştü. Şili 17 yıl inanılmaz bir baskıcı rejimle yönetildi.
Darbe döneminden sonra yapılan ilk seçimle iktidara gelen Patricio Aylwin, bir hatırlama mekanı olan Şili Ulusal Stadyumu’nda “ bir daha asla insan onuru çiğnenmeyecek” sözünü verdi. Aylwin derhal Hakikat ve Uzlaşma Ulusal Komisyonu’nu kurdu.
Raporda , ordunun uyguladığı şiddeti meşrulaştırmak için öne sürülen ülkenin “iç savaşta” olduğu tezi çürütülmüştü. Rapor uyarınca mağdurlar ve aileleri için bir tazminat programı hazırlandı. Alywin, rapordan sonra 19 Mart 1991’de gözyaşları içinde TV’de yaptığı konuşmada devlet adına Şili toplumundan özür diledi. Alywin konuşmasında hakikati bir arada yaşamanın temeli olarak gördüğünü, hakikatin saygı görmediği yerde insanların birbirine güveninin aşındığını, bunun nefret ve şiddete yol açtığını belirtirken şu önemli cümleyi kurdu: “ yalanlar şiddetin bekleme odalarıdır, bu nedenle de barışla bağdaşmazlar.” ( a.g.e )
Eksiklerin telafi edilmesi için 2003’te başkan Ricardo Lagos tarafından ikinci bir komisyon kuruldu. Ölümle sonuçlanmayan işkence vakaları da araştırıldı. 2004’te rapor açıklandı. Genelkurmay Başkanı kurumsal sorumluluğunu kabul etti. 20.000 kişiye ömür boyu 190 dolar aylık bağlandı.
Geçmişindeki insanlık dışı uygulamalarla yüzleşemeyen, hakikati kabul edip, telafi yoluna gitmeyen ülkelerin barışı, huzuru yakalaması, adaleti tesis etmesi ve refaha kavuşması mümkün değil.
Kuşkusuz CHP’yi Dersim katliamı üzerinden siyasi alanda sıkıştırmak için dilenen göstermelik bir özürden söz etmiyoruz. Hakikati ortaya çıkarma ve onunla yüzleşme irade ve cesaretini, samimi bir şekilde özür dileme ve telafi etme basiretini göstermek gerekmekte.
Bu coğrafyada yaşayan tüm kadim halkların insan onuruna saygıya dayalı bir rejimde mutlu olmaya hakları var.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025