Yıldıray OĞUR
Wikileaks’in 2011’de yayınladığı Spy Files Türkiye’de yeterince ilgi görmedi.
Halbuki Wikileaks, bu belgelerde 25 ülkede devlet ve istihbarat örgütlerine telefon dinleme, internet trafiği izleme alanlarında hizmet veren 160 firmadan oluşan bir teknik takip endüstrisini deşifre etmişti.
İnternet takibi, telefon takibi, konuşma analizi, Trojan gönderimi, SMS takibi ve GPS takibi yapan bu firmaların dünyadaki dağılımın gösterildiği haritada internet takibi ve cep telefonu takibi alanlarında Türkiye haritasının ışıklarını yakan da bir firma vardı:
Inforcept Network.
2011 dört ortak tarafından kurulan firmanın merkezi Gebze’deki teknopark. Peki ne iş yapıyor bu şirket? Şirketin sitesine göre “Inforcept Network, DPI teknolojileri üzerine ürünler sağlayan vizyoner bir kuruluş.”
DPI (Deep Packet Inspection-Derin Veri Analizi) teknolojileri internet ya da cep telefonu kullanıcılarının “her türlü iletişimini, gerçek zamanlı olarak izlemeyi mümkün kılan” tehlikeli bir teknoloji. Peki, firma bu hizmetleri kime satmış?
Wikileaks deşifresinden sonra Türkçesi bir anda kaybolan, hizmet verilen kurumların adlarının olduğu sayfalara ulaşılamayan şirketin gazetelere düşen haberlerle ilgili yaptığı açıklamaya bakalım:
“Müşterilerinin çoğunluğu arasında devlet kurumları bulunan müvekkilim şirket bahsedilen hukuka aykırı eylem ve işlemler ile ilgisi bulunmuş olsa idi böyle bir müşteri portföyüne sahip olması imkânsız olurdu.”
Peki kim bu resmî müşteriler? Firmanın erişimi engellenen eski sayfalarında partnerlar arasında geçenlerden biri TÜBİTAK.
Dört ortaklı şirketin bir de kardeş şirketi var. 2006 yılında Ümraniye’de kurulan Endersys. İstihbarata yakın haberleriyle bilinen SON.TV sitesindeki Ömer Adıyaman imzalı habere göre Endersys’in müşterileri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü de var. Şirketin teknik altyapı sağladığı kurumlar arasında TİB’in olduğu iddia ediliyor. Sektöründe epey iddialı ve kâr eden bir firma.
Hikâye bundan sonra daha ilginç hale geliyor. 2013 yılının Aralık ayında bu iki şirketin kurucularından biri olan B.Ş., bir anda iki şirketten de ayrılıyor ve nereye gidiyor dersiniz: Chief Researcher olarak TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’ne.
Şubat ayında Başbakan’ın ofisine böcek yerleştirilmesiyle ilgili görevden alınan ve daha sonra da “Bana böcek raporunda tahrifat yapmam istendi” diyen Hasan Palaz’ın başkanlığını yaptığı merkeze.
Peki, iyi kazanan bir şirketin sahibi neden bütün bunları bırakıp 17 Aralık süreciyle paralel bir zamanlamayla devlete araştırmacı olarak girer?
Bunun sırrı da şirketlerinden ayrılmasından bir ay kadar sonra çıkan şirketleriyle cemaat arasındaki ilişkiyi deşifre eden istihbarat kaynaklı haberlerde gizli olmalı.
Başbakan’ın ofisinin dinlenmesiyle ilgili yürütülen soruşturmalarda ulaşıldığı anlaşılan o bilgilere göre Endersys şirketi, paralel yapıya “Allah rızası” için çözümler sunan şirketlerinden sadece biri.
Bilişim alanında hizmet veren Endersys dahil beş firmanın içinde olduğu bu “sohbet grubu” Ümraniye’deki bir dershanede, zaman zaman da Ankara’da toplanıyor, uzmanı oldukları internet, telefon izleme alanında sahip oldukları DPI teknolojisini paralel yapının hizmetine sunuyor.
B.Ş.’nin Şef Araştırmacı olarak işe başladığı TÜBİTAK BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsü, sitesinde kendisini “Türkiye için yaşamsal önem arz eden kritik altyapıların belirlenmesi konusunda çalışmalar yapmaktadır” diye tanıtmakta.
Yani dün Başbakan boşuna ürettikleri kriptolu telefonu bile dinlediklerini açıklayıp, TÜBİTAK’ı dinlemenin merkezi ilan etmedi…
İstanbul Başsavcısı’nın yine dünkü tarihi dinleme açıklamasıyla hukuki olarak da tescillendi.
Devlet içinde bir çete var.
Ve o çete her akşam tehditlerle, şantajlarla, “turpun büyüğü hâlâ heybede” efelenmeleriyle bir meşru iktidarı boğazlamaya çalışıyor. Gözlerimizin önünde. Seçimlere haftalar kala...
Ne yapmış olursa olsun, kasetleri montaj ya da değil. Bir çete gözlerimizin önünde bir meşru iktidarı boğazlıyor. 27 Mayısçıların ne yapmış olursa olsun Menderes’i asmasından hiçbir farkı yok bunun… Bu gelenek yeniden hortlarsa, iktidarların çeteye boğdurulması usulüyle değişmesine yeniden dönersek, işte o zaman hepimiz yeniden kaybedeceğiz. 10 yılın bütün birikimi toz olup uçacak.
Bu kez de başarırlarsa Recep Tayyip Erdoğan’ı değil, yine siyaseti, yine demokrasiyi boğazlamış olacaklar çünkü… Ana muhalefet lideri, Genelkurmay Başkanı’nın yer aldığı koleksiyonlarının en değerli parçası olacak bu zafer.
Çetenin, vesayetin kılıcı yeniden siyasetin üzerinde sallanmaya başlayacak.
Bir kez daha gayrimeşru yollardan iktidar çıkarmaya çalışan muhalefet, cemaatin yancılığını yaparak devrime yürüyeceğini zanneden solcular, rövanş aşkıyla her çıkan yasa dışı kasetle palazlanan eski rejimin medyası ve intikam peşinde bir taraftan PKK’ya savaş dilenirken, badem bıyıkları çıktı çıkacak öfkeli liberaller bu çeteyle kurdukları ittifakla kuyruklarına teneke kutularını şimdiden taktılar…
Ama onları zaten tanıyoruz. Esas bıçak yarası daha zor kapanacak Türkiye’de dindarlar, Ecevit’in CHP’sine bile oy verdi ama yıllarca Türkeş’in 27 Mayısçılığını unutmadı, onu affetmedi. Cemaatin bugün iktidar sarhoşluğuyla, kurduğu ittifaklar, dindar bir Başbakan’ın tepesinde salladığı tehdit, şantaj kılıcının sesi uzun yıllar unutulmayacak…
Belki iktidarlar değişecek, bütün yaralar kapanacak ama o yara uzun yıllar kanamaya devam edecek…
Dün Ümraniye’deki bir internet kafesine gidip YSK sitesinde oy vereceği yere baktıran teyzeler mi, bilişim uzmanı ağabeyler mi?
5 hafta daha, dayan demokrasi!
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025