Yıldıray OĞUR
25 Ağustos 2015 günü Tuzla Piyade Okulu’nun da içinde olduğu Kartal Aydos Ormanları’nda bir yangın çıktı. Yangın güçlükle söndürüldü. 15 gün sonra 10 Eylül 2015 günü askerî bölge olan aynı yerde yeni bir orman yanığını daha çıkınca polis yangınların sabotaj olma ihtimalini araştırmaya başladı.
Bir süre sonra bu yangını çıkaran, marketlere, AK Parti ofislerine saldırılar düzenleyen bir grup PKK’lı gözaltına aldı.
Onlardan elde edilen bilgilerle PKK’nın İstanbul ve diğer bölgelerdeki raporlarını Diyarbakır’daki merkeze götüren bir ‘kurye’ye ulaşıldı.
Kurye izlendi ve 7 Ekim 2015 günü İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Diyarbakır uçağına binmek üzereyken gözaltına alındı.
Gözaltına alınan kişi sınavda dereceyle girilen Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde son sınıfta okuyan H.D.’ydi.
Eşbaşkanlıklarını Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün yürüttüğü yasal bir yapılanma Halkların Demokratik Kongresi Gençlik Meclisi üyesi olan H.D.'nin o güne kadar herhangi bir illegal faaliyeti yoktu. Polise göre kurye olarak bu yüzden seçilmişti. Üzerinden içinde taşıdığı raporların olduğu bir flash disk çıktığı basına yansıdı. Raporlar Diyarbakır’da bulunan Türkiye sorumlusu olan yeri ve adı belli birine gidiyordu.
Polis kaynaklarına göre o flash diskteki raporlardan biri PKK’nın Çukurova bölgesinden gelmişti ve raporda bir kadın militan “Gerekirse canlı bombalı saldırıya bile hazır olduğunu” bildiriyordu.
Buraya kadar olan kısmı medyaya yansıyan, benim bulabildiğim polisin iddiaları.
Şimdi bir de H.D.’nin avukatının ne dediğine bakalım:
“H.D’nin evi basıldı ve yasaklı olmayan kitaplarına el konuldu. Bunlar, Kültür Bakanlığı bandrolü taşıyan kitaplar. Bunun yanında birkaç dergiye el konuldu. Ayrıca telefonunda da birkaç müzik parçası buluyorlar ve bunları alıp indiriyorlar. Daha sonra ‘Sen bunları dinleyip bu kitapları da okuyorsan, o zaman örgüt üyesisin’ dediler. Youtube’da izlediği video ve dinlediği müzikleri göstererek, ‘Bu videolarda örgüt üyeleri var’ deyip, H.D.'yi bu gerekçeyle suçladılar.”
Bir önceki yazıda da örnekleri verilen avukat savunmalarını andıran “külliyen hiçbir şey yoktur” savunması bu.
Polis eziyet olsun diye bir üniversite öğrencisini, Youtube’da dinlediği müziklere bakarak evinde okulunda da değil, havaalanında gözaltına aldı demek.
Yine de şüpheci olmakta haklı sebeplerimiz var. Türkiye’de hukuksuz gözaltılar, kolayca örgüt üyeliğine bağlamalar bir gelenek. Geçmişte çok çok olmuştur, şimdi de olmaktadır.
Medyanın bir kısmı haberi polisin iddialarından, diğer kısmı ise avukatın açıklamalarından verdi.
Yine şüphenin olmadığı haberlerdi bunlar.
“Örneğin:
“HDK üyesi Boğaziçili, okuduğu kitaplar ve dinlediği şarkılar yüzünden tutuklandı!” http://www.diken.com.tr/hdk-uyesi-bogazicili-okudugu-kitaplar-ve-dinledigi-sarkilar-yuzunden-tutuklandi/”
Ama galiba insanları evlerinden çıkamaz hâle getirmeyi başaran terörle boğuşurken kimsenin şüphesiz, siyasi kaygılarla hakikatlere çarpıtma lüksü kalmadı artık.
Özellikle de her tarafta canlı bombaların patladığı, Sur’da, Cizre’de PKK’nın silahlı ‘direnişe’ geçtiği bir ülkede, dünyanın terörle mücadele ettiği, Türkiye’nin o terör odaklarına komşu olduğu bir zamanda, üstelik devleti terör eylemleri, canlı bombalarla ilgili istihbarat, zamanında engelleyeme üzerinden haklı olarak eleştirirken, bir üniversiteye düşen, üstelik Türkiye’nin açık ara en iyi üniversitesinin hocalarına düşen daha tedbirli, daha şüpheci davranmak olmalıydı.
Üzerlerinde o kadar öğrencinin sorumluluğu varken üstelik.
Hayır bu kez de olmadı. Partizanlık, devrimci dayanışma, sorgusuz kefil olma hepsine baskın geldi, bir önceki yazıda gazetecilerin yaptığını bu kez akademisyenler yaptı.
Aralarında çok ünlü, sahasının en iyisi, kolay kolay külyutmaz hocaların da olduğu 200’e yakın Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi “öğrencimize sahip çıkıyoruz” başlıklı bir bildiriyi imzaladılar. http://www.milliyet.com.tr/bogazici-universitesi-ogrencisine-gundem-2133242/
Bu da yetmedi. Açık ki Boğaziçi Üniversitesi’nden hocaların referansıyla Orta Doğu araştırmalarının en ünlü kurumlarından ABD’deki Middle East Studies Association’ın (MESA) http://mesana.org/committees/academic-freedom/intervention/letters-turkey.html#Turkey20151030Başkanı Prof. Dr. Beth Baron’a da H.D. için Başbakan Davutoğlu’na bir mektup dahi yazdırıldı...
(Mektubun yazılmasını kimin sağladığı konusunda bir tahminim var. Ama elimde bir bilgi yok o yüzden sadece şu linki şuraya bırakayım. http://www.jadaliyya.com/pages/about)
Onların bu bildiriyi yazdığı sırada, H.D.’nin avukatı olan az önce yukarıda savunmasını okuduğunuz Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden Hüseyin Boğatekin Balıkesir’de başka bir davada başka öğrencilerin hakkını savunmaktaydı. (Boğatekin ve derneğinin kurduğu PKK davalarında yargılanan öğrencilere destek veren bir hukuki destek ağı var.)
O öğrencilerden biri 6 ay sonra Ankara’da canlı bomba olarak kendini patlattı.
Yani, H.D.’nin masumiyetine dair etrafta dolaşan bütün bilgilerin kaynağı olan, MESA başkanının Başbakan Davutoğlu’na yazdığı mektupta bile adı geçen avukatın benzer argümanlarla savunduğu başka bir müvekkili beş ay sonra intihar bombacısı olarak Ankara’nın ortasında kendini patlattı.
Tabii ki bir avukat herkesi savunabilir. Birini savunduğu için suçlanamaz. Ama bu birine kefil olurken kafanıza şüphe bulutlarına neden olması gereken bir bilgidir. Özellikle de ortada aylar önce iftiraya uğramış öğrenci olarak mahkemede savunulmuş bir intihar bombacısı ve 37 masum insanın ölümü söz konusu ise.
Ama bu bile yazının başlığındaki Boğaziçi’nde Yaşayan Simonlarda bir şüpheye, kafa karışıklığına neden olmuş gözükmüyor.
Üstelik polise göre kurye olan öğrencilerinin taşıdığı raporlardan birinde bir kadının canlı bomba olma irade beyanı da yer alırken...
Üstelik daha 20 gün kadar önce canlı bombalı saldırıda kullanılacak şüphesiyle iki aracın içinde ve dışındaki otoparklarda yakalandığı bir üniversiteden bahsediyoruz.
İlk aracın yakalanma hikayesini Hürriyet’in haberinden okuyalım:
“Funda Kaya’ sahte kimlikli Sinem Oğuz’u takibe almıştı. Polisin tespitine göre, bombalı saldırı için kullanılacak olan ikiz plakalı Citroen marka otomobile düzenekler kuruldu, Diyarbakır’dan getirilecek patlayıcılar beklenmeye başlandı. Otomobil Sinem Oğuz'un Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli bir tanıdığı aracılığıyla okulun otoparkına götürüldü.
Oğuz’a yardım eden üniversite görevlisi R.Ü. kayıplara karışırken Sinem Oğuz Diyarbakır’a gitti. PKK üyesi oldukları belirtilen Oğuz ile yanındaki H.A., Diyarbakır’da 27 Ocak’ta yakalanıp tutuklandı.”
İçerisinde bomba yerleştirilecek düzenek bulunan aracı Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘misafir eden’ üniversite görevlisi R.Ü’nün adını baş harflerinden üniversitenin idari görevliler listesinde arayınca karşınıza muhtemelen üniversitenin bütün bilişim ağına hakim bir yöneticisi çıkıyor.
Polis kaynaklarına göre bombacı Sinem Oğuz ve yanındaki kişi Diyarbakır’a araca konacak bombaları almak için gitmişti. Peki yakalanmadan geri dönselerdi, Boğaziçi Üniversitesi’nde bekleyen aracın hedefi neresiydi? Yine polis kaynaklarına göre Taksim Meydanı’nın hemen arkasında duran çevik kuvvet noktası. Yani Taksim Meydanı! Yani hepimiz!
Eğer bu kadar bilgi bir devletin elinde olsaydı ama devlet “yok canım o yapmaz öyle şeyler” deseydi ve o adam ya da onun yardımıyla başka biri bir eylem yapsaydı o devlet kurumları ağır biçimde suçlanırdı ve bunun için çok haklı olunurdu
Peki, milyonda bir doğru olma ihtimalini bile düşününce insanın tüylerinin diken diken edecek böyle bir vaka karşısında böylesine bir sorumluluğun altına bu kadar kolay imza atmak?
Canlı bombalar, terör konusunda devleti, istihbaratı eleştirmekte, daha fazla tedbir alınmasını istemekte hepimiz haklıyız.
Peki ya siyasi kavgaları, ideolojik hısımlıkları, devrimci dayanışmaları yüzünden terörün, canlı bombalara nefes alacak, hareket edecek alanlar açanlar, onlara kefil olanlar, gazetelerinde, mahkemelerde, üniversitelerde yollarını açanlar, propagandalarına hiç sorgusuz sualsiz inananlar, alet olanlar...
Eğer özgürlüklerimizi ve güvenliğimizi korumak istiyorsak hiçbirimizin özellikle de şimdi, Suruç, Ankara, Sultanahmet, Ankara, İstiklal diye giden bir liste önümüzde dururken Simon olma hakkı yok...
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025