MALUM kesimin ülkenin, milletin, devletin hali ve geleceği ile alakalı hiçbir kaygı taşımadığını biliyoruz. Düşünceleri ve planları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve tabi ki ülkeye nasıl zarar verebilecekleri üzerine kur(g)ulu.

Birkaç gün önce Meral Akşener’in, “Son dönemlerde üniformalı bazı kişiler ellerinde uzun namlulu silahlarla dolaşıyor. Örneğin Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları olduğunu duyuyoruz...” dediğini duyduğumda Allah, ahlak, vatan, millet, devlet derdi olmayan FETÖ’nün aramızda kol gezdiğini bir kez daha anladım.

Bir siyasetçi halkına, milletine, ülkesine nasıl böyle bir bühtanda bulunabilir? Yalan ve iftira olan bu iddia doğru da olsa bu iddiayı ulu orta söyleyenin niyet ve amacını hayra yoramayız.

Akşener sorumluluk sahibi olsaydı önce hükûmete gidip elinde bilgi belge namına her ne varsa teslim ederdi. Eğer hükûmet üzerine düşeni yapmaktan imtina etseydi o zaman Akşener basını çağırır, beraber o kamplara gider ve hükûmete suçüstü yapardık.

Akşener sözlerine devam ediyor, “Bunların seçim döneminde istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bu vahim iddialar araştırılsın ve bize de bilgi verilsin.”

FETÖ’nün dezenformasyonu

30 Mart 2014 Mahalli Seçimleri öncesinde, 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde, 7 Haziran, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce FETÖ, medya ve sosyal medya ile hangi dezenformasyonlara başvurmuş ise pasajın bu son bölümü ile Akşener de bugün aynı şeyi yapıyor.

Hatırlayın,

FETÖ’nün medyası ve sosyal medya teröristleri saydığım seçimlerden önce, “AKP önceden mühürlediği pusulaları çuvallara koymuş, İl-İlçe Seçim Kuruluna teslim ederken yolda pusulaları değiştirecek… AKP Seçim Kurulu Üyelerini ayarlamış, sonuçları önceden hazırlamış ve kamuoyuna asıl sonuçlar değil, önceden hazırladıkları, tutanaklara geçirdikleri gerçek olmayan sonuçları açıklayacak.” diyordu.

Haza buhtanu’l azim.

Şimdi de Akşener “abi”lerden öğrendiklerini sıkılmadan anlatarak kamuoyunu etkilemeye ve germeye gayret ediyor.

Peki, gayesi ne Akşener’in?

Soruyu şöyle soralım,

Akşener’i konuşturanların amacı ne?

Geçmişte yaşanan kamplaşmanın ülkeye bir yarar getirmeyeceğini gören basiret sahibi milleti bu tür yalanlarla yeniden kamplara bölmek. Çünkü Akşener’e bunu söyleten güçler ülkemiz insanını çatıştırmak istiyor. Dikkat ederseniz “iç savaş” demiyorum, çünkü Türkiye iç savaş yaşayacak bir ülke değildir. Bu milleti tanımayanlar iç savaş hayalleri kurabilirler, lakin çevresindeki ülkelerin halini de gördükten sonra bu millet hay hay iç savaşa tevessül etmeyecek. Ama Akşener’in açıklamasından, Amerika başta olmak üzere İsrail ve diğer destekçilerinin ‘ülkemizde kargaşa çıkarmak için elemanları vasıtasıyla silaha başvuracakları’ sonucunu çıkarabiliriz.

Yenilgiye kılıf hazırlıyor

Akşener, açıklamasının ikinci bölümünde söyledikleri ile de 2019’daki seçimlerin yenilgisini şimdiden gerekçelendiriyor.

Peki, İYİ’li Akşener’e desteğin; HDP’li Hasip Kaplan’dan gelmesi ne anlama geliyor dersiniz? HDP’li Hasip Kaplan, “Akşener, boş konuşmaz” diyor. Yani Akşener o kadar dürüst, o kadar samimi ve dolu ki asla boş kelam etmez! diyor Hasip Kaplan.

“Akşener boş konuşmaz”mış!

O zaman şu soruma bir cevap verirsiniz artık:

Akşener 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi öncesi televizyonlarda, “Ben altı ay sonra başbakan olacağım” diyordu, sevabına Akşener’e bir sorsanız, bunu hangi bilgiye! dayanarak söylüyordu?

Sakın FETÖ’nün darbe hazırlığını duymuş olmasın?

Çünkü Akşener’in o açıklamasından sonra 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü oldu. Acaba FETÖ darbesi başarılı olsaydı Başbakan Akşener mi olcaktı?

Ama olmadı, olmasına bu aziz millet izin vermedi, de, Akşener neden ve hangi bilgi ile bunu söylemişti? Hani “Akşener boş konuşmaz” diyorsunuz ya Sayın Kaplan…

Bi zahmet soruverseniz.