Ahmet TAKAN
Grup Gündoğarken… İlhan, Burhan, Gökhan Şeşen… Ankara’dan Abim Geldi…
Özellikle 1990 yıllarda fırtına gibi esen Grup Gündoğarken’in insan ruhuna büyük dinginlik, huzur veren özgün müziklerini keyifle dinlemeyen var mıdır acaba?.. Yaşıtlarımı şöyle bir araya getirme imkanı olsa, “Ankara’dan abim geldi” yi koro halinde söyleriz herhalde. ‘Z’ kuşağının bile Grup Gündoğarken’in efsane albümlerini cep telefonlarına indirip sevgiyle dinlediklerine inanıyorum…
Yok, müzik eleştirmenliğine soyunmadım!..
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Meclis grup toplantılarında konuşmasını tamamladıktan sonra kürsüyü, toplumun çeşitli kesitlerinden temsilcilere, sıkıntı ve düşüncelerini anlatması için bırakır. “Millet Kürsüsü”nün dünkü konuğu da sanatçı Burhan Şeşen’di… Hâlâ hayranı olduğum Burhan Şeşen’in ne söylediğini merak ettiğim için internette video kaydını bulup başından sonuna izledim. (TRT, daha önce de yaptığı gibi Millet Kürsüsü’ nün konuğu konuşmaya başladığı an yayını kesmişti)
Kitabın ortasından konuşmak gerekirse, Burhan Şeşen ders verdi!.. Müzik dersi değil… Şeşen, ince siyaset, hitabet, nezaket, üslup, zarafet ve iletişim dersi verdi. Siyaset sahnesindeki, o çıta düşüklüğüne, argolara, racon kesmelere, küfürleşmelere, tehditleşmelere esaslı bir şamar indirdi. Anlayabilene!..
Bağırmadı, çağırmadı, hakaret etmedi, masayı yumruklamadı, kimseye parmak sallamadı, sanatçı zarafetiyle az ama öz konuşarak eleştirdi… Burhan Şeşen’in dün İYİ Parti grubunda, son olarak açıklanan ‘kademeli normalleşme’ takviminde göz ardı edilen müzisyenlerin durumunu anlatmak için yaptığı konuşma, siyaset ve iletişim okullarında ders olarak okutulmalı!..
? ? ?
Müsaadeniz olursa ve bana da kızmamanız şartıyla, sanatçı Burhan Şeşen’in dünkü harika konuşmasına damat Berat Albayrak replikleriyle yer vereceğim;
-Müzisyenlik zor zanaat özellikle bazı ülkelerde. Türkiye’de de zor zanaat ama yine dünyaya gelme şansım olsaydı yine müzisyenlik seçerdim. Müzisyenlik sayesinde tüm canlılara sevgi ile yaklaşmayı, kavga etmeden tartışmayı, usta çırak ilişkisiyle de ahde vefayı öğrendim. Hiçbir zaman haksız ve güçlünün yanında olmadım. Barış içinde herkesin fikirlerini söyleyebildiği özgür bir Türkiye hayali kurdum bu yaşıma kadar. Bundan sonra da kurmaya devam edeceğim. Müzikle uğraşan insanların bu dünyayı güzelleştirme gibi bir sıkıntıları olduğunu düşündüm çocukluğumdan beri. Hayalperest bir düşünce ama hayal olmadan umut olmadan nasıl yaşayacağız ki.
-Yaklaşık 16 aydır hepimiz çok büyük bir krizin altında eziliyoruz. Binlerce sektör çalışanı ve bakmak zorunda olduğumuz ailelerimizle resmen yaşam mücadelesi veriyoruz. Hayatlarına kıyanlar enstrümanlarını satanlar yıllarca sahneye çıkabilmek bir enstrüman çalabilmek için gecesini gündüzüne katan icracılar, besteciler, söz yazarları ve sektör emekçileri hiç bilmediğimiz iş kollarında 3 kuruş paraya iş arar olduk. Pandeminin ilk günlerinden bu yana Kültür Bakanı hariç devletin en üst yönetimi müzik sektöründen hiç ama hiç söz etmedi. Tiyatrocu, sinemacı dostlarımız destek paketlerinde yer aldılar ama bizler devlet babanın üvey evlatları gibi görüldük nedense. En başından bu yana devletten beklentimiz diğer iş kollarına sağlanan kademeli normalleşmenin bizim iş kollarımıza da sağlanmasıydı. ‘Yoksa bize para verin, yardım edin’ diye istekte bulunmak hiç birimizin tercih edeceği bir yol değildir. Türkiye de biz yıllarca çalgıcı olarak hor görüldük. Asıl işiniz nedir sorusuna muhatap kalındık, yaptıklarımızın sanat olduğu görmezden gelinerek hak ettiğimiz saygınlık bir kaç plaket ile geçiştirildi ne yazık ki.
? ? ?
(Bakın burası çok önemli) ;
-Lütfen şimdi söyleyeceklerime kulak verin biraz geriye gidelim, Osmanlı dönemine gidelim.. Osmanlı padişahı ve İslam halifesi 1’nci Mahmut’un günümüze kadar ulaşan besteleri oldu. 3’ncü Selim’in kendisini öldürmeye gelenlere karşı o sırada üflemekte olduğu ney ile direndiğini, 2’nci Mahmut’un iyi bir neyzen ve tamburi olduğunu, Vahdettin’in 63 adet müzik eseri olduğunu biliyor muydunuz?..
(Neo- Osmanlıcılara ve saltanatçılara ne kadar güzel bir gönderme. Tam 90’a takmış)
-Değerli siyasiler bizleri yönetmeye çalışanlar, müzik, kişileri sadece ruhsal olarak güçlü kılmaz aynı zamanda akıl ve vücut sağlığını korumada kullanılan en eski tedavi yöntemlerinden biridir. Bunun için müzik yaşasın, müzisyen yaşasın. Tiyatro yaşasın, sinema yaşasın, sanat yaşasın ki, çağın gerisinde kalınmasın.
(Kendi yaşam tarzlarını zorla insanlara dayatmaya çalışanlara ‘arif olan anlar’yapmış)
? ? ?
-Ayrıca Anayasa’nın 64. maddesi hepimizin bildiği gibi; “Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gerekli tedbirleri alır.” der.
Sizlerden ricamız Anayasa’nın bu maddesine uymanız.
Şimdi şunu sormanın zamanı geldi.
Ey, bu ülkeyi yönetenler…
(Tam burada grup salonunda kahkaha patlaması yaşanıyor)
Bir ayrılık sonrasında ya da bir aşk acısı çektiğinde hiç mi bir şarkımız size teselli olmadı?
Bir ağıtla, bir bozlakla hiç mi hüzünlenmediniz?
Bunları da geçtim.
Bir düğünde hiç mi halay başı olmadınız?
(Bakın burası çok çok önemli)
–Daha da özeli ilkokulda, millî bayramlarda, vatani görevimizi yaparken; “Dağ başını duman almış” marşını da mı okumadınız?
(ATATÜRK ve Cumhuriyet düşmanlarına ne kadar da güzel yapıştırmış)
? ? ?
-Müzisyenler gerçekten özel insanlar, farklı insanlar.
Hakikaten ben hâlâ bu yaşımda bile bir şarkıyla dünyayı güzelleştireceğimi düşünüyorum.
Böyle bir inancım var. Biliyorum çok ütopik bir şey.
Ama bizler de sizler gibi her şeyi barış yoluyla, uzlaşmayla, demokrasi sınırları içerisinde çözmeye çalışıyoruz.
Gençler yeni bir akım başlattılar. Belki internette görmüşsünüzdür.
Gözünü yumma, müziğe sahip çık.
Gözünü yumma, sahneye sahip çık.
? ? ?
Burhan Şeşen’in son sözlerine ben de küçük bir ekleme yapmak isterim;
Gözünü yumma, vatanına sahip çık!..
Burhan Şeşen’i bir kez daha ayakta alkışlıyorum…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021