Ahmet TAŞGETİREN
“Öcalan ismi”ne dair çok şey söylenebilir. O, evet “terörist başı”dır, “bebek katili”dir. 50 yıl süreyle on binlerce Türk ve Kürt gencinin ölümüne sebep olan bir kanlı sürecin müsebbibidir.
Evet, o bir kötülükler sembolüdür.
Ama bir süredir başka bir misyona soyunmuştur. Türkiye’de ve bölgede terörün bitirilmesi misyonuna…
Bu, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye – Terörsüz bölge” hedefi ile uyuşan bir misyondur.
Kurucusu olduğu PKK’ya “Silâhları bırakın” çağrısında bulunmuş, PKK silâhları bırakma sürecine girmiş, yine PKK’ye “Kendinizi feshedin” çağrısında bulunmuş, PKK kendini feshettiğini açıklamıştır.
Öcalan bunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hapishanesinde mahkûm bulunurken yapmıştır.
Şimdi, bu süreç içinde kurulmuş bulunan Meclis Komisyonundan bir grubun Öcalan’la İmralı’da görüşüp görüşmemesi tartışılıyor.
Sürecin geniş boyutu içinde bu ziyaretin sembolik anlam dışında nasıl bir fonksiyonu olabilir?
Sembolik anlam, muhtemelen DEM cenahının beklediği çerçevede “Öcalan’ın itibarı”nın altını çizmek niteliğinde olabilir.
İtirazlar da bu “itibar arzusu”na yönelik gerçekleşiyor. “Bebek katilinin ayağına mı gidilecek ya da bebek katili Meclis’te mi konuşturulacak?”
Meclis komisyonundan bir temsil heyetinin Öcalan’la yapacağı görüşmede, sürecin muhtevasına ilişkin derinlemesine malzemeler çıkması da, Öcalan Meclis’e gelip Komisyonda konuşsa, orada da süreci derinden etkileyecek şeyler söylemesi de söz konusu olamaz. Bunlar, devlet birimleri ile Öcalan arasında, belki başka paydaşlar arasında enine – boyuna konuşuluyor, değerlendiriliyordur.
DEM heyeti ile görüşmeler de bu derinliğin parçalarıdır.
“Komisyon’dan bir heyetin Öcalan’la görüşmesi tamamen boş bir iştir” gibi bir yaklaşımım yok. Her halükârda Öcalan’la o boyutta bir görüşmenin artı – eksi yansımaları olacaktır.
Ama “Terörsüz Türkiye – Terörsüz bölge” işi çok kapsamlı bir çalışmayı – müzakereyi ihtiva ediyor. O kapsamda Öcalan’ın üstlendiği misyon ihmal edilemez nitelik taşıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak’ta, mevkidaşı Fuad Hüseyin ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada sürece ilişkin önemli şeyler söyledi. Fidan, PKK'nın Türkiye'deki silâhlı faaliyetlerine son vermesinin "fevkalade önemli olduğunu" belirttikten sonra, "Fakat beklentimiz odur ki örgütün Türkiye'de olduğu gibi Irak'ta da silâhlı mücadelesine ve terör faaliyetlerine son vermesi, işgal ettiği yerlerden çekilmesi, aynı şekilde Suriye'de de işgal ettiği yerlerden çekilmesi fevkalade önemli" diye konuştu. Fiidan, PKK'nın Irak'ta şu anda çok büyük alanları işgal etmekte olduğunu belirterek, "Burada tabii ki Irak makamlarıyla yakın çalışıyoruz. Hem Bağdat hem Erbil bu konuda yakın bir iş birliği içerisinde bizimle. Ama dediğim gibi sadece Türkiye'de değil; Irak'ta, Suriye'de hatta İran'da da PKK faaliyetlerinin son bulması, bölgenin istikrarı, güvenliği için, dış güçlerin müdahalesini engellemek için oldukça önemli bir husus" dedi.
Türkiye, Irak, Suriye ve İran… tüm bölgede PKK’yı bitirmek… PKK’nın işgal ettiği yerleri terk etmesi, militanların ülke halkının arasına katılması veya bir yerlere gitmesi, her ülkede silâhların teslimi…
Belli ki Türkiye, bütün bu sürecin koordinasyonunda önemli bir rol oynuyor.
Ve bu işte eğer Öcalan, PKK’nın “kurucu önder”i ise, Türkiye’deki ve tüm bölgedeki PKK alanına sözü geçiyorsa, Türkiye onun etkinliğinden istifade etmek isteyecektir.
“Öcalan misyonu” tarihin bu safhasında “PKK’yı tasfiye misyonu” olacaktır.
Tabii ki ilginçtir.
Tabii ki dramatiktir.
Öcalan’ın bu misyonu bugün nasıl gördüğü de tahlile muhtaçtır.
Aslında DEM cenahının Öcalan’ın hangi rolünü önemsediği de merak edilecek bir iştir. “Liderin bir bildiği vardır” jargonunun o cenahtaki yansımasına bakmak ibret verici olabilir.
“PKK defteri” kapanıyorsa şayet, “terör” devre dışı kalıyorsa, geçmişte teröre zemin teşkil eden yanlışlıkların da muhasebesi “devlet katında” yapılmalı. Belli ki, dört ülkeyi kapsayan bir “Kürt varlığı” var, “sorun” haline dönüşmüş bir olgu da var. “Kardeşlik” temasının anlamlı olduğu bir olgudan da söz edilebilir. Acıları devre dışı bırakacak bir “Akıl” devreye girebilirse, “Öcalan misyonu” belki “kefaret ödeme”nin de basamağı olabilir.
Hakan Fidan’ın sözünü ettiği “Dış güçlerin müdahalesi” ihtimali, bir enfeksiyon potansiyeli olarak her zaman akılda tutulmalı, bölgedeki bütün halkların birlikte yaşama iradesine yatırım yapılmalı, tahakküm yerine iradi birliktelik duygusu tahkim edilmelidir. “Acıları devre dışı bırakacak bir akıl” dedim. Herkes o aklı beslemeli…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025