Akif BEKİ
Merdan Yanardağ, Sultan Abdülhamid’i despotlukla, zalimlikle suçladığı için Tele1’e ceza kesilmiş.
Milli şairimiz Mehmet Akif’in Safahat’ında neler var neler. ‘İstibdad’ ve ‘Asım’ şiirlerinde, sultana demediğini bırakmıyor. Merhum Akif’in elden düşürülmeyen kitabı da toplatılacak mı?
‘İstibdat/baskı rejimi kurdu’ diye Abdülhamid’e muhalefet etmemiş kaç aydın gösterilebilir ki o dönemden, bugün el üstünde tutuluyor olmasın!
Katılmaz, eleştirirsiniz. Ama RTÜK’ü ne ilgilendirir?
Tele1’e diğer ceza, ilahiyatçı Cemil Kılıç’ın sözlerinden. Diyanet’i eleştirenlerin Müslümanlığının neden sorgulanamayacağını anlatmaya çalışmış.
Ama “Cumhurbaşkanı ve Diyanet için İslam dışı denmesi nasıl kabul edilemezse” demek istediği cümleler, onlara İslam dışı demiş gibi gösterilmiş.
Yanlış anlaşılması onları suç mu yapar? RTÜK tarihinde ilk kez ulusal bir ekranın karartılacak olmasını haklı kılar mı?
5 günlük bir karartma da Halk TV’ye verilmiş. Ayşenur Arslan’ın Medya Mahallesi’nde, Hüsnü Mahalli’nin sözleri sebebiyle. Hükümeti, Mısır ve Sudan’ı karıştırmakla suçlamış.
Devleti zan altında bırakmaktan karartmaya müstahak görmüşler.
Bu kanallar, aynı maddeden bir daha ceza alırsa ekranları tümden kapatılacak, lisansları iptal edilecek.
Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medyayı kaldırmaya dair sözlerinin çarpıtıldığını söylemişti. Vesayet düzeni ve yasaklarıyla asıl mücadeleyi veren bir lidere nasıl yakıştırırsınız diye...
Cumhurbaşkanı’nın o mücadeledeki şiarı şuydu: “Fikrine güvenen fikir hürriyetinden, inancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz.”
Ayrıca, sorgulanamayan, eleştirilemeyen devlet anlayışını da kendilerinin değiştirdiğini her vesileyle hatırlatıyor.
AK Parti’nin övündüğü sloganlarından biri de ‘önce insan’dı. Devleti bireylerden korumayı değil, bireylerin hak ve özgürlüklerini devlete karşı korumayı esas almaktı.
Cezalardaki orantısızlıkla örtüşüyor mu peki?
Üç beş ahlaksız küfürbaza kızıp sosyal medyayı boykot ve yasaklama tartışması açmak, aşırı tepki değil mi? Papaza kızıp oruç bozmaktan farkı ne?
Cumhurbaşkanı, ailesine yaşatılan sosyal medya terörünün başkalarına yaşatılmaması için önlem almaktan söz etti.
O terörü yaşamayan, küfür ve hakaret saldırılarından payını almayan var mı ki?
Yapılacak şey, mevcut kanunları adil ve eşit biçimde işletmek. Ayrımcılık ve nefret söylemi dahil, siber suçları kimsenin yanına bırakmamak. Ama mağduruna, failine bakmadan.
Trump, takıştığı sosyal medyayı hizaya sokmak için ferman çıkardı. Platformları, kullanıcılarının paylaşımlarına karışırlarsa sansürcülükten, karışmazlarsa paylaşımların içeriğinden sorumlu tutuyor.
Kendi aleyhine paylaşımlarda ilişmezlerse, lehine olanlardaysa ilişirlerse suç yani. Bu kafa mı özgürlük klavuzumuz olacak?
İktidar kontrolündeki medya kartelinin dışında ne kaldı? Şunun şurasında bir iki kanalla kartelden sürülenlerin boy gösterdiği sosyal medya.
Ateş olsalar cirimleri kadar yer yakarlar, bırak konuşsunlar denmiyor. İlla sesleri boğulacak, susturulacaklar.
Kamuoyunu etkileme güçlerinden o kadar çekiniliyorsa milyar dolarlarla kurulan medya karteli neye yaradı?
Alternatif mecralarda bile muhalefete hayat hakkı tanınmıyor izlenimi vermeye değer mi hem!
Haklıysanız, insaflı ve kendinizden emin olursunuz. Bu telaş hayra alamet değil.
Almanya’ya aba altından sopa gibi
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’yla Turizm Bakanı Ersoy dün Almanya’daydı. Türkiye’ye turist göndermeye ikna için...
Tesadüfe bakın ki bir gün önce de Rekabet Kurumu, Alman otomotiv devlerine soruşturma açtı.
Doğru mesaj mı?
Zaten, sınırlarına taşıdığımız mülteci tehdidinin acısını çıkarıyorlar. Uğraştırarak, dil döktürerek ders verecekler güya.
Bu çile, sopa gösterme merakından gelmedi mi başımıza?
Çivi çiviyi söker diye, şimdi aynı yöntemde diretmenin düzeltmeye yardımı dokunur mu? Emin miyiz?
Dışişleri, koronayla mücadelede bizden geri ülkelere bile kapıları açarken bize seyahat yasağını kaldırmayan AB’ye çıkışmıştı. Haklıydı da.
Sakıncalı grupta tutulmamız, sağlık gerekçeleriyle açıklanamazdı.
Siyasi garezden kaynaklanıyorsa üstesinden böyle mi gelinecek? Yoksa Çavuşoğlu’nun Berlin’de dediği gibi diyalogla, kendimizi doğru anlatarak mı çözülecek?
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025