Akif BEKİ
İçişleri Bakanı Soylu’nun Habertürk röportajından memnun olan yok, hüsranla bitti.
Tepkilerden anlaşılıyor ki izleyici tatmin olmadı.
Soru sormaya gelen gazeteciler de aradığını bulamadı.
Peki Süleyman Soylu istediğini aldı mı, salvoları savuşturabildi mi, o da hayır.
TRT Haber yayını, fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
Peşinden, iddialı bir gazeteci kadrosunun karşısına çıkması beklentiyi yükseltti.
Demek ki Soylu, meydan okuyordu.
Demek ki hiçbir soruya verilmeyecek cevabı yoktu. Saklayacak, çekinecek hiçbir açığı yoktu.
Demek ki bu kez laklakiyat ile vakit öldürmeyecek, izleyicinin zamanını boşa harcatmayacak, havanda su dövmeyecekti.
Demek ki hazırlıklı geliyordu. Tartışmaları bitirecek, Sedat Peker’i nakavt edecek, hakkındaki suçlamaları tümden çürütecek bilgi ve belgeler açıklayacaktı.
Demek ki eli sağlamdı, vurduğu gol olacaktı.
Demek ki sahici, inandırıcı bir karşılaşmaya çıkmaktı niyeti. Kimsenin aklında en ufak bir şike şüphesi, danışıklı dövüş tereddüdü kalmasın istiyordu. O sebeple terletebilecek bir gazeteci heyeti seçti.
Demek ki mecazi anlamda ‘kanlı’ geçecekti. Çatır çatır soracaklar, takır takır cevap verecekti. Dolmuştu, yuvarlak laflarla kaytarmadan içini dökecekti.
Haliyle gladyatör dövüşü bekler gibi nefesini tuttu ve heyecanla kuruldu millet ekran başına.
Ne ki hayal kırıklığıyla sonuçlandı.
Çünkü TRT Haber’deki savunma stratejisini sürdürdü. ‘Hedef Türkiye ben değilim’ temalı, dış güç soslu, muhalefetin sıkıştırmalarını düşman saldırısına yardım gibi gösteren komplo teraneleriyle sıyrılma stratejisi...
Belki berabere bitti, galip ayrılan yok, Soylu gol attırmadı gibi görülebilir ilk bakışta.
Ama beraberlik, Soylu’nun işini görmüyor.
Top çevirip durmayı Habertürk’te de tekrarladı.
Beklentiyi yükseltmesi hataydı, yanıldı ve altında kaldı.
Elde sıfır değil, ikide iki fiyasko var.
Gazeteciler ne yapsaydı?
Stüdyodaki gazetecilerin üstüne fazla gidiliyor, haksızlık etmeye gerek yok.
Yayın, iki taraf açısından da başarısızdı ama asıl sorumlusu gazeteciler değil.
Asıl yanlış, beklentinin yüksek tutulmasıydı.
Soylu’nun elinde, konuyu bir daha açılmamak üzere kapatacak somut, bomba cevaplar olsa, zaten şimdiye bekletmezdi.
Elinde sağlam cevap olsa, daha başında ‘duymayan kalmasın’ diye bir basın toplantısıyla kullanırdı. Olmadı, TRT Haber’de patlatırdı. Turşusunu kuracak değildi ya!
Demek ki öyle nokta atışı cevapları yoktu.
Mecbur yine laf kalabalığına ve hamaset gargarasına boğacak, ucuz demagoji ustalığını konuşturacak, bin dereden su getirerek kaçamak cevaplar verecekti.
Ama seçilen isimler sayesinde, bunu gazetecilerle göğüs göğüse, sahici bir yüzleşme havasına sokacaktı. Bir final maçı havasına...
Gazeteciler açısından riskli ve zor bir yayındı, göze aldılar.
Özellikle İsmail Saymaz’la Merdan Yanardağ’dan izleyici beklentisi daha yüksekti.
Saygı sınırını zorlamadılar, terletecek sorularla silkelemediler diye eleştiriliyorlar.
Atak davranmamışlar, pasif kalmışlar, meydanı boş bırakmışlar, tek kale maç oynatmışlar, gol yemeden atlatmasına izin vermişler, kendilerini Soylu’nun tek adam şovuna alet ettirmişler gibi...
Soylu hezimete uğramadan, sağ salim kurtuldu diye gazetecilere yüklenenler ne umuyordu?
Soru-cevap değil de madara etme hırsı ve saldırganlığı görmek, düello ve kan görmek isteyenlerin beklentisi karşılanmadı.
Fakat muhatap kaçak güreşiyor, cevap vermeye geldiği yerde soru soruyor, sorulanları da cevapsız bırakıyorsa gazeteci ne yapsın?
İçişleri Bakanı, döneminde Peker’e koruma verildiğini sonradan öğrendiğini, bunca ifşaattan sonra bile karakolda adam dövdürme olayını hala bilmediğini, Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçinin kim olduğunu da çağırırsa savcıya açıklayacağını söyledikten sonra...
Gazeteciler, kerpetenle ağzından laf alacak değildi ya! Madem agresif davranmayacak, sıkıştırıp hırpalamayacak, madara etmeyecektiniz; niye çıktınız o yayına denir mi?
Denecekse Soylu’ya şu denebilir: Madem hiçbir şeyi gizli bırakmayacak şekilde konuşmayacaktınız, bütün gerçekler ortaya çıkmayacaktı, zaman doldurmak için top çevirip soru sordurmayacaktınız, ne demeye çıktınız ki bu karşılaşmaya?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025