Ali AYDIN
Hrant Dink’in ölümü üzerinden yıllar geçti. Ölümü ile ilgili açılan dava, “adalet” misyonunu yitirmiş hukuk düzeninin karanlık ağında savrulup gitmekte. İktidar blokları arasındaki ya da bir iktidar bloğunun kendi içindeki hesaplaşmanın araçsallaştırdığı düzlemin ihtiyaçlarına göre ön plana çıkarılan ya da hasıraltı edilen dava, duyarlılığını ayakta tutmaya çalışan belirli kesimlerin ısrarı ile görece istikrarlı bir şekilde kamuoyunun gündeminde kalabiliyor. Ancak işin ilginç ve acı olan tarafı sembolik bir hal alan bu davanın iktidar ilişkilerinin çatışma alanına oturmuş olmasıdır.
Türkiye’de devlet mekanizmasının örtük alanlarında konumlanmış odakların sansasyonel eylemliliklere yol vererek siyaseti tanzim etme arayışları hiç şüphesiz önemlidir ve açığa çıkarılıp mahkum edilmesi elzemdir. Olayın siyasal bağlamı, güç ilişkilerinin manipülasyon arayışları, kamuoyuna yönelik algı operasyonları ve devlet içindeki çeteleşmelere kadar taktik-stratejik tüm hamleler-sorunlar da çok önemlidir ve bu cinayetin işlenmesinde belirleyici etkileri olduğu tartışmasızdır.
Geçen gün Markar Esayan’ın yazdığı gibi meselenin bir de tüm kurumsal boyutlarının, devlet yapılanmasının, iktidar ilişkilerinin, karanlık hesapların dışında kalan insani bir boyutu var. Toplumsal ilişki ağımızın ve devlet-toplum ilişkimizin temel karakterini ortaya çıkartan bileşenlerin önemli unsurlarından birisi olan insani boyut. Hani Esayan devletin yapıp ettiklerinin dışında mealen “dürüst olmak gerekir” diyordu ya; tam da işin o noktadan bahsediyorum. İşin çetrefilli, karanlık kısımları kadar önemli, yakıcı ve doğrudan olayda içkin olan sorumluluğumuza ayna tutan bu nokta şayet devletin karanlık taraflarının ve eylemlerinin açığa çıkartılması kadar önemsemezsek yürütülen mücadelenin samimiyetine gölge düşecek, başarısı da geçici olacaktır.
Çünkü Dink cinayetini ve benzer cinayetleri mümkün kılan, meşrulaştıran bireysel-toplumsal olarak insanların örtük onamalarıdır. Devletin hizaya çekilmesi, karanlık iş ve işlemlerinin açığa çıkartılması, hukukun adaletle buluşturulması ancak bireylerin-toplumun her şeyden önce kendilerine karşı dürüst olmaları ile anlamlıdır ve mümkündür.
Zaten bu aşamadan sonra Dink davası dolayımında başkasına yapacağımız bir katkı da yok esasen. Dink ailesinin acısı ortada duruyor. Hrant Dink’in yerde uzanmış cesedinden onlar için kan akmaya devam ediyor. Onların talebi acıyı dindirmeyecek de olsa hafifletecek bir adalet talebi. Ancak bu işin işin bir de bizi ilgilendiren tarafı var. Bu işin kan akıttığı, acıyı derinleştirdiği bir başka taraf var. Dile gelmiyor, yüzleşilmiyor, baskılanıp göz ardı ediliyor olsa da yok olmayan bir taraf bu. Nasıl ki ezen-ezilen, sömüren- sömürülen, zalim-mazlum, ölen-öldüren çelişkisi daha total bir yozlaşmışlığa, insandışılığa gönderme yapıyorsa ve iki tarafın birlikte ele alınmasını zorunlu kılıyorsa; Dink hadisesi de bu şekilde ele alınmayı bekliyor. Halil Cibran’ın dediği gibi “Nasıl bir yaprak, ancak bütün ağacın sessiz bilgisi ve isteği olmadan sararamazsa, suç işleyen de topunuzun gizli isteği olmadan o suçu işleyemez.”
Dolayısıyla inşa ettiğimiz ilişki ağının içerisinde “güvercin tedirginliği” ile yaşamak zorunda kalanlar, güpegündüz sokak ortasında sırtından vurulanlar, kolektif bir duyarsızlığa muhatap olanlar, maruz kaldıkları muamelenin kendilerine muameleyi reva görenleri de kuşattığını bilirler. Reva görenler içinde yaşayıp gittikleri düzenin yabancılaştırıcılığı ile yüzleşmedikçe rahat edemeyeceklerini bilmelidirler. Bugün bin dereden su getirerek anlamlandırmaya, gerekçe bulmaya, meşrulaştırmaya çalıştığımız, yüzleşmemek için dolambaçlı yollara sapmamız bundandır. Dink davasında Dink ve ailesi için ortada yapılacak esasında teknik bir prosedürden başka bir şey yok. Bu prosedür yerine getirildiğinde de yukarıda belirttiğim gibi kazanacakları bir şey yok. Onların yüreğinde dinmeyecek bir acı var. Onların kolu kanadı kırık. İşletilmesi gereken, sonuca götürülmesi gereken bu prosedüre asıl muhtaç olan biziz. Yüzleşmesi gereken, hesap sorması gereken, kendi yaptıkları ve yapmadıkları ile hesaplaşması gereken biziz. Hrant ile öldürülenin aslında biz olduğumuzu, her yanlış, her hata, her olumsuzluğun bize bulaşmadan, bizden kaynaklanmadan, bizden onama almadan hayata geçirilemeyeceği ve varlık kazanamayacağı bilinmelidir.
Bu dava üzerinden kendimize bakmak, yüzleşmek, çelişkilerimizi, hatalarımızı, haksızlıklarımızı görmek bizi sağaltacağı gibi sistemin insanileşmesinin, devletin devletleşmesinin, hukukun adaletle buluşmasının da kapısını aralayacaktır…
twitter: @_aydinali
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020