Ali AYDIN
Yunanistan'da seçimleri radikal sol hareket SYRIZA kazandı.
Hareketin lideriAleksis Tsipras Başbakan oldu. Ortodoks Yunan toplumu kriz anında bir seçimde bulundu ve bana göre düşük yoğunluklu ekonomik krizle bunalan diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarına göre siyaseten daha anlamlı bir tercih yaptı.
Radikal sol hareketin Ateist lideri Aleksis Tsipras’ı Başbakan yaptı. Tsipras’ın vaatlerini onun ateistliğinden çok daha fazla ciddiye aldı.
Böylece Jörg Haider ya da Le Pen gibi abuk sabuk adamlardan ya da Pegida gibi ipe sapa gelmeyecek patolojik vakalardan uzak durmuş oldu.
Derin analizleri sayıları gün geçtikçe artan ülkemizin saygın Tsipras uzmanlarına bırakmak isterim. Lakin söylemeden geçemeyeceğim bir iki nokta var.
Öncelikle Tsipras’ı ‘Kurtarıcı İsa’ modunda kavrayan Türk Sol’unu bir kenara bırakıyorum. Ancak bir de Tsipras’ın vaatlerini karikatürize eden, ‘Bak nasıl yumuşadı’, ‘Gördün mü yapamadı’, ‘Popülist, hayalci bu adam’ türü karalama kampanyasına pek bir hazır pek bir meraklı bir grup var.
Ben asıl o arkadaşların durumunu vahim buluyorum. Bugün küresel anlamda işleyen düzenek sanki insanları mutlu etmiş, insanlar refah denizinde yüzüyorlar “Şimdi bu Komünist Tsipras, hayalleri ile her şeyi mahvedecek !” tarzında ve Tsipras’ın vaatlerinin altında ezilmesi için duacı pozisyonundalar.
Komünizme değil tabii ki lakin hayale, farklı seslere o kadar muhtacız ki…
Dünya olabilirlikler dünyası ve insanlık durumu son derece ucu açık bir düzlemde yol alıyor. Bugün olan, belki yarın olmayacak; ancak bulunuşu ile bizlere başka bir şey sunacak.
Tsipras eleştirmenleri sanki birer Fukuyama… Tarih bizim sözümüzle bitti, kimse haddini aşıp araya söz karıştırmasın, diyorlar.
Fena halde yanılıyorlar.
Daha söylenecek çok söz var…
***
HDP HDP olmasaydı ne olurdu?
HDP’nin seçime parti olarak girme kararını deklare etmesi, böyle bir kararın olası sonuçları üzerinden yeni bir tartışma başlattı.
Bazıları, HDP’nin seçime parti olarak girme kararının rasyonelliğini, özellikle çözüm süreci ve yeni anayasa konusunda sorguladı. Bazıları ise sanki zihinlerin bir yerinde asılı duran bir endişeden hareket etti. Böyle 20-25 milletvekili iyiydi şimdi nerden çıktı bu iş ?, der gibiydiler.
Yeni anayasanın hedefe konulduğu bir süreçte, HDP’nin meclis dışında kalması ya da kendisini meclis dışında bırakma olasılığı yüksek olan bir tutumu bir tercih olarak satın alması, hem çözüm süreci hem de yeni anayasa yapımında çeşitli komplikasyonlara yol açabilir tabii. Ancak siyaset biraz da iddia işidir ve bir siyasi parti böyle bir iddia ile seçime girebilir, girebilmeli de. Çözüm sürecinin getirdiği bir dikkat ve hassasiyet ile HDP söz konusu olduğunda, sanki fazladan bir anlamlandırma içerisine giriliyor. HDP’nin de bu fazladan anlama, fazlaca bir itirazı yok. O da kendisini olduğunun çok üzerinde görmeye alışmış durumda.
Kimsenin HDP’nin çözüm sürecindeki rolüne bir itirazı yok, kurumsal meşruiyetini tartışan yok bu şartlar altında seçime parti olarak girme kararı alıyorsa eğer halkın teveccühü onu meclise taşıyacaksa taşır, taşımazsa ise HDP’nin de kimseye veryansın etmeye hakkı yok.
Ama şurası açık ki kimse kat edilen mesafeyi berhava edecek bir sorumsuzluğa hoşgörüyle bakmıyor. Ancak 6-7 Ekim olaylarından da biliyoruz ki HDP’nin hoşgörüyü fazlaca umursadığı da yok.
Sorsanız kendileri açısından bir değil belki de bin tane neden vardır.
Ancak sorun ve soru şu ki nedenlerin varlığı eyleminizin ortaya çıkardığı maliyeti göğüslemeye yeter mi? Bu maliyet bir de sizin eyleminiz üzerinden tüm toplumun önüne konulacak bir fatura haline gelirse nedenlerinizin varlığı meşruiyetinizin tükenişine ve mum gibi eriyişine derman olur mu?
HDP’nin çoğu zaman tekrarladığı yaramaz çocuk tavrı süreci kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Akışın önüne geçiyor ve onu siyaseten olgun bir tavrın hep birkaç adım gerisine düşüyor.
Ben de ister istemez zihnimden geçiriyorum: Acaba HDP, HDP olmasaydı ne olurdu?
İşte cevaplar:
- Kendini arayan sanatçı.
-Üslubunu bulamamış yazar.
-Akortsuz bağlama.
-İmanla inkârın gerilimindeki birey.
-Poker oyuncusu.
-Küçük enişte.
twitter: @_aydinali
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020