Ali AYDIN
Çatışmacı siyasal atmosferin içinden geçmiş, kompartımanlarla birbirinden ayrılmış, ayrıştırılmış, birbirinin sesine yabancı, kendi sesine âşık, kendi şarkısına aşina bir sürü insanın arz-ı endam ettiği Türkiye gibi bir ülkede; kolay değildir, sesi kendi mahallesinin ötesine ulaşacak, kitabın ortasından konuşup, sözüne kendi diyarının uzağında itibar bulacak adamların varlığı.
Öyle insanlar, ülkenin rutinine aykırı gelse de her şeyden önce çatışmadan uzlaşıya, ayrışmadan mutabakata, sorundan çözüme bir imkânın varlığına işaret ederler.
Vicdan muhasebesi kolektif gruplar için çoğu zaman istisnanın bile uzağında olan bir seçenektir. Bazen birisinin çıkıp bunu herkes için ve herkesin içine sinebilecek bir şekilde yapması gerekir. Bunu yapabilecek adamlara dün muhtaç olduğumuz gibi bugün de muhtacız. O insanları dün aradığımız gibi bugün de aramaktayız.
*
Sırrı Süreyya Önder’i Ülke TV’de İsmail Kılıçarslan, Selahattin Yusuf ve Tarık Tufan ile hoş bir sohbetin içindeyken tanıdık. En azından pek çok kişi için Önder’in sinemacı, senarist, oyuncu kimliği sonradan öğrenilmiş bir bilgidir. Önder, Meksika Sınırı’nın Sırrı Abisiydi.
Herkesle konuşabilmek, herkesin yüreğine dokunabilecek bir dil kullanabilmek çok az insanın başarmaya muktedir olduğu bir şeydir. Hele işin içerisinde bir hesap kitap olmaksızın bunu, hitap ettiğiniz insanları samimiyetinize ikna ederek yapabiliyorsanız, son derece nazik ve değerli bir konum içerisindesiniz demektir.
İşte Sırrı Süreyya Önder’de de biraz böyle bir şey vardı.
Sesi kendi mahallesinin ötesinden de işitilebiliyor, nüktelerine kendisi gibi düşünmeyen insanlar arasından da mütebessim bir çehre ile mukabele eden kişiler bulabiliyordu.
2011’de Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku platformu içerisinde yer alarak milletvekili seçildi. O günden bugüne bir siyasi figür olarak Sırrı Süreyya Önder’i izliyoruz.
BDP’nin HDP’ye dönüşme süreci, Türkiyelileşme iddiaları, Çözüm Süreci ile ortaya çıkan çıkan barış umudu birbiriyle kesişirken Sırrı Süreyya Önder gibi bir ismin tam da normalleşmenin ve çözüm ikliminin tesis edilmeye çalışıldığı bir vasatta, bir bölge partisi olmaktan çıkıp Türkiye partisi olma sancısı çeken bir harekete sunacağı katkı merak konusuydu. Ancak süreç içerisinde görüldü ki Sırrı Süreyya Önder ya da onunla benzer özelliklere sahip isimlerin HDP içindeki varlıkları, HDP’nin onlara benzemesinden çok o isimlerin pota içerisinde eriyip kendi özgül ağırlıklarını yitirerek HDP’leşmesi ile neticelendi.
Kestirmeden şöyle söylemek de mümkün: Hasip Kaplan Sırrı Süreyya’ya benzemedi; Sırrı Süreyya Hasip Kaplan’laştı.
Sırrı Süreyya Önder’in Mehmet Metiner ile tartışması ve o tartışma esnasında tercih ettiği üslup henüz hafızalarımızdan uzaklaşmadı.
HDP’nin twitter hesabından yaptığı açıklamada “Siz bizi kentinize kabul etmezseniz yarın kapınıza bir başçavuş gelecek ve başınız sağolsun diyecek.” türünden, dünyanın en sempatik insanı da olsanız ağzınızdan çıktığı anda, ahalinin sizden sıtkını sıyaracağı cümlelerin şokunu atamadık henüz.
Önder son olarak bir televizyon kanalında, Ak Parti milletvekili Bülent Gedikli’ye hitaben canlı yayında “Konuşma lan ! Konuşma” çıkışı ile gündeme geldi.
“Konuşma lan !” diyerek hakaret etmek için ne türden bir meziyet nasıl bir maharet gerekiyor ki bu cümleyi HDP adına bir başkasına hitaben sarf etmek, partiye sunacağı katkı heyecanla beklene Sırrı Süreyya Önder’e düşmüş.
Şimdi insan düşünmeden edemiyor…
Sırrı Süreyya Önder’in HDP’ye katkısı bu mu olacaktı?
Ya da HDP’nin muhtaç olduğu ve Sırrı Süreyya gibi bir ismin gidermeye talip olduğu şey bu muydu?
[email protected]
twitter: @_aydinali
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Batı - batı-dışı ve kendinden kaçmak
17.04.2021 - Besim Dellaloğlu ile eğitim üzerine
10.04.2021 - 'Hayatın içindeki müfredat' bir sembolik şiddet mi?
31.01.2021 - Eğitimi Kuşatan Dünya
26.01.2021 - MEB ve kendi kendini sabote etmek
31.12.2020 - Asgari ücret açlık sınırını geçebilecek mi?
21.12.2020 - Apar topar eğitim!
12.10.2020 - MEB yine bilgi notu mu isteyecek?
17.09.2020 - Korona sonrası dünyaya dair: Kim ne dedi?
11.09.2020 - ‘Aydın’ bir cemaat okur-yazarı mıdır?
5.08.2020
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Figen SONAY
Özgürlük herkesin herşeyi istediği gibi istediği şekilde yapmaksa, birleri de seninle taksim meydanında sevişmek istediğini söylese, sen de özgülük olarak kabul edip saygı duyacak mısın? Gülay Göktürk..