Ali AYDIN
Geçmişten tevarüs edilen kurumlar varoluşsal bir krizin içinde. Geçmişte mevcudu açıklamak için “iyi fikir” payesi ile ödüllendirilen ideolojiler de öyle. Şimdiki hal, zaman kiplerini tersyüz ederken insanlığı “Araf “ parantezine aldı. Modernlik halden hale girerken izi sürülen söz konusu altüst oluşla birlikte değişim hayatın her karesinde hissediliyor. Yeni ekonomi-politik kendi makbul insanını arıyor. Geçen yüzyılın standartları gözden düşerken yeni standartlar için elden geçirilen toplumlar yeni bir iklimde buluyorlar kendilerini. Ekonomi hayatlarımızı dokuyor, işliyor. Bizim ve çocuklarımızın hayatlarını. Değişimin müjdelediği dönüşüm, sonuçları itibariyle ihtiyat telkin ediyor.
Geçen hafta 657’de yapılması düşünülen değişiklikler üzerinden işin yeni tanımının çalışma hayatı için öngörülen esnek, belirsiz ve kaotik koşulları normalleştiren yanına vurgu yapmıştım. Çalışanlardan uyum göstermeleri istenen ve onlarda belirli bir davranış örüntüsünü zorunlu kılan durum, küresel ekonominin çok da sorgulanmadan kabul edilen yeni buyruklarını dikte ediyor. Bunlar birtakım ezberler ile sarılıp sarmalanan, korunaklı hale getirilen buyruklar. İşin ilginç yanı buyrukların bizleri özgürleştireceği iddiaları ile birlikte sunumu.
Richard Sennett“Yeni Kapitalizm Kültürü” isimli kitabında dile getirdiği tezi birkaç cümle ile şöyle özetler :“Yeni kapitalizmin havarileri üç konuyu -iş, yetenek, tüketim- kendi ele alış biçimlerinin modern topluma daha fazla özgürlük kattığını iddia ediyor. Bu insanlarla aramdaki çekişme onların ‘yeni’ yorumunun doğru olup olmadığı konusunda değil; kurumlar, beceriler ve tüketim kalıpları gerçekten değişti. Benim iddiam, bu değişmelerin insanları özgürlüğe kavuşturmadığı.”
Nietzsche “Modernlerin en büyük yanılgıları, nedenlerle sonuçları birbirine karıştırmaları.”demişti bir keresinde.Mesela bu yeni durumun rahipleri, kurumlardaki nitelik sorununu, kalite açığını ve performans düşüklüğünü önümüze koyuyorlar. Sonra da bunun nedenini kestirmeden teke indirerek insanların “iş güvencesi”ne sahip olmasına bağlıyorlar. Oysaki 22 milyon çalışanın 2 milyonu devlet memuru. Bu rakamın nüfusa oranına baktığımızda, Avrupa ülkelerindeki ortalamanın yarısına karşılık geldiğini görüyoruz. Bu şu anlama geliyor: Türkiye’de ortalama bir memur Avrupa’daki iki memura düşen işi yapıyor. Yani Türkiye’de memurun iş yükü fazla aslında. Öte yandan güvencesiz 20 milyon çalışanımız var. Bunların yarısı da kayıt dışı. Bu da şu anlama geliyor: Yaklaşık 10 milyon kişi neo-kölelik çağına hepimizden erken girmişler. Ne tür koşullarda çalıştıklarını Allah bilir!
Tamam! Diyelim ki bunda bir sıkıntı görmüyoruz. Peki, bu durum iddiası ile münasip sonuçlar vermiş mi bizlere? Ona bakalım o zaman?
Güvencesiz iş hayatında bir nitelik patlaması mı var?
Göz kamaştıran başarı grafikleri mi çıkıyor karşımıza?
Tam burada bir şeyi de hep birlikte hatırlayalım lütfen. Ak Parti 13 yılık iktidar döneminde bugün kıvançla anlattığı hizmetlerini işte bu “güvenceleri” niteliksizliği, verimsizliği doğuruyor denilen kamu personelleri ile gerçekleştirmedi mi? Mesela sağlık alanında gerçekleşen yadsınamaz başarı; doktor, hemşire ve diğer sağlık personellerinin iş güvenceleri ortadan kaldırılarak mı sağlandı? Yoksa yönetim anlayışından organizasyona, denetimden düzenlemeye pek çok dinamik unsurun dikkate alınması mı buna neden oldu?
Küresel ekonominin yerel rahipleri maliyet analizlerinde toplumsal değerlerin, zemin tutucu bilişsel ve davranışsal çerçevenin, insanın ruhsal durumunun “güvencesizlik” ile birlikte aldığı hasarı dikkate almıyorlar.
Hadi onlar almıyorlar da muhafazakârlarımız çok mu farklı? TV dizilerindeki absürtlüklere gösterilen tepki nasıl oluyor da çalışma hayatının düzenlenmesi, koşulları ve milyonlarca insanın değerler manzumesini aşındırıcı doğasından esirgeniyor? Oysaki TV dizilerinin tepkisel izleyiciliği ile sınırlı kültürel muhafazakârlık, ekonomi-politiğin her gün aşındırdığı değerlere can suyu veremez.
Güven, sadakat, bağlılık, diğerkâmlık aşınırken kültürel muhafazakârlığın mezarı kazılıyor!
Bu konuları tartışmayı ve bir mesele olarak ciddiyetle sorgulamayı Avrupalı birkaç etik felsefecisine mi bıraktık yoksa? Tıpkı kültür ve eğitimin bu yeni durumdan sağ çıkma ümidinin günden güne eriyişini konu etmediğimiz, tartışma başlığı olarak önümüze koymadığımız gibi. Eğitim-öğretim faaliyetlerini anlamlı kılan zeminde aşınma var.Tüketici refleksleriyle eğitimin sabiteleri arasında uçurum var. Ne yapacağız? Evde kaybettiğimiz anahtarı dışarıda aramaya devam mı edeceğiz?
Kuşkusuz küresel sorunların yerel yansımaları buna benzer başlıklarla karşılaşmalarımızın sık yaşanacağına işaret ediyor. Karşılaşmaların mukadder oluşu cevabın tek ve kaçınılmaz olacağı anlamına gelmiyor / gelmemeli. Yeni koşulları sorgusuz sualsiz kabullenip tek mesele olarak onlara eklemlenmeyi öngören bir yaklaşım geçen haftada belirttiğim gibi eksiktir, vahimdir.
Daha vahim olanı ise sorgulamaktan kaçışımızdır!
twitter: @_aydinali
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020