Ali AYDIN
Immanuel Kant, yaklaşık 200 yıl önce “Ebedi Barış Üzerine Felsefe Bir Deneme”isimli eserini yazdı. Ebedi barışın sağlanması için gerekenleri kendince söyledi. Kant denemesinin giriş kısmında “ebedi barış” sözünü bir hancının bir mezarlık resmi çizilmiş tabelasında gördüğünü anlatır. Kant, hancının tabelası üzerine değişik anlamlar yükler. Tabeladaki resimde insanlık için bir imânın olduğunu söyleyerek“ebedi barış” ve huzurun ancak tabeladaki resimde olduğu gibi mezarda mümkün olacağını belirtir. Kuşkusuz Kant bunu mevcut durumun hicvi olarak kullanır. Ardından“ebedi barış” için 6 maddeden oluşan teklifini sıralar.
İşin ilginç yanı aradan geçen 200 sene, devletler nezdinde Kant’ın çok da ciddiye alınmadığını bizlere gösterdi. Öte yandan hancının tabelasındaki resmin imâsı sağlamlığını muhafaza ediyor. Yine de Kant’ın fikirleri atıflara konu oldu, teorilere sızdı, belirli politikalar için referans noktası olarak alındı. Lakin “barış ve huzur” henüz ele gelemedi.
Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencilerine I.Dünya Savaşı sonrası idealist politikaların revaçta olduğu anlatılır. Cemiyeti Akvam’ın 10 Ocak 1920’de kuruluşu da bu tezin delilleri arasındadır. Cemiyeti Akvam’ın kuruluşu Paris Konferansı’nın 25 Ocak 1919 tarihli toplantısının bir sonucuydu. Bir Milletler Cemiyeti’nin teşekkülü için gerekçe ise; “uluslararası barışı ve güveni” sağlaması ve devam ettirmesiydi.
Resmi siyasi tarihin anlatısı bu; lakin sevgili İsmail Kılıçarslan’ın zaman zaman sorduğu gibi de sorabiliriz:“Tel dolapta peynir var yer misin?”
Galip devletlerin mağlup devletler için tayin ettikleri acımasız sonuçları mukayyet altına almak “barış ve güveni sağlamak ve devam ettirmek” olarak sunuluyordu. Sonuçları itibariyle bugünü şekillendirmeye mukadder olan I.Dünya Savaşı’nın en kat’i sunucu neydi peki?
I.Dünya Savaşı üç büyük devleti galipler lehine tarih sahnesinin dışına itmişti. Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu mağluplar olarak en ağır faturayı ödemek zorunda bırakılmışlardı. Almanya Versay ile tabir yerindeyse yerin yedi kat altına canlı canlı gömülmüştü. Osmanlı’nın ise boynuna asılan Sevr adlı urgan ile hükmü verilmişti.
Galiplerin tayin ettikleri sonuçların muhafazası “barış ve güveni sağlamak ve devam ettirmek” olunca Uluslararası İlişkiler öğrencilerine anlatılan idealist politikaların da yaldızları dökülüyor. Tıpkı benzer gerekçelerle II.Dünya Savaşı sonrası 24 Ekim 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler’in (BM) akıbetinde olduğu gibi. Birleşmiş Milletler de kuruluş gerekçesini “dünya barışı ve güvenliği” olarak ortaya koymuştu. Ne var ki dünyadan anlaşılanın ise 5 daimi ülkeden ötesi olmadığı bu 5 ülkeye verilen veto hakkı tescil edilmişti.
Kant’tan 200 yıl sonra neredeyiz?
Kant 6 maddelik teklifinde “İçinde gizli bir şekilde savaş nedeni bulunan hiçbir anlaşma, barış anlaşması sayılamaz.” demişti. Kabaca, Kant’tan bugüne bir “barış antlaşması” imzalanmadığı söylenebilir rahatlıkla. Barış, bir şekilde galip tarafından tayin edilen sonuçların muhafaza süresi ile anlamdaş hale gelirken bizler ulusların birbirlerine tecavüzlerine, uluslararası ilişkiler demeye devam edeceğiz.
Bu konunun uzmanlarının bile olması manidar!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020