Ali AYDIN
Bugün gazetesinin CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke hakkında attığı "CHP sözcüsü vaftizli bir Hıristiyan" manşeti üzerine Ahmet Hakan’ın “Ne susuyorsun Etyen Bey, ne duruyorsun Markar Bey” başlıklı yazısınaMarkar Esayan“Faşizm Konuşma Mecburiyetidir” başlıklı bir yazı ile cevap verdi.
Ama ne cevap!
Sabah gazetesi, yazıyı okuyucularına “Markar Esayan’dan Ahmet Hakan’a tokat gibi yanıt” diyerek duyurmuş. Yazıyı okuduğunuzda anlıyorsunuz ki gazete abartmıyor. Markar Esayan’ın yazısını okuduktan sonra gayri ihtiyari “İşte bu!” dedim.
Hani bazı çocuklar vardır. Biraz haylaz biraz haşarı. Karşılarındaki bir yetişkin bile olsa onu kızdırabilecekleri bir noktayı özenle tespit edip onun üzerine oynarlar. Karşılarına geçip nanik yaparlar, dil çıkarırlar. İsterler ki adamcağız öfkeden deliye dönsün, peşinde koşsun. Ahmet Hakan’ın yazısına uygun gördüğü başlık da sözünü ettiğimiz çocuksuluğu yansıtıyor zaten : “Ne susuyorsun Etyen Bey, ne duruyorsun Markar Bey”
Bir gazetenin 8 yaşındaki duyarlı bir çocuğun bile onaylamayacağı imalıbir manşeti üzerinden Markar ve Etyen’i de işe karıştırarak Ak Parti’ye çakma “hinliği”, attığı tokat ile Markar Esayan’ın avucunun içinde eriyip gidiyor.
Yazısında, muhatabının istediğini ona vermiyor Esayan ama adeta muhatabının tomografisini çekerek kendisine konuşması için gönderdiği “tebligatı” buruşturup yere çalıyor. Şöyle diyor Esayan:
“Kendi emekleri ile oluşmuş, çok can yakmış bir iklimden, bu ırkçı iklimi değiştirmiş devrimci bir partiyi sorumlu tutmak, sureti haktan görünüp tersten çakmayı iyi beceren böyleleri için herhangi bir ahlaki sorun yaratmıyor.”
Ahmet Hakan’ın durumu biraz böyle!
Ama bununla da sınırlı değil. Bir de bir Ahmet Hakan klasiği haline gelen bir hususiyet var ki dilimizde “Hem nalına hem mıhına vurmak” deyişi ile ifade ediliyor. Ahmet Hakan basında tam da bu deyişin ifade ettiği beceride, kendince uzmanlaşmış bir isim. Hatta denilebilir ki basında bu işi onun kadar uzun soluklu sürdürebileni çıkmadı. Lakin uzun soluklu olmak nihayetsiz olacağı anlamına gelmiyor.
İşte birisi çıkıyor “tokat”ı yapıştırıyor böyle!
Markar Esayan muhatabını o kadar iyi tanıyor ki tüm yazı bir yana muhatabını tanımladığı yukarıdaki cümle bile tek başına, sadece Ahmet Hakan’ı değil epey bir süredir “eleştiri yapıyoruz” ayağına nahoş, sevimsiz görüntülerini estetize eden bir güruhun yaklaşımını tümden mahkûm ediyor.
Buradaki sıkıntı, birilerinin hükümeti ya da Ak Parti’yi eleştirmesi değil!
Bu zaten yapılıyor ve yapılacak da!
Mesele tam da Markar’ın dediği gibi “sureti haktan görünüp tersten çakmayı iyi becermek”.
Yanlış olan bu çünkü ahlaksızca!
İki yazarın başlıkların öne çıktığı bu hikâyeye de bir başlık atmak icap ediyor.
Ben olsam“Ahmet Hakan’ın hazin sonu” derdim!
IŞIK HÜZMESİNİN İÇİNDEN KONUŞANLAR
Kadim insanlık tarihinden devşirilen ilke, değer namına ne varsa, yanlarında alıkoyup karşı tarafı onlar ile hizaya getirme yetkisini kendilerinde gören kesimler var. Belki de Ahmet Hakan onların içinde en masumu. Siyasal angajmanları, dünya görüşleri ne olursa olsun, buradaki arızi durumu ortadan kaldırmaya yetmiyor. Hangi mahallede oldukları önemli değil. Tüm kabahatleri, hata ve günahları “düşman” belledikleri parti ya da kesime ihale ederek kendilerini neredeyse ilahi bir ışık huzmesinin içinden konuşan kişiler olarak görüyorlar. Psikolojide mutlaka bir adları vardır çünkü durumları hakikaten psikolojik!
Çoğu zaman konu değişiyor, lakin ruh halleri hep aynı!
Bu durumlarını görmek için aktüel olan Suriye meselesi ya da terörle mücadele ile ilgili konumlanışlarına bakılabilir.
Ne söylüyorlar?
“Suriye’de Türkiye yanlış yapıyor!” derken mesela. Türkiye Rusya’nın insafına kendisini bıraktığında ya da PYD gönlünce koridoru kapattığında mı Türkiye doğru olanı yapmış olacak?
Türkiye terörle mücadelede PKK gönül rahatlığı ile hendek kazabilir, istediği kadar amonyum nitrat depolayabilir dediği zaman mı “barış”tan yana bir irade ortaya koymuş olacak ya da “kendi Kürdüyle” barışmış olacak?
Mevcudu eleştirmek filan değil bu!
Bunun adı, “düşman” bellediğinin karşısında kim varsa ona sarılmak, arada ilke, değer ya da uygun gelen herhangi bir evrensel değeri de harca katarak sos yapmak!
E, ahlaksızlık bu!
Twitter: @_aydinali
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020