Ali AYDIN
Musa Peygamber, kavmini kardeşi Harun'a emanet ederek Tur Dağına çıkar. Orada ilahi vahye muhatap olacak, şeriatının levhalara yazılı ahkâm ayetleri ile geri dönecektir.
Ne var ki Hz Musa iki koltukaltında sıkıca tuttuğu levhalar ile kavmine döndüğünde, karşılaştığı manzara karşısında gözlerine inanamaz. Allah'ın Firavun'un zulmünden ve şerrinden emin kıldığı halkı, kendisinin yokluğunda, Samirî isimli putperestin yaptığı altından bir buzağı heykelinin önünde secdeye kapanan müşrik bir topluluğa dönüşmüştür.
Rivayet odur ki bu manzarayla karşılaşınca Hz. Musa, gayri ihtiyari iki kolunu serbest bırakır ve sıkıca tuttuğu levhalar yere düşer. Tur'dan kavmi için fıkıh ile dönen Hz. Musa, kavminin kendisinin yokluğunda itikadını yitirdiğini görür. İtikat olmadığında sıkıca tutulan bir fıkıh da olmayacaktır, olamayacaktır.
Şimdi, Hz. Musa'nın tekrar başa dönmesi gerekmektedir….
Bu kıssada benim için en çarpıcı sahne Hz. Musa'nın kavmiyle karşılaştığı o an…
O anı gözümde canlandırıyorum…
Allah ile konuşan ve yanlarına geldiğinde kavmini inkâra sapmış bir halde bulan Hz. Musa'nın yaşadığı hayal kırıklığı, levhaların koltukaltından yere düşüşü, kardeşi Harun'a sitemi, kavmine yaptığı ikazı, hakikati onlara tekrar hatırlatmak için çırpınışı…
Paradigması, parametreleri, önerme ve örnekleri ile Müslümanca bir hayatın tam karşısında konumlanan ve mevcut insanlık durumunu bir balmumu gibi şekillendiren modern/postmodern düzenek, Hz. Musa'nın Tur'dan indiğinde kavmiyle karşılaştığı o aralıkta yaşadığına benzer bir kırılmayı Müslümanlar için sürekli güncel kılıyor. Kuşkusuz altın buzağı da o günden bugüne yeni sürümlerle sürekli çeşitleniyor.
Türkçede ‘aklım almıyor' deriz. Küfrün her biçimini, onun gündelik hayatın pratikler dizininde karşımıza çıkan sızmalarını ve kuşatmalarını ‘aklımızın almaması' gerekiyor. Asıl problem ‘akla uygun' olduğunu düşünmek; şaşırmak, öfkelenmek yerine kabullenmek, içselleştirmek. O gün, buzağının önünde secdeye varanlar ile peygamberin ilahi vahiy ile dönüşünü bekleyenler arasındaki fark da işte buydu.
Çalışma hayatı neoliberal politikalar ile zehirlenirken, ‘verimlilik' insan onurunun örselenmesi pahasına kutsallaşırken, modern okul sistemi sorgulanmaksızın içselleştirilirken, ilişkiler helal/haram ayrımının silikleştiği bir aralıkta boy verirken, orman kanunu ‘reel politik' olarak yutturulurken Müslümanların maruz bırakıldıkları şeyleri ‘akıllarının almaması' doğaldır. Aklın almaması bir yana bir de akla uygun oldukları düşünülüyorsa eğer levhaları koltukaltımızda sıkıca muhafaza etsek bile bir hükmü olmayacaktır.
Sinirleri alınmış, omurgası kırılmış bir Müslümanlık birilerinin işini kolaylaştıracak, sömürü ve adaletsizlikle süren saltanatlarını mümkün kılmaya yetecektir. Öte yandan sözü boşluğa düşüren, söz söylemeyi ya da herhangi bir anlamlı iş için yola çıkmayı lüzumsuz kılacak her türlü çaba da seferber edilmekte. Bu ikincisi biz Müslümanlarla birlikte aslında tüm insanların sorunu. Anlamlı ve anlamsız sözün, iyinin ve kötünün, doğrunun ve yanlışın eşitlendiği bir atmosferin örtüsü altında soluksuz bırakılan insan, saldırı altındadır.
Dünyada işler hale getirilen düzen Müslüman karşıtlığı ile tebarüz ettiği kadar esasında insan karşıtıdır. Hayatın hiçbir notasında kayıplarından daha fazla bir kazanım sunamamıştır insana. Ve alıp götürdüklerinden daha fazlasını verememiştir ona.
Bildiğimiz insanının sonu, dedirtecek bir dönüşüme uğratılmak istenen insan, kendi kurtuluşunu bulmak zorunda. Yoksa Amerikan filmlerinde mütemadiyen karşımıza çıkan zombileşen insana şunun şurasında ne kaldı?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020