Ali AYDIN
Coğrafyamız büyük bir alt üst oluşa sahne olurken çevremizde olup bitenler, 15 Temmuz'da görüldüğü gibi içeride de Türkiye için yeni tehditler ortaya çıkarıyor. İçine hapsedildiğimiz parantezleri kapatan siyasi gelişimimiz ise bir eşiğin önünde durduğumuzu bizlere hatırlatıyor. Eskinin yok olduğu yeni olanın ise henüz belirmediği bir aralık tehditler için davetkâr olduğu kadar muhtemel fırsatlara da gebedir. Siyaset epeydir iç-dış ayırımın silikleştiği ve anlamını yitirmeye başladığı küresel dekorda icra ediliyor. Yakın tarihimizde hem coğrafyamızda hem de içimizde art arda atılan düğümlerin her biri bugüne birer “kronik sorun alanı” başlığı altında geldi. Hepsi çözülmeyi bekleyen birer düğüm olarak kaldı. Şimdi ise tarih; yeni bir fırsat, yeni bir imkânla yüklü.
Frigya kralı Gordios tarafından kızılcık dallarıyla atılan ve rivayet edildiğine göre çözmeyi başaranın aynı zamanda Asya'nın da hükümdarı olacağına inanılan Gordion düğümü, Anadolu'nun kadim tarihinin bir cilvesi olarak yeniden karşımızda duruyor. Makedonya Kralı Büyük İskender Gordion kentine uğrayana kadar Gordion düğümü yıllar boyunca ilk günkü sağlamlığında kalmıştı. Kimsenin çözemediği düğüm, İskender'in bir kılıç darbesiyle çözülmüştü. Rivayeti doğrularcasına İskender fetihten fethe koşarak Asya'nın içlerine kadar uzanmıştı. İskender'in Gordion düğümünü çözüşünden yaklaşık 25 asır sonra kadim Anadolu yine bir düğümün çözülüşünün arifesinde. İlkinin çözülüşü İskender'i fetihten fethe koşturmuş ona Asya'nın kapılarını açmıştı. 21.yüzyılda tarihin bu kritik ve kırılgan noktasında şartlar Türkiye'yi, emperyal odakların yüzyıllardır şeytani bir zekâyla din, mezhep, etnisite, ideoloji örgüleriyle doladığı kördüğümü çözerek hem kendisinin hem de coğrafyasının istikbalini belirleyeceği bir konuma zorluyor.
Düğümü yeni anayasa çözer
21 Ekim 2007'de yapılan referandumda Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, halkın oylarıyla kabul edildiğinde sistemin eski haliyle devam edemeyeceği netleşmişti. Bu değişimin “kronik sorun alanlarımız” içerisinde başat bir yerde duran yeni anayasa talebinin ayrılmaz bir parçası olacağı da öngörülür bir durumdu. Dolayısıyla 2007'de temelleri atılan de facto durum, CHP lideri Kılıçdaroğlu' nun iddia ettiği gibi bir kişinin kişisel istek ve arzularıyla ortaya çıkan değil, vesayet düzeninin işlevsizleşen karakterinden neşet etmişti. Sistemdeki bu uyumsuzlukta en büyük payın CHP başta olmak üzere öngörüsüz, milletten kopuk siyasette olduğu hafızalardadır. Vesayet düzeninin devamına odaklanan siyasetiyle CHP, değişim dalgasını öngöremediği gibi kabaran talepleri vesayet sisteminin iktidar aygıtları ve diskuru ile bertaraf edeceğini varsayan yüzeysel bir okumanın blokajında sıkıştı. Türkiye'yi devraldığı imtiyazların korunması uğruna rejim krizine sürükleyerek CHP, bugün dile getirilen fiili durumun aktörü olarak sahne aldı.
Öte yandan bugüne kadar Türkiye'de anayasa değişikliğini talep etmeyen, gündeme getirmeyen, teklif ve görüş beyan etmeyen bırakın siyasi partiyi neredeyse dernek kalmadı. Mevcut anayasanın pek çok değişikliğe uğramasına ve tüm reform çabalarına rağmen antidemokratik ruhunun tazeliğini ve zindeliğini sürekli korumuş olması en temel karakteri sivil olan yeni bir anayasanın vücuda getirilmesini zorunlu kılmıştır. Hâl böyleyken siyasal sistemin sıhhat bulacağı bir değişikliği peşinen mahkûm etme girişimleri Türkiye'nin hayrına olmadığı gibi siyaseten de doğru değildir.
Vesayet sistemi devam edemez
Bugüne kadar devlet-toplum ilişkisinde sosyolojinin hilafına kurgulanan ve alamet-i farikası vesayetçilik olan düzenek, referandumda Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesinin kabulüyle birlikte yapıbozumuna uğradı. Parlamenter sistem denilerek kamufle edilen düzenek, tüm vesayet kurumlarını Cumhurbaşkanına bağlıyordu. Yürütmeyi yürüyemez hale getirerek halkın oylarının labirentin içinde kaybedildiği bir sihir üretiyordu. Halk temsilcisini seçebilir; lakin ülkenin mukadderatına derin bürokrasi karar verirdi. Bu kurgu yine tarihin bir cilvesi olarak mezar kazıyıcı olarak CHP'nin öngörülemeyen siyasetiyle çözüldü. Nitekim 10 Ağustos 2014'te milletin iradesiyle seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan'ın göreve gelmesi, Türkiye'de vesayete kısa devre yaptırdı. Bu haliyle sistemin teorik olarak varsayılan uyumu bozuldu, teoride de pratikte de deve mi kuş mu olduğu belli olmayan bir yapıyla bizi karşı karşıya bıraktı.
Sistemin Devlet Bahçeli'nin yerinde tespitiyle, adı başka kendi başka olan bu yapıya yasallık kazandırılmadan sürdürülemeyeceği ortadadır. Diğer taraftan Türkiye'deki kronik devlet-toplum ilişkisindeki yarılmayı kapatacak, devleti sosyolojiyle uyumlu kılarak tüm kesimlerin hak ve adalet taleplerine cevap verecek sivil bir anayasa zarureti de ortadadır. Sosyolojik yönelimin, küresel gelişmelerin ve tarihsel-kültürel havzamızdaki derin dalgalanmaların üst üste bindiği bu kesitte sistem sorununu aşacak hamleler, coğrafyamızda yapılan operasyonların püskürtülmesi ve bugünümüz ile yarınlarımızı karartmaya dönük kördüğümün çözülmesi için başlangıç olacaktır.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020