Ali AYDIN
“28 Şubat'ta 42 yaşına girdim. 8 Şubat'ta bir KHK ile ihraç edildiğimi öğrendim. Meğer FETÖ terör örgütüyle irtibat, iltisak, iltihak'ım varmış. Hadi, annemden, kardeşlerimden, akrabalarımdan, arkadaşlarımdan, öğrencilerimden eşim ve çocuklarımdan bunu sakladım. Merak ediyorum ben bunu kendimden nasıl sakladım? Bunu bana açıklayabilecek bir sosyolog veya psikolog var mı?”
Bu sözler yıllarca Özgür-Der'in Antalya Temsilciliği görevini yürütmüş aynı zamanda Özgür Eğitim-Sen üyesi Gültekin Sincar'a ait. Özgür- Der ve Özgür Eğitim-Sen birbirinden farklı yapılar. Ancak birbirinden farklı olmalarının yanında ortak bir özellikleri var: O da her iki kuruluşun da ne oldukları belli, faaliyetleri ortada kurumlar olması. 28 Şubat başta olmak üzere geçmişteki tüm darbelerin, milletin inancına savaş açan sonuçlarına karşı lafı eğip bükmeden karşı durup direnebilmiş ve Türkiye'de Müslüman duyarlılığı ile temayüz eden aynı mahalledeki kurumlar bunlar.
Özgür Eğitim-Sen'in hem 17-25 Aralık sonrası gerçekleşen FETÖ'cü yargı darbesi karşısında hem de 15 Temmuz darbe girişimi esnasında başta FETÖ olmak üzere karanlık odaklara karşı Hükümetin şahsında meşru siyasetin yanında durduğunu bilmeyen yok. Darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren benim de aralarında bulunduğum yöneticileri tarafından “Darbeye karşı milletimizin yanındayız, direneceğiz.” denilerek tüm üyelerini meydanlara çağıran bir sendikadan söz ediyoruz. İşte Gültekin Sincar öyle bir sendikanın üyesi. Sadece o kadar da değil. Çevresindeki herkesin kendisine kefil olabileceği hakkında şahitlik edebileceği kadar da ne olduğu kim olduğu bilinen biri.
Bakınız, bu ülke 15 Temmuz'da alçak bir darbe girişiminin hedefi oldu, halkımızın destansı direnişi ve Allah'ın yardımıyla bu girişim püskürtüldü ve halkın zaferi ile sonuçlandı. 15 Temmuz sonrası FETÖ ile mücadele devletin hem şehit ve gazilerimize hem de tüm milletimize borcudur kuşkusuz. Nitekim o günden bugüne çeşitli kademelerde bu mücadelenin yürütüldüğüne millet olarak şahidiz. Lakin borç bununla bitmiyor! Devletin bu millete bir borcu daha var! O da tüm bu mücadeleyi sulandıran hatta mücadele adı altında işi ters bir operasyona çeviren uygulamalar, iş ve işlemlerden kaçınmak. Mağdur ve masum yaratmadan mazlumun ahını almadan mücadeleyi haklılığını muhafaza ederek sürdürmek. Yüzde yüz haklı olunan bir mücadeleyi rayından çıkarıp tanınmaz hale getiren her kim olursa olsun ağır bir vebal altındadır.
Yayınlanan her KHK ile çeşitli mağduriyetlerin yaşandığını hepimiz gördük. Hatta bu durumu İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu da “On binlerce asılsız ihbar” geldiğini söyleyerek teyit etti. Süreç içerisinde haksız yere ihraç edilmiş memurların geri dönüşü kuşkusuz olumlu bir gelişmedir. Ancak yayınlanan 686 sayılı KHK ile birlikte masumluklarına şahitlik edilebilecek kişilerin de ihraç edildiğini ne yazık ki öğrenmiş bulunmaktayız. Toplumun sinir uçlarına dokunup, oluşturulan mazlumiyet üzerinden FETÖ'ye yönelik operasyonları sulandırma çabası olarak okunabilecek gelişmelerdir bunlar. Sürecin ta başından beridir dile getirilen titizlik ve adalet ilkelerinin, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi “at izi it izine” karıştırılarak çiğnendiği açıktır.
Ortalığın toz duman olduğu bugünlerde her KHK'yı ‘Çanakkale geçilmez' edası ile savunmaya çalışmanın bir anlamı yok! “Suçlular cezalandırılsın, hak yerini bulsun ancak masumların hayatı karartılmasın”, demek ehli vicdana daha çok yakışandır. Allah'ın emri de budur.
Bu nazik süreçler her türlü komplikasyona açık olma özelliğine sahiptirler. Bu noktada Ak Parti'nin her şeye hâkim olduğunu düşünürsek yanılırız. Herkese hatırlatmak isterim : Dün Ergenekon ve Balyoz davaları ile bu ülkeye yaşatılanların, Gezi olayları öncesinde göstericilere müdahale adı altında ‘çadır yakarak' olayların fitilini ateşleyenlerin amaçlarının ne olduğu birkaç yıl sonra ortaya çıkabilmişti.
Karşısındaki düşman bile olsa, adalet borcunu unutmayan bir geleneğin takipçileri olarak masum insanların seslerini duyacağız. Kitaba uyacağız! Aliya'nın dediği gibi : “Biz de zalimlerden olursak zulme karşı savaşımızın bir anlamı kalmaz!”
Bu vesile ile adaletin geciktirilmeksizin tesisi ve suçsuz insanların görevlerine iadelerini, gerek Hükümetten gerekse de Cumhurbaşkanından acilen talep ediyoruz.
Allah'ın ayeti önümüzde duruyor:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sizi onlar hakkında adil davranmaktan alıkoymasın. Adil olun, bu Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Maide-8)
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020