Ali AYDIN
“Hepinizin takip buyurduğu üzere, Anayasa Mahkemesi Refah Partimiz hakkında bir karar almış ve açıklamıştır. Olay aslında tarihin akışı içerisinde fevkalade basit bir olaydır. Bundan dolayı huzuru sükûnu muhafazaya her zamandan daha fazla riayet etmeliyiz. Türkiye'de halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası bu kararlardan zerre kadar etkilenmez. Daha önce de ifade etmiştim: Bu kabil kararlardan tek bir sonuç çıkar o da Refah inancının tek başına iktidarı.”
16 Ocak 1998'de, o gün mikrofonun başına geçerek bu sözleri söyleyen kişi birkaç gün önce ölüm yıldönümü vesilesiyle rahmetle andığımız, 54. Hükümetin Başbakanı ve Refah Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan idi. Merhum Erbakan'ın o günkü sözlerinin içindeki hakikat, kendisini aşikâr kılmak için yalnızca birkaç yıl bekleyecekti. Çünkü onun da söylediği gibi Tarihin akışı önüne konan bentleri ve barajları yerle bir ederek sürüyordu.
Anayasa Mahkemesi tarafından o gün açıklanan kapatma kararı, 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararları ile aleniyet kazanan askerî darbenin doğal sonucuydu. Bu darbe her ne kadar “postmodern” ibaresi ile ilişkilendirilerek anılsa da son moda bu ön adı ile hiç alakası olmayan bir biçimde; son derece kaba, ilkel yöntemlerin devreye sokulduğu, yürütücüleri olan asker- sivil çetenin çirkefliğin dibini bulduğu bir darbe olarak darbeler tarihimizde yerini aldı.
28 Şubat bir başlangıç olmadığı gibi bir son da değildi. Kendisinden önceki müdahalelerin uzantısı kendisinden sonrakilerin ise habercisiydi. 28 Şubat'tan sonra o güne kadar devam eden Türkiye'de ortalama ‘her 10 yıla bir darbe geleneği' 27 Nisan 2007'de TSK'nın internet sitesine saat 23.20'de konulan “e-muhtıra” ile devam etti. 15 Temmuz'da ise fiili bir kalkışmanın neticesinde kanlı darbe girişimi ile milletçe karşı karşıya kaldık.
Vesayet odaklarının 100 yılı aşkın bir süredir milleti soktukları cendere, hangi ideolojik kılıfın içine girerse girsin kendileri için alıkoydukları imtiyazların her ne pahasına olursa olsun muhafazası içindi. Son darbe girişiminde sahneye sürülen aktörün FETÖ olması, esasında herhangi bir kafa karışıklığına mahal vermemeli. 28 Şubat'ın hem mirasçısı olduğu geçmiş hem de uzantısı ve devamı olabilecek olası bir gelecek, vesayet rejiminin farklı ideolojik angajmanlar yelpazesine yaslanma hususunda katı bir diyet uygulamadığını gösteriyor.
Yaşattığı onca acıya ve atlattığımız badirelere rağmen 15 Temmuz ile ortaya dökülen paha biçilmez bir bilgidir bu. Bu bilginin kıymetini bilmek ve idrak etmek 28 Şubat'ları bir daha yaşamamak adına elzem. Çünkü karşımızda herhangi bir kesim ile kısa yoldan özdeşlik kurarak def edebileceğimiz bir beladan daha fazlası var. Nitekim 28 Şubat sonrasında 20 yıl gibi bir süreye 1 muhtıra + 1 kanlı darbe girişimi sığdırılmış olması bir kesimin sapkınlığı ya da yoldan çıkmışlığı ile izah edilemez. Karşı karşıya kaldığımız musibetler karşımızda bir düşünce düzeneği, bir davranış kodu, bir zihniyet kalıbının olduğunu haykırıyor. Bu zihniyet kalıbının bertaraf edilmesi birkaç aktörün tasfiye edilmesinden daha zor ve meşakkatlidir. Tüm yaşadıklarımız, bugün itibariyle bu ülkede bu zihniyet kalıbının maalesef yerli yerinde durduğunu gösteriyor. Hesaplaşmamız gereken gerçek bu!
Farklı görünümler altında karşımıza çıksalar da belirli bir tarz-ı siyaseti ve devlet-toplum ilişkisini öne çıkaran ve usul tanımaz şekilde davranan yapıların tasfiyesi ve bu yapılar için mümbit bir zemin teşkil eden sistemin hak ve adalet temelinde yapısal dönüşüm geçirmesi mücadelesidir 28 Şubat ve 15 Temmuz mücadelesi. Belirli aktörlerin- belirli kimliklerin siyasal arenada güç ve görünürlük kaybetmesi asla yanıltmamalıdır. 27 Mayıs, 71, 80, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz kalkışmalarının tümü sadece kalkışmaya meyyal unsurların serkeşliği, uluslararası güç odaklarıyla girdikleri karanlık ve karmaşık ilişki ağı üzerinden temellendirilemez. Zira mesele yıllara yayılan ve siyasal sistemin tabiatı haline gelen vesayet ve darbe sistematiğinin toplumun talep ve beklentileri, adil ve özgür bir yapılanmanın gereksinimleri doğrultusunda şekillendirilememiş olması meselesidir. Dolayısıyla 28 Şubat ve 15 Temmuz gibi darbelerle mücadele, hakkı ve adaleti üstün tutmak, sistemi bu ilkeler doğrultusunda dönüştürme mücadelesidir. Zira 28 Şubat ve 15 Temmuz darbeleri yapma-inşa etme iddiaları olan değil muhtemel bir yapma-inşa etme girişiminin önünü almaya, set çekmeye ve onu ifsat etmeye dönük hamledir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020