Ali AYDIN
“Çareyi ancak bizi hasta eden şeyin ne olduğunu bilince bulabiliriz.”
(A Cure of Wellness)
*
Bir savaş terimi olarak doğan strateji, günümüzde askerî, siyasî, ekonomik alanda kullanım sahasını sürekli genişleterek “işletme hastalığına tutulan” modern toplumun sevk ve idaresinde anahtar kavramlar listesinde başköşeye oturdu.
Fırsat, tehdit, amaç, hedef gibi dört tane kelimeyi bir metinde birkaç yüz kere kullanarak bir strateji belgesinin şekil şartlarını oluşturmakta artık her kurum uzmanlaştı. Söz konusu belgelerin pratik olarak neye cevap üretebildiği ise köşedeki süpermarketin bile SWOT analizi yapmadan adım atmadığı ve baş döndüren belge bolluğunda “izi sürülemez” bir hal aldı.
Batı Avrupa ile eş zamanlı olarak temellük ettiğimiz modern bir eğitim sistemimiz var. Dönemin Batılılaşma-modernleşme yönelimine paralel olarak benimsediğimiz bu düzeneğin geçmişi ve bugünü hayal kırıklıkları ile dolu. Talebeden öğrenciye, muallimden öğretmene, maariften eğitime kesin ve keskin dümen kırışımızın kendi hikâyemiz içerisinde yarattığı kırılma ve travmalarla yüzleşebilmiş değiliz henüz. Dün endüstriyel dünyanın hırslı bir çaylağı olarak içinde bulunduğumuz seferberlik hali, bugünün post-endüstriyel koşullarına cevap verme zorunluluğu ile yeniden beliriyor adeta. Bu sistemin dün hiçbir sorumuza tatminkâr bir cevap üretememiş olması bir vakıa. Öte yandan bugünkü cevaplarına dört elle sarılmaktan da imtina etmiyoruz.
Modern eğitim sistemi yaklaşık 200 yılı aşkın bir süredir temel varsayımlarına ve esas paradigmasına toz kondurmaksızın yoluna devam diyor. Sistem içerisinde reform olarak beliren hareketlilik ise eski ezberin muhafazasını temin ederek mevcut duruma ne pahasına olura olsun adapte olmak şeklinde tezahür diyor. Bu reformların temel özellikleri ise sorunu tanımlama ve çözme sistematiğini sorgulanmaksızın teknik bir dokunuşla çözümü vaat etmeleri ve çareyi üreteceklerine dair mesnetsiz itikatları.
İşte birkaç gün önce Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretmen Strateji Belgesi böylesi bir vasatta karşımıza çıktı. Söz konusu belge, “Öğretmenliğe yönelik hizmet öncesi eğitim, öğretmenlik mesleğine adayların seçimi ve istihdamı, adaylık ve uyum eğitimi, kariyer geliştirme ve ödüllendirme, öğretmenlik mesleğinin statüsü ve sürekli mesleki gelişim” şeklinde altı başlığı, bu başlıklara ilişkin amaçları ve bu amaçları gerçekleştirmeye dönük hedef ve eylemleri içeriyor.
Belgenin isminden mütevellit bir havası olduğu aşikâr. Ne de olsa “stratejik belge”…. Herhalde mühimdir, dedirtiyor. Amaçları, hedefleri ve hedeflerini gerçekleştirme eylemliliğine bir bakalım dediğimizde ise son derece kısır bir metin ile karşılaştığınızı anlıyorsunuz.
Öğretmen Strateji Belgesi'nin derdi: Öğretmenin niteliği… Onu anladık!
Ne yapmalı?, diye sormayın sakın!
Çünkü bu belge okuyana, konuya neredeyse düzgün bir giriş yapmış aslında, dedirttikten sonra akla hayale gelmeyen çözümler ortaya atıyor. Düzeltelim, bir kısmı akla hayale gelmiş ve yıllardır uygulanıyor. Zaten belge onlara dair istatistikler sunarak iş üstünde olunduğunu bize haber veriyor.
Mesela, hizmet içi eğitim. Meslekî gelişim bahsinde ne kadar da havalı dedirten bir diğer kelime. Lakin bir hizmet içi eğitimin ne manaya geldiğini anlamak için birkaçına katılmış olmanız lazım. Dostlar alışverişte görsünler, diye bir sözümüz var hani! İşte hizmet içi eğitim, bir faaliyet olarak bu sözün hakikatini zihinlerde anlaşılır kılmak için icat edilmiş sanki. Başkaca bir yararına rastlamadım henüz. Bu tespitten hareketle hizmet içi eğitimin yanlış olduğunu iddia ediyor değilim; lakin bugüne kadar icra edilen uygulamanın özensizliği bize bunu söyletiyor.
İstihdam meselesinde ise MEB bünyesinde son derece tartışmalı bir biçimde icra edilen ‘mülakat' uygulamasına belgenin gerekçe üretmek hususunda gayretkeş bir tutum içinde olduğu açık. Fakülteyi kazan, oku gel… Bitmedi! KPSS'yi kazan gel… Bitmedİ! Tüm birikim ve çabanın 10 dakikada ölçüleceği mülakata gir! Biz, en azından burada bittiğini sanıyorduk, ama 2017-2023 dönemini stratejik olarak kurgulayan bu belge bize diyor ki daha bitmedi! Ne olacak peki ? Bir de öğretmen, her dört yılda bir sınava girecek!
Rasim Ozan'ın kulakları çınlar mı şimdi: Haydaaa!!!
Tüm bunlardan sonra belgenin “öğretmenlik mesleğinin statüsü ve sürekli mesleki gelişim” gibi bir kaygısının olduğuna inanmak için iyi niyetli olmaktan biraz daha fazlası gerekiyor. Bu kadar elekten geçirilip emekliliğine kadar sürekli meslekî yeterlilik mengenesi altında kalacağı vaadinden sonra ne statüsü? Kaldı ki günümüzde statü için kabuller çok açık: Ücret ve özlük hakları. Bunlarla ilgili tek bir kelime var mı belgede? Cevap veriyorum: Yok!
Daha çok sürer bu mesele lakin yerim dar maalesef!
Ezcümle, böyle Öğretmen Strateji Belgesi olmaz!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020