Ali AYDIN
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF'in İtalya'da bulunan Innocenti Araştırma Ofisi, geçen hafta "Geleceği kurma: Çocuklar ve Zengin Ülkelerde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri" adlı raporu açıkladı.
BM araştırmasında, aralarında Türkiye'nin de yer aldığı ortalama refah düzeyi orta ve yüksek seviyedeki 41 ülkedeki çocukların durumu mercek altına alınmış.
UNICEF tarafından çocukların yaşam koşullarına yönelik birçok kategoride hazırlanan ülkelerin performans raporuna göre Türkiye, genel sıralamada 41 ülke arasında 36'ncı sırada yer almış. Araştırma toplam dokuz kategoride yapılmış. Bu kategorilerden en dikkat çekici olanı ise, "Quality Education" (Eğitim kalitesi). Bu kategoride ise Türkiye son sırada yer almış. "Zero Hunger" (Sıfır Açlık) kategorisinde ise 41 ülke arasında 40'ıncı sıradayız. Ancak farklı kategorilerde farklı sonuçlar ortaya çıkmış. Mesela Türkiye, "Responsible consumption and production" (Sorumlu Tüketim ve Üretim) kategorisinde 41 ülke arasında üçüncü sırada yer alırken, Decent work an economic growth (Uygun İş ve Ekonomik Büyüme) kategorisinde de 22'inci sırada yer almış.
Norveç, Danimarka, Finlandiya ve Almanya gibi ülkelerin araştırma sonuçlarına göre listenin ilk sıralarında yer aldığı görülüyor. Listenin ilk sıralarında yer alan ülkelerin İskandinav ağırlıklı, gelir seviyesi yüksek, müreffeh Kuzey Avrupa ülkeleri… Latin, Balkan ve Asya ülkeleri ise sıralamada alt sıraları birbirleriyle paylaşıyorlar.
Türkiye'nin sıralamadaki yerinin altını sürekli çizerek bu raporların haberleştirilmesi PISA raporlarının sunumlarından da aşina olduğumuz medyatik bir tutum. Ne var ki sıralamanın her şeye muktedir olmadığı noktalar da var. Bunları görebilmek için ise raporların daha derinli bir şekilde incelenmesi gerekiyor kuşkusuz. Bir de farklı bir gözle okunması tabii. Belki bu vesileyle bu sistemin içinde ve bu sistemin genel yönelimi dikkate alındığında birinci ve sonuncu olmanın anlamı üzerine de bir sorgulama da yapabiliriz böylece.
Mesela, UNICEF'in Innocenti Araştırma Ofisi'nin Başkanı Sarah Cook, araştırmaya ilişkin yaptığı açıklamada raporun bir "uyarı" olduğunu ve zengin ülkelerde de tüm çocukların yüksek gelir ve ekonomik gelişmelerden otomatik olarak faydalanamadığını açıkça ortaya koyduğunu söylemiş. Cook ayrıca hükümetleri çocuklar arasındaki refah eşitsizliğini gidermek için gerekli tedbirleri almaya çağırmış.
Bakın, bu gelen bilgiyle birlikte durum biraz daha değişiyor.
Demek ki sıralamada 1. olmak her şeyi çözmüş olduğunuz anlamına gelmiyor. Raporun eğitim düzeyi kategorisine biraz daha dikkatle bakınca ne demek istediğimiz anlaşılacak. Raporda en başarılı eğitim sistemine sahip olduğu kabul edilen Finlandiya ve Japonya'da bile 15 yaşındaki gençlerin beşte birinin okuma ve hesaplama konusunda asgari becerilere sahip olmadığı vurgulanıyor.
Hani o dillere destan Finlandiya eğitim sistemi vardı! İşte orada 15 yaşındaki gençlerin beşte biri okuma ve hesaplama becerisine sahip değilmiş! Keza Japonya!
Sadece eğitim alanında değil diğer alanlarda da tıpkı Sarah Cook'un söylediği gibi “uyarı” mahiyetinde sonuçlarla karşı karşıya kalınmış. Sağlık alanındaki sonuçlar endişe verici mesela. Buna göre 11-15 yaşları arasındaki obez çocukların sayısı 41 ülkenin çoğunda artış göstermiş. Aynı şekilde kendi verilerine göre haftada en az iki defa psikolojik sorunlardan muzdarip olduğunu bildiren çocuk ve gençlerin sayısında da artış kaydedilmiş. Bunlar toplam verilerde görülen artışlar. Yani bunun içinde İskandinav'ı da var, Kuzeyi de var Güneyi de…
Ülke bazında ölçtüler mi bilmiyorum ama bu “psikolojik sorunlardan muzdarip olduğunu bildiren çocuk ve gençlerin” oranı, eğitim kalitesi kategorisinde sonuncu sırada yer alan Türkiye'de bir Norveç ya da Almanya, yani aynı kategoride listenin başında yer alan ülkelerle mukayese edildiğinde şaşırtıcı biçimde düşük çıkabilir. Bu da 1. olmak ve sonuncu olmak üzerine bir sorgulama fırsatını önümüze çıkarabilir yeniden. Bu sorgulama kuşkusuz “yönelimin” sorgulanmasına davet içermeli.
Aynı üretim ve kalkınma modelleri ile yol almaya çalışan ülkeler, eğitim ve sağlık başta olmak üzere birçok alanda büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Aynı ekonomik gelişim teorilerine bel bağlayan, aynı zorunlu eğitim modeline bağlı olan ülkeler bunlar. Daha geçenlerde zorunlu eğitimi 13 yıla çıkaracağımız açıklandı mesela. Yeri gelmişken söyleyelim: kutsal inek muamelesine tabi tutulup allanıp pullanan tartışmaktan bile korktuğumuz zorunlu eğitimin karnesi de bu işte!
Öte yandan bu ülkelerin hepsinde eğitim bahsinde istatistiklere yansımayan farklı sorunlar da var ayrıca. Küresel sert dalgalar yerelde kültürleri istikrarsızlaştırdı, dijital devrim üzerinden gelen başkaca bir dalga kıyameti haber verir gibi “post-kültürel döneme hazır olun!” diyor adeta!
Bütün bu meseleler içinde kafası en rahat ülke yine de Türkiye! Demirel'in öğüdü herkesi cezbetti. Meseleleri mesele etmeyerek mesele olmaktan çıkarıyoruz! Eğitim, kültür, dijital devrim ve sonuçları… Başka ülkeler düşünsün bir zahmet!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBİRİNCİ PARTİ KARASIZLAR... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATOPLUMSAL BARIŞIN HUKUKSAL TEMELLERİ; DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan siyaseten hata mı yaptı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞHUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMuhsin Batur’un utanıp anlatamadığından gururlananlar... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKendi yaptığınla muhalefeti suçlama yeteneği 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTotalitarizmin meşrulaştırılması Müslümanların adalet tasavvurunu zedeledi 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBu kadar şirket kanunsuz iş yaparken ‘devlet’ neredeydi? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020