Ali AYDIN
2018-2019 yıllarını kapsayacak toplu sözleşme görüşmeleri için hükümet ve sendika tarafları masaya oturdu. Gerek daha önceki toplu sözleşme görüşmelerindeki performans gerekse grev hakkı olmayan ve hakem kurulunun son sözünün esas olduğu bir sözleşmenin niteliğinden dolayı kimsenin ciddi bir beklentisi bulunmuyor. Konfederasyonlar yüzlerce maddelik talep listelerini Devlet Personel Başkanlığına teslim ettiler. Yine her toplu sözleşme öncesinde olduğu gibi pazarlık imkânlarını arttırabilmek için yüksek rakamlar talep ettiler.
Oysa hükümetin kafasındaki rakamlar üç aşağı beş yukarı bellidir ve çok fazla değişmesini istemez. Nitekim Kamu İşveren Heyeti henüz kendi zam oranını açılamamışken gazeteler “Memur zammından kötü haber” başlığının altında şu habere yer verdiler:
“Hükümet 2018 yılı memur maaş zammı için bütçeye sadece 177 milyar lira ödenek koydu. Ancak bu paranın 5.5 milyar lirası, bu yılki enflasyon farkına gitti. %16.6 zam talebiyle pazarlık masasına oturan memura sadece % 5.9 oranında zamma yetecek kadar para kaldı. Hükümetin meclisten geçirdiği 2017, 2018 ve 2019 yıllarını kapsayan 3 yıllık bütçe kanunu toplu sözleşme masasından yüksek zam çıkarmayı hedefleyen milyonlarca memur ve memur emeklisinin beklentilerini boşa çıkaracak rakamlar içeriyor.”
Toplu sözleşme görüşmelerinde kritik olan mesele çalışanları temsil eden konfederasyonların talep ettikleri zam oranları değildir. Pazarlığı yönlendirebilecek ve Kamu İşveren Heyeti'nin tutumunu değiştirmesine neden olabilecek tek şey 5 milyon memurun kenetlenmiş bir şekilde söylem birliği ederek karşısında oturduğunu hissetmesidir.
İşte bu gerçekten hareketle Özgür Eğitim-Sen, MYK Üyesi Bekir Birbiçer imzasıyla tüm konfederasyonlara bir çağrıda bulundu. 20 milyon insanı etkileyecek görüşmelerin önemine binaen bu çağrıyı sizlerle paylaşıyorum.
***
Milyonları temsil edeceğiniz toplu sözleşme masasına oturuyorsunuz.
Çalışanlar, emekçiler; alın terlerini, çocuklarının ekmeğini, aşını, adalet ve hakkaniyet gereğince iktidar karşısında savunmanız için size emanet ettiler.
Omuzlarınızdaki yükü hissediyor musunuz?
Sefalet ücretine çalışan öğretmenin, akademisyenin, idarecinin, memurun, hizmetlinin hakkını, hukukunu korumaya talip olduğunuzun farkında mısınız?
O zaman; Kamu İşveren Heyeti'nin karşısında en azından sözleşme görüşmeleri süresince sendikal rekabeti bir yana bırakın. Hükümete değil de birbirinize sendikacılık yaparak size verilen emanete ihanet edip, duyulan güveni boşa çıkartacak didişmeler içine düşmeyin.
İdeolojik-politik farklılıklarınızı en çok askıya almanız gereken zaman dilimi olan “sözleşme sürecini” birbirinize karşıtlıklarınızı derinleştirerek, gerginliklerinizi kamuoyuna sergileyerek heba etmeyin.
Elbirliğiyle Kamu İşveren Heyeti karşısında birlik siyaseti yürütün. Sözleşme masasında güçlerinizi birbirinize yöneltmeyin.
Akıl ve mantık bu masaya güçlerinizi birleştirerek ortak bir ses, ortak bir irade yansıtmanızı icbar ederken birbirinizi güçsüz kılarak, itibarsızlaştırarak hükümet cenahının elini güçlendirmek için yarışmayın.
Görüşmelere tam kadro yönetim kurulunuzla gitmeyin. Toplu sözleşme masasında tam kadro fotoğraf çektirmenin sendikal mücadele olmadığını artık fark edin. Yanınıza iktisatçı, hukukçu, ekonomist işin uzmanı profesörleri, alanında uzman akademisyenleri alıp öyle gidin. Devletin iyi yetişmiş ve hazırlanmış bürokratlarının rakamlarla, istatistiklerle, mevzuatlarla sizlerin kafasını nasıl karıştırdığını, sizleri sözü olmayan duruma nasıl düşürdüklerini yakinen biliyoruz. Onun için sözleşme masasına yetkin ve uzman kişilerle iyi bir hazırlıkla gidin.
Aranızdaki çekişmeyi, birbirinize laflarınızla üstün gelme hevesinizi bir yana bırakıp milyonların alın terini, emeğini, hakkını ve hukukunu hep birlikte güçlü bir şekilde savunun.
Toplu sözleşme masası sendikal rekabetin yapılacağı yer değil, birlikte kazanımlar için dayanışmanın yapılacağı yerdir. Bunu unutmayın.
Sizlerin bu masada yapacağı ayrışmacı tartışmalar, Kamu İşveren Heyeti'nin elini güçlendirecek ve sizlere inanan güvenen insanların emeklerinin, haklarının karşılığını alamamasının sorumlusu olacaksınız. Dişimizle tırnağımızla yükselttiğimiz sendikal mücadeleyi el birliğiyle geriletmiş olacaksınız. Bu mücadeleye daha fazla zarar vermeyin.
Aksi takdirde bu durumun hesabını üyelerinize ve kamuoyuna vereceksiniz.
Talepleriniz birbirinden çok uzak talepler değil. İri ufaklı yüzlerce talep sıralamışsınız fakat can yakıcı en önemli taleplerde kesinlikle taviz vermeyin:
3600 ek gösterge uygulamasına geçilmesi,
Ek derslerle birlikte tüm ek ödemelerin temel ücrete ve emeklilik hesaplamalarına dâhil edilmesi,
Verilen zammı buharlaştıran artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmesi,
Emek sömürüsüne dönüşen ücretli öğretmenliğin kaldırılması veya insani şartlarda yeniden düzenlenmesi ve mülakat sınavlarının kaldırılarak adil bir atama sisteminin getirilmesi,
Enflasyon farkının yanı sıra ekonomik büyüme ve refah payı oranı verilmesi,
Eş ve çocuk yardımı gibi ek ödemelerin komik rakamlar olmaktan çıkarılması,
Emekli maaşlarının insanca yaşam standartlarına kavuşturulması…
Bunlar gibi en temel sorunlarda en küçük değişiklik yaptırtamayıp basit ve son derece tali meselelerde elde edilen küçük kazanımları bayraklaştırarak kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmenin zamanı geldi de geçiyor.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020