Ali AYDIN
Türkiye'de siyaset vatandaşları makro söylemler üzerinden pozisyon almaya çağırıyor. Küreselleşmeyle birlikte iç içe giren ilişkiler, Soğuk Savaş sonrası beliren çok boyutlu tehditler, bölgemizde ortaya çıkan gelişmeler makro çözümlemeler yapabilme kabiliyetinin önemine işaret ediyor kuşkusuz. Öte yandan Türkiye'nin özgün tarihi bugünü düşünürken bu ülke insanın hafızasında ihmal edilemez bir yer tutuyor. O hafızada Türkiye'deki iktidar mücadelesinden dramatik karelerin yer aldığı fotoğraflar var: Yasaklar, baskılar, darbeler, müdahaleler… Bunun yanında tarafların birbirlerinden asla emin olamadıkları bir kilitlenme hali sürekli teyakkuz pompalayarak bünyenin sıhhatine dair dikkati görünmez kılan bir vasat yaratıyor. İşte bu ülkenin en yakıcı paradoksunu siyasetin üzerinde yapıldığı zemini de kapsayan o vasat oluşturuyor.
Bütün bunların yanında Türkiye'de sezgisi güçlü, “irfan” sahibi bir millet varlığı olduğu izahtan varestedir. Kendisine söz söyleme imkânı doğuran her seçimde tarihinden tevarüs ettiği irfanın hakkını vermeye çalıştı. Hakkını verme teşebbüsü her seferinde disiplin toplumlarına özgü ayar verme pratiklerine maruz kalmasına neden oldu. Gel zaman git zaman dünyanın seyri sanayi sonrası dönemde nüfusun yönetilebilirliğine dair yeni pratikler ortaya çıkarttı. Rıza üretiminde çığır açan bir yenilik ile karşı karşıyaydık. Bir eşikten sonra artık toplumlardan zor kullanılarak rızaları alınmayacaktı. Bilakis gönüllü olarak kendi kendilerine istenilen kıvama gelmeleri sağlanacaktı. Toplumlar “baştan çıkarılacak”, “ayartılacak”, “manipüle” edilecekti artık.
Gündelik hayat her birimizin küçük hikâyelerinin saklı olduğu muazzam bir sandık. Bu sandığın içinde hayatı izzetine ve şerefine leke sürmeden idame ettirebilmek, çoluğunun çocuğunun nafakasını temin edebilmek, insan olarak hayatına bir anlam kazandırabilmek, o anlamı kurda kuşa yem etmeden muhafaza edebilmek de var.
Şimdilerde büyük resme bakanlardan, sofistike çözümlerden, istihbarat uzmanı diliyle meselelere açıklık kazandıranlardan geçilmiyor. Ne var ki gündelik hayat içerisinde kuşatılmışlık haline bakan yok. Eğer havada uçuşan makro söylemler fert olarak her bir insanın bir gününde yaşadığı “kıyameti” görünmez kılacak bir işleyişe sahipse milletin bizatihi kendisine operasyon çekiliyor demektir. Milletin bir ferdi bir gününde çalışma hayatında, kurumlarla olan ilişkisinde, hakkı ve hukukunu muhafaza etme ediminde ne ile karşılaşıyorsa vaziyetimiz odur! O kadardır! Gerisi retoriktir.
Bu milletin irfan sahibi oluşu muhakkak da…
Bu irfan tükenmez bir doğal kaynak değil ki…
Milletin irfanı da ahlakı da hem dünyanın seyri ile ilintili olarak bir bombardımana tabi tutuluyor hem de bizim kendi elimizle yapıp ettiklerimiz üzerinden örseleniyor. Millet taammüden “baştan çıkarılıyor”, “ayartılıyor”. Doğru yolunda giden adama eğri yollar teklif ediliyor.
İrfan sahibi milletin ferdi bir işinin görülebilmesi için kaç kere ağız eğmeli, kaç makamın kapısında diz kırmalı? İrfan sahibi milletin ferdi işinin görülebilmesi için insan olarak kendinden ne kadar feragat etmeli?
Richard Sennett, “Karakter Aşınması” isimli kitabında çalışma hayatının yeni görüntüsünün insanda yarattığı tahribatın izini sürüyordu. Bugün insanın şerefinin muhafazasının tehdit altında olduğu bir noktadayız. Gündelik hayatın kılcallarında en basit gereksinimlerini karşılamak için kaç karakter omurgasından kırılıyor? Bunu biliyor muyuz?
Ne söylersek söyleyelim iş yapma biçimimiz kim olduğumuzu haykırıyor.
Farkında mıyız?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020