Ali AYDIN
Türkiye'de toplum sosyokültürel ve ideolojik olarak çok parçalı ve çok kutuplu. Her dönemde yapılan birlik ve beraberlik çağrılarının sıklığı bunun en büyük ispatı. Birlik ve beraberliğin beklenti ya da temenniden gerçekliğe dönüşmesi ise hem toplumsal kesimlerin rızasına hem de siyaset muhitinin performansına bağlı.
Türkiye'nin yönetilebilirliği bisiklet sürmenin olmazsa olmaz kuralına bağlı. Buna göre bisiklet sürmenin inceliği ve mahareti hiç durmamak ile kaim. Durursanız düşersiniz! Ne var ki bu gideceği yönü tayin edemeyerek takatten düşüne kadar pedalları amaçsızca çevirmek anlamına gelmiyor.
Bu coğrafyada imparatorluk geçmişi, tarihî tecrübede farklı aidiyet ve kimliklerin bir arada yaşamalarını temin edecek bilginin olgunlaşmasına imkân vermiş. Mesele bu bilginin işlevsel kılınarak Türkiye'nin esenliğine katkı sunabilmesinin önünü açmak. Bu ise Türkiye'nin çoğulcu bir anlayıştan asla taviz veremeyeceği anlamına geliyor. Bunu, kendi tarihinden damıtacağı örnekliklerle nasıl kendine has kılabileceğinin imkânı bu topraklarda var. Öte yanda öngörülebilirlik, hesap verebilirlik, iş ve işlemlerde herkes için makul bir prosedür bir toplumdan alınabilecek asgari bir rızanın olmazsa olmazları.
Türkiye'nin her türlü dış tehdidi etkisiz kılması, kendisi üzerine yapılan hesapları boşa çıkarması kendi bünyesinin sıhhatini muhafaza etmesi ile mukayyet. Sürekli dışarıya dönük bir okuma içerideki sorunları silikleştirip okunaksız kılıyor. Bu ise ister bir kişi ister bir toplum olarak düşünelim en tehditkâr tehlikeyle karşı karşıya kalınması anlamına geliyor. Çünkü böyle bir durumun ilk hedef alacağı şey kuşkusuz kendini tanıyabilme, sorunlarına ad koyabilme, halis bir niyetle çözüm arayabilme yeti ve edimleridir. Tıkanma ve çürüme bu edimlerin dumura uğratılmasının acı sonuçları arasında sayılabilir.
Düne kadar esas mesele diyerek önümüze koyduğumuz nice tartışma konusu sanki sihirli bir dokunuşla ortadan kalkmış gözüküyor. Oysaki kurumsal bir hüviyet, yapısal bir karakter kazanamamış hiçbir şeyin kalıcılığı yoktur.
Bizi yöneten insanları sevebiliriz, onlara güvenebiliriz. Lakin onlar da fani. Biz devraldığımız formun ürettiği çelişkilerin kişiler üstü olduğunu göremezsek yarın güvendiğimiz kişilerin yokluğunda ne yapacağız?
Onun için duramayız, mevcutla iktifa edemeyiz. Güven ancak kurumsal işleyişimizin, yasal mevzuatımızın ve oturmuş teamüllerimizin varlığı ile hayatta kalabilir.
Türkiye bugününde ve yarınında yöneticilerinin iyi niyetlerinden fazlasına muhtaç bir ülke. Toplumun da sorumluluk alması bu ülkenin istikbali için elzem olanı kolektif olarak üretmesi gerekiyor. Toplumun bu doğrultuda vazifesini yapabilmesi, bunun kanallarının açık tutulmasına bağlı. Kim ki bu kanaları kapatıyor bilinmelidir ki Türkiye'nin hayrına bir iş yapmıyor.
Dolayısıyla yöneticinin niteliği ne kadar önemliyse yönetilenlerin niteliği ve sorumluluğu da o kadar önemlidir. Biz başımızda bir Ömer görmek istiyoruz; ne var ki Ömer'in huzuruna çıktığı cemaatin niteliğine talip değiliz. Ömer'e üzerindeki kıyafeti nasıl temin ettiğini sorabilen, bunun hesabını vermezse kendisini dinlemeyeceklerini söyleyen, Ömer'in ise oğlu Abdullah'ın hissesi ile kendi hissesini birleştirerek ancak bir kıyafet temin edebildiklerini, üzerinde gördükleri kıyafetin de işte o kıyafet olduğunu söylediği; bunun üzerine cemaatin “Tamam, şimdi oldu, konuşabilirsin Ya Ömer! Şimdi seni dinler ve itaat ederiz”, dediği bir ilişki biçiminin hâkim olduğu vasatta ancak Ömer'i bulabiliriz.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020