Ali AYDIN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında, TEOG sınavına ilişkin, "Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik?", dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından sonra TEOG ana gündemimiz haline geldi. Cumhurbaşkanı daha sonra yaptığı açıklamada Başbakan ile görüştüklerini ve mutabakata vardıklarını söyledi. Gözlerimiz bu süreçte Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ı aradı. O da dün yaptığı açıklama ile TEOG’un kaldırıldığını bu sene uygulanmayacağını ilan etti.
Şimdi soru şu: TEOG artık yoksa; Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokuldan liseye geçiş yapacak 1 milyon 300 bin öğrenciyi farklı türde ve farklı başarı düzeyinde olan orta öğretim kurumlarına nasıl yerleştirecek?
Mesele TEOG’un olup olmaması değil. Mesele türleri ve başarı düzeyleri farklı ortaöğretim kurumları barındıran bir kademeye öğrencilere hangi kriterlere göre yerleştireceğinizdir. TEOG sınavının da anlamı buradan geliyor. Kaldırdığınızda da yerine bir şey koymanız gerekiyor. Bunun adı dün SBS idi, OKS, idi, TEOG oldu, yarın MEOG olur, başka bir şey olur. Ama her halükarda bir ölçüt koymanız gerekiyor.
Başbakan Yıldırım “Herkes istediği liseye gidebilecek”, diyor. Bu yıl TEOG yapılmayacaksa, TEOG’a girmek için gün sayan 1 milyon 300 bin öğrenci istedikleri liseye kayıt yaptırabilecekler mi? Başbakan’ın açıklaması bunun mümkün olabileceği müjdesini veriyor. İyi de nasıl? Bu okulların tür ve başarı düzeyleri birbirinden farklı olduğuna göre ve her okulun alabileceği öğrenci sayısı sınırlı olacağından ötürü tek başına öğrenci ya da velinin isteği bir okula yerleşmek için yeterli olur mu?
İşte Milli Eğitim Bakanlığı bunu formüle edecek.
Peki, ne yapacak? Muhtemelen yeni bir ölçüt getirecek. TEOG da bir ölçüttü. Ancak istenmedi, kaldırıldı. Evet, belki mükemmel değildi ama şu ana kadar ortaokuldan ortaöğretim kurumlarına geçişi gürültüsüz patırtısız hallediyordu. Şimdi bir belirsizliğin yaşanacağı aşikâr. Mili Eğitim Bakanlığı kendisi için de sürpriz olduğu anlaşılan bu kararla, çok kısa bir süre içerisinde mağduriyet oluşturmayacak bir çözüm bulmak zorunda. Ne var ki koşullar belli. Türkiye’de, öğretim kademeleri arası geçiş iki önemli sınavla yapılıyor. Birisi, kaldırıldığını öğrendiğimiz TEOG diğeri ise YGS/LYS …
Sistem bu iki büyük sınav üzerine kurulu adeta. Bu sınavları eleştirmek, eksikliklerini ve yanlışlıklarını dile getirmek ayrı şu an hâlihazırda görmüş oldukları işlevleri ayrı bir bahis. TEOG’un gerekçesi ne ise üniversiteye geçiş sınavlarının da varlık gerekçesi o. Her okulun alabileceği öğrenci sayısı kontenjan ile sınırlı olduğuna göre her isteyenin istediği yere gidebilmesi mümkün değil. Bu işin içinden bir ölçüt getirilerek çıkılabilir. Nitekim TEOG ya da YGS/LYS işte o ölçütler oluyor.
TEOG sonrası dönem için birkaç formül dilendiriliyor. Dile getirilen bu formüler büyük mağduriyetler oluşturacak cinsten. Eğer hayata geçerlerse TEOG’u mumla arayabiliriz. Öte yandan öfkeli bir öğrenci-veli kitlesiyle de hesaplaşılmak zorunda kalınabilir.
Formüllerden birisi okulların kendi sınavlarını yapması. Merkezi sınavlarda bile şaibeden sıyrılamamış bizim gibi bir ülkede böyle bir uygulamanın objektif, nesnel ölçütler ile yapılabileceğine kimseyi inandıramazsınız. Kayırmaların önüne geçebilecek bir düzenek eğer olsaydı onu zaten başka sahalarda da tecrübe etmiş olurduk. Hükümetin ve Bakanlığın kamuoyu ile ilişkisi bakımından kendisi için maliyet oluşturacak ve hiç yoktan türlü tartışmaların içine kendisini çekecek böyle bir yöntemden uzak durmasını diliyorum.
Sözü edilen ikinci formül ise, adrese dayalı kayıt sistemi. Ancak böyle bir formül TEOG’un kaldırılma gerekçesini de geçersiz kılıyor. O zaman sormazlar mı; “Hani istediğimiz liseye gidebiliyorduk?”, diye. Kaldı ki adrese kayıt sistemi tam anlamıyla “İşçisin sen işçi kal!” mantığının dışavurumu. Adam kıt imkânlarda varoşta oturuyordur belki; lakin çocuğunu şehirde en iyi okula göndermek istiyordur. Onun bu meşru talebine kim karşı çıkabilir?
Bir başka sözü edilen şey ise öğrencilerin bilgi, beceri ve istidatlarına göre istedikleri liseye kayıt yaptırabilmelerini sağlamak. Türk Milli Eğitim sistemi olarak düşünelim. Eğitim sistemimiz içerisinde böyle bir düzeneğimiz var mı? Eğitim sistemimiz bugüne kadar öğrencilerin bilgi, beceri ve istidatlarını ölçebilmeyi başarabilmiş mi hiç? Bu soruya vereceğiniz cevap formülün gerçekçi olup olmadığını size söyleyecektir.
‘Her derde deva bir çözümümüz’ yok maalesef. Hele hele kamusal alanda konuşulmamış, tartışılmamış, belirli bir seviyeye getirilmemiş bir konuda MEB’den çözüm üretmesini beklemek gerçekçi değil bence adil de değil.
NOT: Eğitim uzmanları diye birileri varmış ve bunlar TEOG tartışması vesilesiyle görüşlerini açıklamışlar. Açıklamalarından benim anladığım, soruyu da konuyu da anlamamışlar. TEOG kaldırılıyor ne diyorsunuz?, sorusuna arkadaşlar hayallerindeki eğitim sistemini anlatarak cevap vermişler. İyi de konu o değil ki kardeşim!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020