Ali AYDIN
“Çocuklar dünyadaki en acımasız insanlardır.
Olağanüstü bir şekilde acımasız olabiliyorlar.
Bazen sadece ağlamak istiyorsunuz.”
‘Bang Bang Sen Öldün’ filminden
*
4 Mart 1998 -Arkansas'ta bir okulda, yangın alarmı vererek okulun boşalmasını sağlayan iki öğrenci, koşarak dışarı çıkanların üzerine ateş açtılar, dördü öğrenci biri öğretmen beş kişiyi öldürdüler.
20 Nisan 1999 - İki genç tabanca ve el yapımı bombalarla Columbine Lisesinde, 12 öğrenci ve bir öğretmeni öldürdüler ve intihar ettiler.
16 Nisan 2007 - Virginia Tech Üniversitesi kampüsünde bir saldırgan intihar etmeden evvel 32 kişiyi öldürdü.
14 Şubat 2008- İllinois Üniversitesi kampüsünde ateş açan genç bir saldırgan intihar etmeden önce 5 kişiyi öldürdü, 15 kişiyi yaraladı.
ABD’deki son katliam ise 2012 yılının Aralık ayında Connecticut eyaletinde gerçekleşti ve saldırıda 20’si çocuk 27 kişi öldürüldü.
*
Okul katliamları istatistiklerine baktığınızda sadece ABD’de değil Almanya, Japonya ve Finlandiya gibi gelişmiş eğitim sistemlerinden dem vurulan ülkelerde de kan donduran katliamlar yaşandığını görüyoruz.
Türkiye de maalesef bu istatistiğe yeni eklemeler yapan ülkeler arasında.
26 Eylül 2012- İzmir Karabağlar ilçesindeki bir ilköğretim okulunda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan iki çocuk annesi 40 yaşındaki Rabia Sevilay Durukan, 8.Sınıf öğrencisi H.K.’nın bıçaklı saldırısına uğradı. Sınıfta öğrencilerinin gözleri önünde defalarca bıçaklanarak katledildi.
15.12.2017- İzmir’in Ödemiş ilçesinde görev yaptığı lisede, iki öğrencisinin pompalı tüfekli saldırısına uğrayan Okul Müdürü Ayhan Kökmen yaşamını yitirdi. 47 yaşındaki Kökmen, iki çocuk babasıydı.
Darp edilen, tartaklanan, veli-öğrenci saldırısına maruz kalan öğretmen haberleri artık günlük hayatın rutinleri arasında. Ve kimsenin konusu olamayacak kadar sıradan kabul ediliyorlar. Ne var ki son olarak İzmir Ödemiş’te meydana gelen menfur hadisede olduğu gibi mesele çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Şiddetin çok boyutlu nedenselliğini akılda tutarak zorunlu eğitim sistemini ve modern okul kavramını tartışmaya açmamız gerekiyor artık.
İkaz ışıkları gözümüzün önünde yanıp sönüyor; görmüyor, görmek istemiyoruz.
Alarm zilleri çalıyor; duymuyor, duymak istemiyoruz.
Görsek de görmesek de bugün zorunlu eğitim sisteminin kriziyle karşı karşıyayız. Bu sistem tıkanmıştır. Sistemin küresel olarak teşvik edilmesi pedagojik kaygılar sebebiyle değil ekonomik, politik ihtiyaçlar ve güvenlik kaygısı ile ilgilidir.
Foucault, okulu tüm modern kurumlar gibi bir kapatılma mekânı olarak tanımlamıştı. Hapishane, fabrika ve okul… İdeal vatandaşa ideal bir fabrika olarak tasarlanan okul üzerinden ulaşılacaktı. Endüstriyel bir işleyiş öngörülüyordu. Ebeveynlerin evden ayrılıp işgücü olarak üretime katıldığı saatlerde, çocukları için kapatılma mekânları zorunlu (!) hale gelmişti.
Şimdi bizler, zorunlu eğitimin bu modern arka planına rağmen kapatıldığı binalarda sorun çıkarmamasını sağlamak için görevlendirilmiş öğretmenleriyle çocuklar arasında anlamlı bir ilişkinin ortaya çıkmasını bekliyoruz. İsteyen istemeyen, oraya uygun olan olmayan tüm çocukların zorunlu olarak bir araya getirildiği ortamda ortaya çıkan sistem hatasının ilk hedefi ise bizzat çocukların kendisi ve öğretmenler oluyor.
*
Zorunlu eğitimin süresini sürekli uzatıyor, ders saatlerini artırıyoruz. Sabah güneş doğmadan dört duvar arasına soktuğumuz çocuğu hava kararıncaya kadar o mekânda tutuyoruz. 12 yıl boyunca her gün on saate kadar sıralarda kuru tahtanın üzerinde oturmak zorunda bırakıyoruz. Resmi ve gizli müfredatla belirlenmiş kural ve ritüeller ile yapamayacağı şeyler merkeze alınarak hazırlanmış emir ve yasaklarla çocuğu belirli bir kalıba sokmaya çalışıyoruz.
Allah aşkına sonuç olarak ne ile karşılaşmayı umuyoruz?
TV’de konuşan bir sürü kişi var. Siyasetçisi, bürokratı, profesörü, eğitimcisi…
Bunların bir kısmı eğitim üzerine konuşuyor. Dikkatle dinliyorum; T.C. Milli Eğitim Bakanlığı okullarını Enderun zannediyorlar. Gören elimizde iki tane şehzade var, tüm Türkiye oturmuşuz onların eğitiminin nasıl olması gerektiğini konuşuyoruz sanır.
Elimizde iki tane şehzade değil; 20 milyon belirli yaş aralıklarında öğrenci var.
Sistemin niteliği ile yüzleşmeden, hesaplaşmadan konuşmak boş konuşmaktır!
Not: Ayhan Kökmen’e Allah’tan rahmet diliyor, aramızdan ayrılmasına neden olan menfur saldırıya tepki göstermek, sorumlulara sorumluluklarını hatırlatmak ve toplumda bir farkındalık yaratmak ümidiyle Özgür Eğitim-Sen’in Cuma günü öğretmenlerin ilk derse girmemeleri yönünde almış olduğu eylem kararının önemli bir somut tepki olduğunu düşünüyorum.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020