Ali AYDIN
Yılmaz Morgül orkestrasıyla beraber ekranda görünür. Önce mükerrer nida ile “Girin!, girin!” diyerek, izleyicilere reklamı yapılan emlak sitesine girmeleri yönünde yüksek sesli çağrı yapar. Ardından yanında oturan orkestrasındaki adama döner; “Üstadım, sen Kadıköy’de çocuğun okuluna yakın ev bakıyordun. Hemen okulun adını yaz!” diyerek adamın elinde tuttuğu telefonu işaret eder. Devamla, “Yakınında ara özelliği ile hayalindeki okula yakın evi tak diye bul!” der. Reklam, Morgül’ün internet sitesinin adını birkaç defa izleyicilere hatırlatmasıyla son bulur.
MEB’in TEOG’un yerine ikame ettiği Liseye Geçiş Sistemi (LGS), piyasaları işte böyle hareketlendirdi. Piyasanın yeni sistemin olası sonuçlarını görmede MEB’e ve TEOG’un kaldırılma sürecinde dut yemiş bülbül misali vaziyeti sessiz kalarak geçiştiren bazı eğitim sendikalarına göre çok daha başarılı olduğu söylenebilir. Yeni sistemin “Mahallendeki okula gideceksin!”buyruğunu “İyi de benim mahallemde gitmek isteyeceğim okul türünde okul bulunmuyor, bulunsa bile filanca ilçedeki kaliteli okul dururken ben niye bu okula çocuğumu göndereyim?” diyecek bir grup vatandaşımız sayesinde iç göç canlanacak. Tabi çoğunluk taşınmanın getireceği maliyeti karşılayamayacağından ötürü feodal dönemde görülen zorunluluğa benzer biçimde bulunduğu yerde çakılı kalacak. Bu ise semtindeki okulun kalitesine / kalitesizliğine mahkûm olunacağı anlamına geliyor.
LGS’ye dair bir dizi eleştiri söz konusu edilebilir: Okulların hangi kritere göre belirlendiği, listeye alınan ve alınmayan okullar, sınavla öğrenci alacak okulların sayısı, sınavsız yerleştirmenin de olası sıkıntılara yol açacağı, derslerin katsayısı vd.
TEOG’la çocuk belki çok prestijli bir okul kazanamıyordu ama mahallesindeki okullardan çok daha iyi okullarda okuma imkânına kavuşuyordu. Bu imkân adrese dayalı sistemle elinden alınmış oluyor.
Burada can alıcı noktayı gözden kaçırmamamız gerekiyor.
Türkiye’de hangi şehre giderseniz gidin, şehrin belirli bölgelerinin şehrin geri kalan bölgelerine kıyasla sosyo-ekomik ve sosyo-kültürel açıdan daha gelişmiş olduklarını görürsünüz. Şehrin alt – orta kesiminin yaşadığı semtler ile üst- orta kesiminin yaşadığı semtler arasında önemli farklar vardır. Hizmetlere erişim ve alınan hizmetin kalitesi hangi sektör söz konusu edilirse edilsin gelişmiş semtlerde daha iyidir. Kuşkusuz bu farkın izini okullar bazında da gözlemleyebiliriz. Ankara Çankaya’da bulunan bir okul ile Ankara Mamak’ta bulunan bir okul eşit değildir. Çankaya’da ikamet eden hiçbir öğrenci Mamak’taki bir okulu tercih etmezken Mamak’taki bir öğrenci Çankaya’daki bir okulu daha kaliteli bir eğitim için tercih eder. Burada hareketlilik gelişmiş bölgelere doğrudur. MEB’in yeni sistemi, sınavla öğrenci alacak okulların dışında kalan okulları, aynı nitelikte okullar olarak varsayıyor. Dolayısıyla alt-orta kesimin çocuklarının üst-orta kesimin yaşadığı semtlerdeki okulları tercih etmelerinin önüne geçilmiş oluyor. %10’un içinde yer alan ve MEB’in listesinde yer alan okulların yarısı Meslek Lisesi ve İmam Hatip Lisesi olduğu için Fen, Anadolu ve Sosyal Bilimler Lisesi olup da listede yer alan %5’lik bir okul için sınavda kıyasıya bir yarışın içerisine girmeniz gerekiyor. Bu ise TEOG ile mukayese edildiğinde kaliteli bir okula yerleşmenin ulaşılması çok daha zor bir hedef haline geldiğini gösteriyor.
Tam burada güçlü bir şekilde şu sorunun sorulması gerekiyor:
MEB’in bu düzenlemesi Türkiye’de sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan eşit olmayan ve ciddi farklılıklara sahip kesimlerin hangisinin lehine hangisinin aleyhine bir düzenlemedir?
Somutlaştırmamız gerekirse, bu düzenleme; Ankara’da Çankaya için mi bir avantaj sağlamaktadır Mamak için mi? İstanbul söz konusu edildiğinde bu düzenleme Şişli’ye mi hizmet eder Bağcılar’a mı?
Açıktır ki bu düzenleme muhafazakâr kesimin aleyhinedir. Bırakın toplumsal eşitlik ve adalet temin eden bir düzenleme olmasını bizzat Hükümeti destekleyen kesimleri dezavantajlı kılacak bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Bir siyasi iktidar kendisini destekleyen insanları güçlendirmeye dönük birtakım politikaları hayata geçirmek isteyebilir. Diyelim ki Hükümet bu düzenleme ile İmam-Hatip okullarının önünü açmak, başarılı öğrencilerin bu okulları tercih etmesini sağlamak istiyor. Ne var ki bu düzenleme ona bile hizmet etmediği gibi tam aksi biçimde muhafazakâr kesimin meskûn olduğu yerlerin kapılarına olası çıkışları engelleyen demirden bir sürgü çekiyor. Dolayısıyla düzenleme bu haliyle bizzat Hükümeti desteleyen insanların aleyhine bir durum ortaya çıkartıyor.
Sol-Kemalist kimlikleriyle bilinen iki eğitim sendikası olan Eğitim-Sen ve Eğitim-İş’in bu açıdan yeni düzenlemeye hangi noktadan tepki verdiklerine odaklanmak bizleri yanıltılır. TEOG’un kaldırılma sürecinde hiç tepkisel değillerdi. Şimdi muhalefetlerini İmam Hatip Okullarının listede haddinden fazla yer bulmasını dile getirerek yapıyorlar. Tuzak tam burada! Onların İmam Hatipleri ileri sürerek yeni sisteme karşı çıktıklarını görüp sistemin faydalı bir sistem olacağı zannına kapılacak çok insanımız var. Oysaki o iki sendikanın yeni sistem ile ilgili suskun kaldıkları yere bakmamız gerekiyor. Sistemin sınıfsal ayrışmayı derinleştirecek ve muhafazakâr kesimin çoğunlukla meskûn olduğu çeperlerden merkeze doğru kayışı engelleyecek olmasına hiç değinmiyorlar bile. MEB sadece buna bile baksa belki yaptığı düzenlemedeki garipliği fark edecek.
Beyaz Türk olsam MEB’e teşekkür ederdim. Beni nahoş bulacağım “kültürel” bir karşılaşmadan uzak tuttuğu ve diğerleriyle aramdaki “farkı” koruyan böyle bir düzenlemeye hayat verdiği için.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020