Ali AYDIN
300 yıldır krizlerle yüz yüze geliyoruz.
Her defasında ilk kez karşılaşılan bir durum havası ile karşılasak da dünyadaki güç merkezlerinin ve çeşitli mahfillerin bu krizleri üretme, inşa etme ve yapılandırma hususunda ortaya koydukları ve koyacakları gayretlerde şaşılacak bir şey yok esasında. Şaşılacak olan şey, bizlerin onlarla mukabele etme tarzımız ve sorunu çözme adına ortaya koyduğumuz pratiğimiz ile ilgili.
Uluslararası sistemin işleyişine dair yeryüzünde hiç kimsenin bir şüphesi yok. Civarda operasyon için pusuya yatmış sırtlanların varlığı aşikâr. Ne var ki bunu bilmek ve sürekli birbirine tekrar etmek ile kendini korunaklı kılmak, düşmanın saldırılarından emin olmak arasında bir ilişki yok.
Mesele düşmanlarımızın ne kadar zalim olduklarını birbirimize mütemadiyen söyleyerek aşılmıyor.
Onlar zalimlikte sebat ediyorlar, bunu görüyoruz da biz ne de sebat ediyoruz?
Mesele sadece ekonomi de değil!
Emin olun ekonomiden eğitime, siyasetten bürokrasiye, hukuktan sosyal hayatın kılcallarına kadar her yerde karşılaşılan sorunlar, yüz yüze gelinen zorluklar karşısında; neyi nasıl yaptığımız, neyi gözettiğimiz, iş ve işlemlerimizi nasıl yürüttüğümüz bu konudan bağımsız değil.
Bugüne kadar bize en çok zararı, dışarıdan operasyonlardan çok içeriden kendi kendimize yaptığımız operasyonlar verdi.
Ciddiyetti elden bıraktığımız her nokta, tedbiri unuttuğumuz her an, ibret almadığımız her yaşanmışlık gelip defalarca vurdu bizi. Her kriz nasıl olduysa varoluşumuza yönelik bir tehdit haline geldi. Krizi büyüterek varoluşsal bir tehdide dönüştüren biraz da bizim bünyemizle ilgili bir şey. Onlar her seferinde bizim açık verdiğimiz yere vurdu, tamam. Niye açık verdiğimiz yere vuruyorsunuz?, diye söylenmenin bir yararı yok. Bunun bizi daha korunaklı kılacağına dair bir işaret de yok.
Krizler sıra dışı değildir ve hep olacaklar.
Sıra dışı olan her seferinde onlarla aynı tarz ve yöntemle başa çıkılacağını ummak.
Kendi üzerine düşünmeyen bir düşünceden Allah’a sığınalım!
Bizim kendimizi pohpohlamaya değil her seferinde çuvaldızı kendimiz için alıkoymaya ihtiyacımız var. İlerleyeceksek böyle ilerleyeceğiz, yol alacaksak böyle yol alacağız, korunacaksak böyle korunacağız.
Krizler söz konusu olduğunda milletin desteğinden şüphesi olan mı var?
Hangi krizde bu millet üzerine düşeni yapmadı? Hangi kritik eşikte siperi terk etti?
Çanakkale’den İstiklal Harbi’ne oradan 15 Temmuz’a kadar her seferinde en önde kimler vardı?
Fakat kriz atlatıldıktan, kritik eşik aşıldıktan, siperden çıkıldıktan sonra ne yaptığımıza bakmak gerekiyor. Kriz anında beliren teyakkuz en küçük bir rahatlık anında rehavete yerine bıraktığında, iş ve işlemlerde azami dikkat isteyen hassasiyet lakaytlığa evrildiğinde artık belanın arayıp sizi bulmasına gerek kalmıyor. Siz belayı buluyorsunuz zaten!
Onun için vaziyetimiz, ahvalimiz bir seferde göz ucuyla bakılıp geçilecek, bir kriz anında elden geçirilip bırakılacak bir şey değildir! Sürekli dikkati ve hassasiyeti gerekli kılan bir sorgulama ve düşünme sahasıdır aynı zamanda.
Mesela ehliyet ve liyakate dikkat etmek; sadece FETÖ denilen Allah’ın belası bir örgüt size musallat olduğunda aklınıza gelecek, gündeminize girecek bir konu olmamalı. Ehliyet ve liyakate dikkat zaten her koşulda sizin yapmaya memur olduğunuz bir iş olmalı.
Mesela üretim ekonomisinden söz ediliyor şu sıralar. Üretim ekonomisi bir ekonomik kriz anında tutunacağınız gelişigüzel bir can simidiniz olmamalı. Zaten programınızın ana hedefi, temel yönelimi olmalı. Öyle olduğunda ancak gerçekleşecek bir şeyi kriz anında terennüm etmek yetmiyor maalesef.
Belki hiçbir zaman size yumruk atılmaması garanti altına alınamaz ama size yumruk atan elin acıması gerekir. Gerekir ki bu kadar kolay bir daha yumruk atmaya kalkmasın. Birilerinin sizi dişleri arasına alma dürtüsü tamamen yok edilemez belki. Ne var ki çiğnemeye teşebbüs edildiğinde çiğneyenin dişlerini kıracak bir demir leblebi olabilirsiniz.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020