Ali AYDIN
Ziya Selçuk’un Millî Eğitim Bakanı olması eğitimin tartışma gündemine girmesine neden oldu. Türkiye televizyonları, eğitim konulu birkaç program yapmak zorunda bile kaldılar. Bu gelişmelerin yazılı basında da yansımaları oldu. Yeni Bakan ile birlikte pek çok yazar eğitimi bir konu olarak sahiplenip eğitim üzerine yazılar yazdılar. Bu arada sosyal medya da çok hareketlendi. Yeni Bakanın geçmiş konuşmalarında eğitim üzerine yapmış olduğu tespitler farklı mecralarda sayız kere paylaşıldı.
Yeni eğitim yılının başında Cumhurbaşkanı ve Millî Eğitim Bakanı tarafından peş peşe gelen açıklamalar ise tartışmaların süreceğine işaret ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni eğitim yılının açılışı vesilesiyle yayımlanan mesajında; "Eğitimde tarihi değişimlere hazırlanıyoruz. Yeni eğitim-öğretim yılında da günün ihtiyaçlarını, gelişen teknolojileri ve milletimizin beklentilerini göz önünde bulundurarak, bu alandaki reformlarımızı aralıksız sürdüreceğiz”, dedi. Akabinde Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarihî değişimlerin neler olacağına dair yapılacak açıklama için MEB’in vizyon belgesini açıklayacağı 15 Ekim tarihini gösterdi.
Tüm bunlar eğitimi konuşmak için bir zemin oluşturuyor. Bu nedenle farklı kesimler eğitime ilişkin yaklaşımlarını ortaya koyuyorlar. Medyada konu edilen, basında yazılıp çizilen, sosyal medyada beliren eğitim konulu paylaşımlara baktığımızda konuya dair seviyemizi de görüyoruz.
Cem Yılmaz bir gösterisinde, birinin varlığının diğerini imkânsız kıldığı farklı nitelikteki şeyleri aynı anda istemenin paradoksunu şöyle formüle etmişti: “Muz yiyim ama çilek tadı gelsin!”
Eğitim söz konusu olduğunda ülkece durumumuzu tastamam anlatan ifade bu!
Bu ifadenin durumumuza uygunluğunu test etmek için mevcut yapı ile olmasını düşlediğimiz arasındaki makasa bakmamız yeterli. Mevcut eğitim sistemimizin yapısal olarak konumlanışı, amaçlılığı ve içeriği ile olmasını düşlediğimiz arasında alakasızlık var.
Eğitimde olmasını arzu ettiğimiz şeyler var. Hayallerimiz, umutlarımız var. Olmasında bir sakınca da yok. Hatta hayallerimizin olması, olmazsa olmaz bir gereklilik. Ne var ki bu hayallerimizi her seferinde varlıklarından şüpheye kapılmadan kullandığımız araçlarla gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz.
Türkiye’de eğitime ilişkin hayaller, mevcut yapının üzerinden atlanılarak kuruluyor. Bu gerçekçi değil ve sonucu her seferinde aynı olmaya mahkûm.
Farklı ideolojik kabulleri olan kesimler kendi meşreplerine uygun hayalleri ile eğitim tartışmalarına katılıyorlar.
Bazıları, torna tezgâhı işlevi gören mevcut yapıda hem endoktrinasyon tam hız devam etsin hem de bilimsel bir eğitim olsun istiyor.
Bazıları torna tezgâhı fikrini tartışma konusu etmeksizin medeniyetimizin önemli isimleri olduğunu hatırlatarak söze başlıyorlar. Zorunlu, kitlesel eğitime aldığımız 20 milyon gencimizin ileride İbn-i Sina, Gazzâli olmasını bekliyorlar.
Bu kişiler, mevcut eğitim sisteminin örgütlenme yapısının, bürokratik zihniyetinin, yasal mevzuatının ve yapısal özelliklerinin üzerinden atlanarak İbn-i Sina veGazzâli’ye çıkacak kestirme bir yol varmış gibi konuşuyorlar.
Zorunlu, kitlesel eğitim, katı merkeziyetçi uygulama, Tevhid-i Tedrisat, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu…
Bu karışımdan İbn-i Sina, Gazzâli çıkmaz! Kaldı ki mevcut yapının öyle bir amaçlılığı, ona göre bir programı da yok!
Bazıları ise endüstriyel bir türkü tutturmuşlar. Tıpkı diğerleri gibi onlar da zorunlu, kitlesel ve endoktrinasyona dayalı eğitimin üzerinden atlayarak; “Bırakın bunları, endüstri sizden nitelikli işgücü, dijitalleşen dünya kodlama, robotik ister. 20 milyon çocuğumuz robot yapsın, kodlama yapsın, başka şeye gerek yok.”, diyorlar.
Tabi post-kültürel bir dünyaya adım atmakta olduğumuz bunun birey ve toplum hayatında ne türden riskler taşıdığı, böyle bir vasatta eğitimin içinde bulunduğu kriz hakkında yukarıda andığımız yaklaşımların farkındalığına dair herhangi bir işaret de yok. Öte yandan eğitimin metalaşması o kadar hızlı ki o hızla değerlerin süpürülmesi“değerler eğitimi” gibi sözlerin sarf edildiği bir aralıkta cereyan ediyor. Değerler eğitiminin ironi haline geldiği tehditkâr bir aralık bu. Dünyanın gittiği istikametin eğitim için belirleyici olduğunun altını çizenler aynı dünyadan gelen meydan okumalar hakkında suskunlar.
Eğitim yerçekimsiz bir ortamda icra edilmiyor. Bu nedenle hayallerimiz yere değmeli. Hem mevcudu alıkoyup hem de onun varlığında olması mümkün olmayanı vitrine koymak hayal tacirliği yapmaktır. Aynı zamanda geleceğimize ve çocuklarımıza yaptığımız büyük bir haksızlıktır da!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020