Ali AYDIN
Şaban Teoman Duralı felsefe profesörü, saygı duyulan bir isim. Felsefe öncesi düşünüş, felsefî düşüncenin oluşumu, yeniçağ felsefesi, dil felsefesi Teoman Hoca’nın üniversitede okuttuğu dersler. Derslerinin ilgiyle takip edildiği söylenir. Kuantum fiziği, matematik ise Teoman Hoca’nın ayrıca ilgilendiği konular arasında. Kendisi hakkında yazılanlardan öğrendiğimiz kadarıyla da hocanın bir merakı da dil üzerine. Öğrendiği dillerin sayısı 10’un üzerinde.
Teoman Hoca’yı ilk kez yıllar önce Kanal 7’de Ahmet Hakan Coşkun’un hazırlayıp sunduğu İskele Sancak isimli programda izlemiştim. Ardından Çağdaş Küresel Medeniyet-İngiliz Yahudi Medeniyeti ve Omurgasızlaştırılmış Türklük isimli kitaplarını okumuştum. Teoman Hoca’yı dinleyen ve okuyan birisi onun kafasının başka türlü çalıştığını hemen fark edebilir.
Muaz Ergü, Teoman Duralı üzerine yazdığı bir yazıda onun Cumhuriyet dönemine ilişkin değerlendirmesini şöyle özetlemiş: “Cumhuriyet’i “Türk Aydınlanması” olarak gören mantığın kesinlikle karşısında yer alır. Cumhuriyet döneminin felsefeye de katkı vermediğini iddia eder. Cumhuriyet döneminin Türk varlığı açısından kayıp bir dönem olduğunu söyler. Özellikle dil devriminin kültür ve düşünce hayatımızda kapanmayan bir yara meydana getirdiğini ve milletin cahilleştirildiğini de belirtir. Omurgasızlaştırılmış Türklük kitabı, İslam medeniyeti şemsiyesi altında hayat bulmuş Osmanlı-Türk hüviyetini tanımak ve ne olup bittiğini anlamak açısından önemlidir.”
Alıntıdan da anlaşılacağı üze Teoman Hoca verili olana tam da bir felsefeci gibi şüphe ile yaklaşmayı egemen söyleme mesafe alabilmeyi başarabilmiş ve kendi alanında yetkinliği kabul edilen bir isim…
Buraya kadar hiçbir sorun yok!
Ne var ki Teoman Duralı’nın 25 Ekim 2018 tarihli Yenişafak’ta yayımlanan röportajı oldukça sorunlu görünüyor. Röportajda ifade edilenler kiminle röportaj yapıldığı söylenmeyip önünüze konsa röportajın Teoman Duralı ile yapıldığını tahmin etmeniz gayri kabil. Tıpkı birkaç hafta önce İlber Ortaylı’nın ‘öğrenci andı’nın kaldırılmasına ilişkin “Andın kaldırılması küstahlıktı!” açıklaması gibi. Orada da ifadenin İlber Hoca’ya ait olduğunu bilmesek muhtemelen bunu söylese söylese ya Emin Çölaşan ya da Bekir Coşkun söylemiştir derdik. İlber Ortaylı da ilmî yetkinliği kabul edilmiş ve toplum tarafından kendisine iltifat edilen bir isim. Ama ağızdan çıkan cümle de bu işte!
Peki, Teoman Hoca ne diyor röportajda?
“Andın içeriğini teşkil eden düşüncelere vurgu yapmak zorundayız. Ant öncelikle Türklük üzerine ve geleneksek adabımız, büyüklere saygı, küçükleri sevmek üzerine kuruluydu. Sonra yanlış hatırlamıyorsam 12 Eylül’den sonra Mustafa Kemal Atatürk kısmı eklendi. Bu ikinci kısım tabii ki lüzumsuz. 12 Eylül işgüzarlığını ifade eden bir tavırdı.”, diyor.
Başka ne diyor Teoman Hoca?
“İtiraz edebilirler, getirmeyebilirler de onun da haklı gerekçeleri var. Her iki duruma da uymakla yükümlüyüz. Çünkü devletin temellerini sarsacak bir hareket yıkıma götürür. Bunun demokrasiyle falan da bir ilgisi yok.”
Şimdi Teoman Duralı ya da İlber Ortaylı Hoca’ya onların bilmeyip de bizim bildiğimiz bir şeyi söyleyecek durumda değiliz. Tarihî arka planı mı yoksa işin felsefesini mi konuşmak istersiniz? Türkiye’de bunun için bulup konuşacağınız kendisini dinleyeceğiniz iki isimden söz ediyoruz. Her iki isimin yetkinliğinden, müktesebatından en küçük bir şüphemiz yok. Ancak konu Türkiye’de devlet – toplum ilişkisine geldiğinde bu iki isim bunları söylüyorsa bence tartışma konusunu da aşan bir durum ile karşı karşıyayız.
Türkiye’de bu birikimden, bu kültürel müktesebattan, bu yetkinlikten; konu devlet-toplum ilişkisine evrildiğinde bu analiz düzeyi çıkıyorsa meselemiz başka yerlerde deme ki…
Hele Muaz Ergü’den aktardığım Teoman Duralı’nın Cumhuriyet politikalarına ilişkin net ve keskin eleştiri ve sorgulamalarının ardından eleştirdiği ve sorguladığı halin en kaba temsilinden ibaret olan bir uygulamayı muhafaza etmemiz gerektiğine dair söylediklerini nasıl anlamak gerekir?
Hoca kendisini mi inkâr ediyor yoksa bizi mi imtihan ediyor?
İzahı zor; ama yara tam da burada belli ki …
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
10.04.2021
31.01.2021
26.01.2021
31.12.2020
21.12.2020
12.10.2020
17.09.2020
11.09.2020
5.08.2020