Ali BAYRAMOĞLU
İktidarın Kürt hamlesinde, iktidar bakımından netleştiği açık. PKK ve YPG’ye karşı asayişçi tutumdan ödün verilmeyeceği de ortada. İktidarın asayişçi açılımı anlayışı ile Suriye’de izlediği politika birbirini tamamlar nitelikte.
Suriye’de yeni dengeler, özellikle Fırat’ın batı tarafında Kürt güçlerinin kontrol ettiği, Türkiye’nin uzun süredir mesele yaptığı alanların boşaltılmasına yol açıyor. YPG, Tel Rıfat’ı terk etti, Münbiç’in eli kulağında. Kısacası, batıda Rusların hakim olduğu bölgelerde Türkiye son gelişmelerle bir ‘alan temizliği’ yapıyor.
Fırat’ın doğusu için Ocak sonrasına, Trump’ın gelişine, pazarlıklara yönelik de el kuvvetlendiriyor. Türkiye’nin, tutumu ve kontrol ettiği Sünni güçlerle birlikte İran karşısında doğal tampon görevi en az Kürtlerin kadar kuvvetli bir ihtimal kılmaya çalışıyor.
Ayrıca Esad’ı masaya oturtmak olup biteni bir araç haline getirme peşinde. Bu, Türkiye için Fırat’ın doğusunda Kürt özerkliğini dışlayan masa arayışı demek. Bu çerçevede silahsız bir Rojava’nın Ankara’nın ana hedefi olduğu açık.
Türkiye bakımından arayışlar ve tahmini koşullar bunlar…
Suriye’deki gelişmelerin tetiklediği durum ile birleşince, açılıma Türkiye’nin verdiği anlam sadece içeriği bakımından değil, istikameti açısından da netleşiyor.
Ne var ki bu, tam bir netlik için yeterli değil.
Zira bu yol yalnız yürümüyor.
Açılım hamlesinin kaderi ilk aşamada önemli ölçüde Kürt hareketine bağlı. Bu hareketin, Kandil’i, Öcalan’ıyla Türkiye’nin hamlesine ne karşılık vereceği önemli ve belirleyici olacak. Öcalan-Dem görüşmesi gerçekleşirse, top Kürt tarafında olacak.
Ne olabilir?
2013 dönemiyle karşılaştıracak olursak, Kürtlere önerilenler oldukça geride.
2013’te şu üç unsur belirleyiciydi
Öncelikle Türkiye yeniden yükselen bir şiddet baskısı altındaydı. 2011 tarihinde açılan terör sayfası 20 ayda 912 kişinin hayatını alan en kanlı sayfa olmuştu. 2012 sonbaharında başlayan PKK’lı hükümlü ve tutukluların hapishanelerdeki kitlesel açlık grevleri başka önemli durumdu. Kürt hareketinin eli nispeten kuvvetliydi ve çözüm süreci bu koşularda bir ihtiyaç olarak başlamıştı. İkincisi, şu veya bu şekilde taraflar arasında Kürt sorununa değen bir müzakere iklimi vardı. Üçüncüsü, Kürt sorunu milli sınırlar içinde cereyan eden ve çözüm bekleyen bir sorundu.
Bu kez gündemde müzakere fikri yok. Çatışma çözümü girişimi tek eksenli, açık pazarlık görüntüsüne iktidar tümüyle kapalı. Buna karşılık Öcalan’a ev hapsi ve Kürt meselesini siyaset yoluyla ifade etmek, silahsızlanma, silahlı örgütün feshi karşılığında sunulan öneriler. Yine bu kez Türkiye’nin Kürt sorunu, artık önemli ölçüde bir ucu Irak diğer ucu Suriye’ye uzanan bir bölge sorunu dahası Rojava’da Kürt hareketi önemli ölçüde kökleşmiş ve bir yaşam alanı bulmuş bir bölge sorunu. Kürt hareketi bakımından yılların umudu temsil ediyor, Türkiye için ise Kürt devleti riski ve endişesine gönderme yapıyor. İktidarın çatışma çözümü ihtiyacı da buradan devletin bölgede alan genişletme, boşlukları doldurma, fırsatları kullanma stratejisinden kaynaklanıyor.
İki dönem arasındaki ortak nokta, sorunun baskısı ve ağırlığındaki süreklilik…
Ancak şu aşamada asıl soru yukarıda belirttiğim gibi Kürt hareketinin, Öcalan’ın bu koşullar çerçevesinde nasıl hareket edeceği?
Öcalan, “soluk alırsam, siyaset yapabilir, farklı yoldan mücadele edebilirim” diye düşünebilir. Nitekim ilk çözüm sürecinde de Öcalan, silahlı unsurları çekmeyi bir söz karşılığında, somut bir devlet adımı olmadan kabul etmişti. Devletle görüşme ve meşruiyet hedefini, örgütünün kimi itirazlarına rağmen yeterli görmüştü. Bu kez de benzer bir tavır alabilir.
Ancak bu kez, Kürtlerin kaybedecek daha fazla şeyi var. Bu da, Rojava’nın varlığıdır. Bu bakımdan örgütten gelecek itiraz muhtemelen daha kuvvetli olacaktır. Kaldı ki Öcalan’ın silahsız bir Rojava’ya ‘evet’ demesi de tartışılır bir durumdur. Nitekim Kürt hareketi, bugün Trump’ın göreve başlamasını, ABD’yle ilişki geliştirmeyi, kendilerine omuz verilmesini kuvvetli bir biçimde umuyor ve bekliyor. Hedeflerinin Suriye’de bir statü arayışı olduğu muhakkak.
Bahçeli’nin hamlesini bölge dinamikleri gerektirdi.
Açılım veya çatışma çözümü, adı her neyse, bir Kürt barışı ancak Kürt sorununun tüm alanını veya bölgesel dış dinamikleri, özellikle Suriye’yi dikkate alarak mümkün olacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025