Ali BAYRAMOĞLU
Her tür aktör, ihtimal ve riskten sözediyoruz, ancak kimse 'asker' kelimesini ağzına almıyor.
Bu, önemli bir gelişme.
Yaşanan kutuplaşma, kırılma ve sarsıntılara rağmen, ordunun bir siyaset faktörü olarak aranmaması ve anılmamasını ciddiye almak, bunu 'sivilleşme süreci'nin önemli sonuçlarından birisi olarak görmek gerekir.
Ancak askeri siyasi oyunun dışına iten sadece yapısal ve kurumsal düzeyde yaşanan sivilleşme süreci değildir. Aynı zamanda son yıllarda filiz veren bir 'değer sistemi etkileşimi', bunun 'rejim krizi zeminini' küçültmesi, asker-siyaset ilişkisi meşruiyetini sosyolojik olarak da daraltmasıdır.
Nasıl?
Teslim etmek gerekir ki, son 10 yılın bizim için en önemli sonuçlarından birisi, Türkiye'nin 'devlet düzeni ve rejim meselesiyle ilgili laiklik tartışmalarını' ve buradan doğan kutuplaşmayı önemli ölçüde geride bırakmasıdır. Bugün bu konuda tartışmalar 'makro siyasi alan'dan 'mikro alan'a taşınmıştır. Gezi hadiselerinin bir ölçüde harekete geçirdiği gibi daha çok kamusal alan üzerinden seküler ve dindar değerler zemininde yürümektedir. Makro alanda sağlanan mutabakat, mikro alandaki ilişki (iç içe girmeler) ve tartışmalar (ayrışmalar) her şeyden önce bir normalleşme halidir.
Bu geçişi sağlayan ise toplumsal değişmedir. Toplumsal olanın siyaseti kuşatmasıdır. Özce 'değer sistemi etkileşimi'dir.
Sözünü ettiğimiz, dindar ya da modern (özellikle genç kuşak) kişi bünyelerinde hemhal olan, tüm çelişkileriyle yan yana yaşayan, (seküler, dindar, özgürlükçü, vs) değer sistemlerinin ürettiği çoğulculuktur. 'Değer sistemleri itibariyle çoğul kişi' üzerinden dindar ve modern alan ve aktörler arasındaki etkileşimin hızlanmasıdır.
Çoğulluk sivilleşmeyi, sivil değerleri besler. Yeryüzü iftar sofraları bu açıdan mükemmel bir mikro örnektir. O alanda askere, askercil zihniyete yer kalmaz.
Evet, 'bardağın dolu tarafı' böyle…
Ancak dikkat: Bardak tümüyle dolu değil…
Şimdi 'boş tarafa' bakalım…
Dün söyledik, 'toplumlar sürekli değişir ve kalıcı girdiler her zaman olur. Ancak kurmak zor, bozmak kolaydır. Türkiye'nin son 10 yılının karşısında geride duran 80 yıl var. Sosyolojik değişimin karşısında, sert zihniyet çekirdekleri, kuvvetli vesayet gelenekleri, dokuları var…'
Asker meselesine bu açıdan bakmak ve tetikte olmak gerekir.
İki sorun var.
1. İlki askerin siyasi gücünü içten içe korumasına imkan veren tamamlanmamış bir sivilleşme süreci. Genelkurmayın statüsünden Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin (iki başlı devlet dokusunun hukuki göstergesi) varlığına, askeri mallar ve harcamalar üzerinde Sayıştay denetiminin eski vesayetçi günleri andırmasından subay yetişme kriterlerinin değişmemesine bir dizi ciddi mesele…
2. Diğeri, ülkede siyasi ve toplumsal talep ve dalgaların asayiş nesnesine indirgenmesi, bu çerçevede güvenlik politikalarının öne çıkmasından kaynaklanan sorundur. Güvenlik politikalarının öne çıkması, ise güvenlik kurumlarının etkinlik, önem ve değer kazanmasını, karar süreçlerinde boy göstermesini ve kendi başına yeniden siyasileşmesini içeren bir durumdur. Bu durumda açıktır ki, askeri siyasi sahadan uzak tutan sivilleşme istikametindeki yasal düzenlemeler ve toplumsal değişim kadar algıda ve olguda demokrasinin varlığıdır. Demokratik siyaset ve istikrarın ülkeyi kuşatmasıdır. Asker-güvenlik-siyaset bağını koparan da kuran da bizim geleneğimizde budur.
Bu iki sorun açısından gösterge yukarıya seyrediyor.
Zaman sivilleşme konusunda hamle zamanıdır.
Zaman zaman barış süreci musluklarının açılması, güvensizlik ve kutuplaşma ortamının dağıtılması zamanıdır.
Nasıl olacak bu?
En azından şunu görerek:
Dün toplum siyaseti nasıl kuşattıysa, bugün tersi olmakta siyaset yeniden toplumu kendi içine haspetmektedir. Toplumun ürettiği dokuyu bu durum hasara uğratmaktadır. Mikro alandaki ayrışmalar, iç içe girmelerin önüne bu şekilde çıkmaktadır.
İktidar sahipleri bu satırları bir kenara yazmalıdır…
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025