Ali BAYRAMOĞLU
Hanefi Avcı yıllar önce İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı sıfatıyla TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadede şunları söylüyordu:
'İlk defa Güneydoğu'da JİTEM görevlisi Cem Ersever'in bu tür faaliyetler içerisine girdiğini ve bunu takiben özellikle İstanbul'da PKK'ya önemli ölçüde maddi yardımda bulunan finans çevreleri ve uyuşturucu kaçakçılarına karşı yasal mücadele yapılamadığı anlayışı ile illegal çalışacak gruplar oluşturulması ve illegal mücadele edilmesi düşüncesiyle Emniyet, MİT ve Jandarma içinde böyle grupların oluşturulduğunu ve eylemlerin başlatıldığını, neticede PKK'nın ve diğer örgütlerin destekçisi aktif unsurların susturulduğunu, daha sonra faaliyet gösterilecek zemin kalmayınca resmi görevli ve sivil kişilerden teşekkül ettirilmiş olan bu grupların kendilerine menfaat temini uğruna mafya türü birtakım yasa dışı faaliyetlere giriştiklerini...'
Bu 'teşekkül' tanımı sadece Susurluk döneminin değil, derin devlet sisteminin tam resmidir.
İstenmeyeni, yasal yollardan ortadan kaldırılamayanı, gayri resmi, yasa dışı yollarla, çeteleşerek devlet gücüyle imha etmek, boğmak, sıkıştırmak...
Derin bir gelenektir bu.
Susurluk öncesinde aynı dokular farklı isimlerle anıldı...
Susurluk sonrası bayrağı Ergenekon aldı...
Sorun odur ki, hiç değişim ve demokratikleşme döneminde bu dokular, bu sistem gerçek anlamda ele alınmadı, alınamadı.
Asker içini temizlemeye, MİT şeffaflaşmaya yanaşmadı, Emniyetle ilgili tartışmalar ve temizlikler kadro tasfiyelerini aşamadı. Siyasi mekanizma bu meseleyi karşısına ya almadı ya alma cesareti gösteremedi.
Zaman zaman harekete geçen yargı ise karşısında kuvvetli bir devlet geleneği buldu. Sınırlı bir temizlikle yetinmek zorunda kaldı.
Nitekim gazeteler devlet cürümleriyle ilgili sık sık yeni soruşturma haberleri verirler.
Ve bu soruşturmaların, onları takip eden kovuşturmaların hemen hepsi bir yere gelip tıkanır ya da sistem sorgulamasına yol açmaktan çok uzak basit yaptırımlarla sona erer.
İbranim Şahin, Korkut Eken ve Mehmet Ağar, örneğin, Susurluk çeteleriyle ilgili kimi davalarda mahkum oldular ve hapis yattılar.
Sonuç?
Ne vicdani ne hukuki olarak adalet yerini buldu.
Bir kaç gün önce, 'sır ve karartma hala esas ise, Ergenekon davasının yaptığı temizlik satıhta kalmış demektir...' notunu bu nedenlerle düştük bu köşeye...
Yasalar ve fiili durumlarla engelleyen, karartan, saklayan bir gelenek, bir düzen, bir devlet...
Bu tablonun son büyük örneği, malum, Hrant Dink davasıdır.
Ve bu davanın geldiği aşamada yarattığı duygu 'umutsuzluktur'...
Temizliğe dair umutsuzluk...
Bu bir kader mi?
Susurluk polislerinden Ayhan Çarkın'ın 2011'de yaptığı itiraflar üzerine 1993-1994 arası cinayetlerle ilgili açılan soruşturmanın bir ayağı tamamlandı. Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın 30 Eylül 1993'te kaçırılıp üç kurşunla öldürülmesiyle ilgili bu ayağın iddianemesinde Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, (iddianame mahkeme tarafından kabul edilirse) ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanacak.
Yusuf Ekinci, Faik Candan, Behçek Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Karay, Medet Serhat, Simitko, Esmaili, Metin Vural cinayetleriyle (faili meçhulleriyle) ilgili soruşturma yine aynı isimler etrafında sürüyor.
Bu cinayetlerin bir kısmının nasıl işlendiği Kutlu Savaş'ın Başbakanlık Denetleme Kurulu Susurluk raporunda tüm açıklığıyla tanımlanır.
Bu kez tanımın ötesine geçilir mi?
Kurumlar devreye girmeden, iç temizlik başlamadan pek zor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025