Ali BAYRAMOĞLU
Hatip Dicle'nin milletvekilliği düştü. BDP Grubu bu koşullarda meclise katılmayacağını açıkladı.
CHP milletvekilleri Balbay ve Haberal'ın tahliye istemi mahkeme tarafından reddedildi.
MHP'den seçilen Engin Alan ile BDP'den seçilen 5 KCK sanığı için ilgili mahkemelerin benzer bir karar verme ihtimali iyice yükseldi...
BDP'den 6, CHP'den 3, toplam 9 eksikle açılacak bir meclis... Oturumlara katılmayacağını açıklayan BDP'lilerle birlikte 39 eksikli meclis...
Bir kaos ve kriz meclisi...
Başka türlü tanımlamak mümkün mü?
Böyle bir meclis mi, anayasayı hazırlayacak, Kürt sorununu çözecek?
Kilitlenme gerçekten vahim noktada...
Artık asli siyasi soru, bu kriz nasıl ortadan kalkacak, etkileri nasıl hafifleyecek sorusudur...
Tutuklu milletvekillerinin tahliye imkânları ve BDP'nin meclis oturumuna katılmasına yönelik adımlar, demokratik bir iklim için acilen üzerine düşünülmesi gereken meselelerdir.
Ama nasıl?
Tersten başlayalım, önce şunu görmek gerekiyor:
Siyasi partilerin yaşanan krizle ilgili sorumluluğu diğer siyasi partilere çıkarması, fırsatlardan istifade etmeye çalışması krizi daha da derinleştirir.
Nitekim yapılacak en yanlış iş, BDP'nin Dicle konusunda krizi bilerek zorladığını, KCK tutuklusu kişileri aday göstererek çatışma aradığını söylemek olacaktır... Beteri BDP'nin meclis oturumlarına katılmama kararını bir tehdit olarak algılamak ve yaşananların tüm sorumluluğunu bu partiye vermek olacaktır...
Ne var ki pek çok yorumun yanı sıra, dün AK Parti adına basın toplantısı yapan Bekir Bozdağ da ana hatlarıyla bu görüşü savunuyor, özellikle Dicle konusunda YSK'nın kararına katıldığını ifade ediyordu.
Bu, sadece krizi dondurmayı engelleyecek bir tutum değil, aynı zamanda haksız bir bakıştır.
BDP, çatışma-siyaset unsurlarını iç içe soktuğu, gerginlik çıtasını durmaksızın yükselttiği, Kürt sorununu Kürt siyasi hareketinin tekelci politikası içine hapsetmeye çalıştığı, ayrı durmayı temel şiar edindiği için sıkça ve bence haklı olarak eleştirilen bir siyasi parti...
Ancak son krizi bu eleştiri unsurlarıyla açıklamak mümkün değildir...
Bir yanda, ortada YSK skandalı varken, öte yanda Kürtlerin parlamentodaki varlığını hazmetme sorunları yaşayan bir sistem bulunurken, tüm faturayı "meclisi boykot etme kararı" aldığı için BDP'ye çıkarmak ahlaki olabilir mi?
Baştan ele alalım:
YSK'nın bir görevi, "seçmenlere, bu kişiye oy verebilirsiniz, seçilme yeterliliğine sahiptir" anlamına gelen bir denetim yapmak değil midir?
Peki o zaman YSK, Dicle'nin milletvekilliğini iptal edeceğini bildiği halde, duruma ses çıkarmayarak Dicle'ye oy veren 80.000 kişiyi, BDP'yi yanıltmamış mıdır?
Dahası mazbatasını almış bir milletvekiliyle ilgili karar merci TBMM olması gerektiği halde, YSK, "Dicle düştü yerine başka partiden gelen şu aday seçilmiştir" diyerek, temsile doğrudan ve haksız müdahale etmemiş midir?
Bunları unutup, kural, kanun diyerek sorumluluğu "geri çekilmeye itilen" bir siyasi partiye çıkarmak vicdan dışı olmaz mı?
Ergenekon ve KCK tutuklusu sanıklarla ilgili durum da öz itibariyle farklı değildir...
Demokratik hukuki düzenler, temel demokratik ilkelerini ve özgürlüğün özünü zedeleyen düzenlemelerden kaçınırlar. Tutuklu olarak yargılanan, seçilme hakkı bulunan, aday olup milletvekili seçilen kişilerin, delil karartma ve kaçma ihtimalleri yoksa, tahliye edilerek yasama faaliyetini yerine getirmelerini sağlarlar, örneğin...
Kaldı ki, aynı çerçevede Türkiye uzun süredir tutukluluk sürelerinin uzun olduğunu tartışmıyor mu? "Katolog suçlar" adı altında garip adli refleksle uygulanan bir düzenleme "tutukluluk ile hüküm hali" arasında yer değiştirmelere yol açmıyor mu?
Bugün ortaya çıkan sıkıntı da bu tartışmayla doğrudan ilgilidir.
O zaman çözüm de ortadadır...
CMUK'ta yapılacak bir hüküm değişikliği, sanık-milletvekillerinin meclise girmesini sağlar...
Ergenekonculardan KCK'cılara, oradan Dicle'ye, velhasıl, krizden çıkışın tek adresi siyaset ve meclistir...
Çözüm mümkündür...
Özgürlük alanını genişletecek düzenlemeler konusunda partiler anlaşır ve mecliste harekete geçerlerse, BDP'nin siyasi alanı terk etmesi de engellenir...
Yaralı da olsa siyaset yolu açılır...
CHP, MHP ittifaka hazır...
Ama dün söyledik, önce başbakan Tayyip Erdoğan'ın ses vermesi gerekiyor...
Bekir Bozdağ'ın değil, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ile Bülent Arınç'ın sesini duymamız gerekiyor...
Barışa ve huzura ihtiyacımız var...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025